- 1037 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖTEKİ HAYATLAR(4)
-Bu anlattığın kişilerin senle ilgisi ne? Anlayamadım doğrusu.
-Murat; babam, Fikriye ise annem…
-Yani en nihâyetinde evlendiler öyle mi?
-Evet, evlenmesine evlendiler lâkin öyle sıkıntı çekmişler ki; evliliğin saadetinden mahrum kalacak kadar cefâ görmüşler. Zavallı babam o günden sonra karşısındaki insana; “Benim tanıdığım Murat sen değilsin.” dedirtecek kadar değişmiş. Elini eteğini çekmiş dünyadan… O günlerde, onun hâlinden en iyi anlayan kişi dedemin çırağı olan Ali imiş. Çok destek vermiş babama… Hatta benim dünyaya gelmeme sebep olan kişi diyebilirim ona… Sürekli babamın yanında olmuş. Babamın annemle evlenmesinde çok büyük payı varmış.
-Nasıl evlendiler peki?
-Aradan epeyce zaman geçmiş. O zaman zarfında, ne annem mutlu olabilmiş ne de babam. İkisi de yalnızlığı tercih edip aylarca odalarına kapanmışlar. Dedemlerin annemi istemelerinden altı ay sonra anneannem olacak o sonradan görme kadın felç geçirmiş ve belden aşağısı tutmaz olmuş. Böyle acizâne bir yaşam sürmeye alışık olmayan anneannem, yatağın yanındaki çekmeceden tabancayı almış ve sürünerek idâme ettirmeye çalıştığı karanlık hayatını tek kurşunla nihâyete erdirmiş. Aşk acısıyla yanıp tutuşan annemin başına bir de bu felâket gelince, bîçarenin hayatı çekilmez bir hâl almış. Vâlidemin, bu içler acısı hâline tahammül edemeyen dedem de annemi babama vermiş. Zâten dedemin gönlü de vermekten yanaymış.
Hayatını ve hayatından öncesini daha dün yaşamış ve daha dün öğrenmiş gibi sıcağı sıcağına anlatan Necip, cümlelerini bitirdikçe şarabını yudumluyor, alkolün vermiş olduğu aldatıcı hoşlukla konuşmaya devam ediyordu. Ta ki; Cemil:
“Kalkalım artık istersen…” diyene kadar. Necip, bîçare bir eda ile:
“Sen kalk. Benim evim barkım yok. Nereye gidebilirim ki..?” dedikten sonra, Cemil de Necip’e sâhip çıktığını belli eden bir tavırla:
“Kalk haydi! Benim eve gideriz. Hem benim anlayamadığım bir durum var; evim barkım yok diyorsun, bununla birlikte meyhânenin demirbaş müşterisi olmuşsun. Çalışmayıp da nereden temin ediyorsun bu içki paralarını..?” dedikten sonra Necip:
-Babamdan kalan birkaç arazi vardı onları sattım. Yakında suyunu çeker merak etme… Dedi. Cemil, çok klasik olan;
-İyi kötü bir ev alsaydın bari! Sözünü söyledi.
-Ev zaten vardı; onu da sattım.
-Anlıyorum. Neyse kalk haydi! Bende kalırsın boş ver! Birlikte yaşarız bundan sonra… Hem, sen nerede kaldın bunca zamandır Allah aşkına?
Mustafâ KILIÇBAY
AKİS GAZETESİ
KÜTAHYA /2008
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.