- 570 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
KARAKOL
KARAKOL
Pencereden gökyüzüne bakıyordu.Binlerce yıldız onun hüznüne nispet edercesine ışıldıyordu.Sanki gözlerindeki sönen ışık yıldızlarda büyümüş ve ondan intikam alıyormuş gibi.Soğuktu hava ama alışmıştı artık buna.İlk geldiği günü hatırlamıştı bir an için.Nasılda şaşırmıştı.Naıl yaşıyorlar bu soğukta diye düşünmüştü.Birde şimdiki haline baktı yaşıyordu işte.Yani yaşamaya çalışıyordu.6 yıl olmuştu buraya geleli.Bir kış günü inmişti otobüsten.O zaman soğuk pekte etkilememişti onu çünkü karşısında içini ısıtarak gülümseyen yakışıklı bir asker vardı.Nişanlısının peşinden tayin istemişti Rüya. Çok karşı çıkmışlardı buna ama o kimseyi dinlemedi.Buna hep karşı çıksada içten içe biliyordu onu son görüşü olabilirdi.Hergün duyuyordu şehit haberlerini.Biliyordu sevdiğide onların arasında olabilirdi.Bu yüzden bir an bile tereddüt etmedi.Kimseyi dinlemedi.Hemen başvurdu Hakkarinin bir köyüne gidicekti ve şans bu ki sevdiğinin görevli olduğu karakolun bulunduğu köye çıktı tayini.Haberini aldığında sevinçten çıldırabilirdi.Levent çok kızmıştı ona.Defalarca vazgeçirmeye çalışmıştı.Böyle tehlikeli bir zamanda bayan bir öğretmen o hainlerin en çok istediği şeydi heralde ama herşeyi göze almıştı Rüya. Köye gittiğinde burada bir insanın nasıl yaşadığını düşündü ama çalıştı.Hatta sevmeye bile başladı.Canından çok sevdiği Leventi bir kaç ev ötedeydi.Bu bile mutlu olmasına yeterdi.Taki o akşama kadar...
O gece içi sıkılarak uyanmıştı.Kalktı biraz dolaştı.Kitap okumak istedi ama olmadı.Elini yüzünü yıkadı.Sonra pencereye doğru yürüdü.Etraf sakin görünüyor diye düşünürken bir ışık ve sesle irkildi.Gözlerine inanamadı.O an öldüğünü sandı.Ne birşey söyleyebiliyor ne hareket edebiliyordu.Bombanın etkisiyle kırılan camdan patlayan camdan karakola bakıyordu.Aradan 2-3 dakika geçmeden ikinci patlamanın etkisiyle yere yığıldı.O anda kendine geldi.Çığlıklar içinde koştu kostu koştu...O birkaç evlil mesafe sanki kilometrelerce uzaktayd simdi.Binanın yanına geldiğinde sağ kalan askerlerden biri onu tutmaya çalıştı.Karakol yanıyordu.Alev alev ve o hiçbirşey yapamıyordu...
Cenazeleri başı dik kaldırdı.Bayılmadı bağırmadı yalvarmadı..Herkes taktir etti onu.Ama o bunların farkında bile değildi.Yanındayken bile özlediği sevdiği şimdi bir tahta tabutta son kez önünde diz çökmüştü.Tıpkı evlenme teklif ettiği gün gibi.
Gözlerinin yaşını silerek ayrıldı pencereden.6 yıl geçmişti.Zor çok zor yıllardı ama geri dönemedi.Dönerse sevdiğini arkasında bırakacakmış gibi geri dönemedi.Aradan geçen yıllarda ise değişen pek bişey olmadı.Yine cenazeler kalktı.Yine döküldü gözyaşları ve Rüya hergece o karakolun karşısında yitip giden sevdiğine ve böyle gidecek olan daha nice sevgilere ağladı...