BOZULAN NE?
Adamın biri yolda yürürken bir cüzdan bulur, açıp baktığında içinde hatırı sayılır miktarda para görür, bir süre düşünür ve ne yapması gerektiği hususunda çelişkiye düşüverir!
‘Acaba bu parayı harcasam mı, sahibini mi arasam, yoksa bir karakola götürüp teslim mi etsem?’,... benzeri aklından geçen bütün soruların da tesiriyle yorulur ve hemen eve giderek dinlenmeye çalışır. O gece pek rahat uyuyamasa da bir rüya görür.
Rüyasında cüzdanı bulduğu yolda yürürken yaşlı bir adam yanına yaklaşır. Ak sakallı adamın yüzü nurlu olup, tok bir sesle sorar:
--Evlâdım; para mı, yoksa insan mı efsâldir?
--..................!
Böyle beklenmedik bir soruyla yaşadığı kâbustan kan ter içinde uyanır ve zihnindeki çelişkilerden bir an önce kurtulabilmek için harekete geçer...
Aslında hep efsâldir, insan ve para birdir;
Harcarsan kem niyetle, emin ol, kârı kirdir...
Para sizce ne demek, para size neyi çağrıştırıyor?
Para iyi bir hizmetçi, kötü bir efendidir. Paranın uşağı olmadan, onu ancak emrimiz altına alarak yönetebildiğimiz takdirde huzurlu bir hayatımız olabilir.
Suyun kaldırma kuvveti gibi, su var oldukça, bu kuvvet de vardır.. İnsan da var oldukça bu emr-i itibarî olan para varlığına devam edecektir...
Güzel dile, güzel bul; olma hiç kimseye kul;
Gerçek mutluluk sunmaz hem mal, para, hem de pul...
Sağlığımızı, maddî varlığımızı, güzelliğimizi, bazı özelliklerimizi, ünümüzü, düşümüzü, konumumuzu, yorumumuzu, vizyonumuzu, misyonumuzu, hevesimizi, nefesimizi, … zamanla yitirebiliriz.
Buna bir anlık dalgınlığımız, hırsımız, zafiyetimiz, özentilerimiz, güçlü çeldiriciler, kaza, belâ, çeşitli olumsuz dış etkenler, … neden olabilir.
Öfkemizi yenebilmek, yüreğimizi ferahlatabilmek ve bir nebze sakinleşebilmek için aklımıza ilk gelen hedef ‘zaman’ oluvermektedir maalesef! Hiçbir suçu, kusuru ve günahı bulunmayan ‘zaman’ ulu orta lânetlenmekte ve sanki canlı bir varlıkmış gibi her vesileyle yerden yere çalınmaktadır...
Değil mi ki zamanı ve zemini kirleten, en gelişmiş ve güçlü ama anlaşılması da o denli güç bir varlık olan, insanoğludur... ‘Olmaz Olsun!’ başlıklı şiirimde de vurguladığım üzere,
Zamanı ve zemini kirleten yaratıklar
Yüzünden yaşanamaz hâle geldi dünyamız;
Gönlünü ve aklını karıştıran durumlar
Yüzünden kararıyor ufkumuz ve bahtımız...
Mutluluğu maddede arayan yarasalar
Yüzünden aşılamaz hâle geldi şahsımız;
Esprisini, gizini bıraktıran durumlar
Yüzünden kayboluyor o güzelim çağımız...
,...
Değerli okurlarım!
Hikâyemin başında parayı bulan adam sizce ne yapmıştır?
Allah, paragöz insanlarla muhatap etmesin, bizi onlara mecbur kılmasın... Esen kalınız...