- 784 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
AŞK
14 Mayıs
AŞK
Safın biri aşık olur. Hem de herkesçe dile getirilen fakat kimsenin şimdiye kadar yaşayamadığı hakiki aşkla tutulur ona. Çevresinde aşka yönelik yapılan tanımların hepsini alır ruhuna. Fakat onlarla barınamaz, bu madde aleminde. Bu hislerinin yaşayabileceği yer yoktur düşüncesiyle toyluğunun da getirdiği budalalıkla dalar düşlere. Uzunca bir süre yaşar orada. Arzuladığı ne varsa erebiliyordu düş aleminde. Sevgilisine en güzel elbiseleri giydirebiliyor, en güzel çiçekleri sunabiliyordu. Aşkın ritmi hangi mevsimi gerektiriyorsa onu yaratıyordu. Daha neler neler yapmıyordu ki. Kimi zaman sevgilisini salıyordu özgürlüğe. Ve seyre dalıyordu. Fakat hür sevgilisi düş ortamında bile ona ihanet etmiyordu. Acaba böyle bir insan var mı? Düşlerinde aşkının kalbinin çizdiği yollara sapıp ve yol sonuna dek kazasız gelmesinin maddiyata yansıması sevisini daha da yüceltti. Günden güne ağırlaşan hissi artık düşlere de sığmayacak bir hale gelmişti. Sevgilisinin hareket sahasını genişletmek için ne gerekiyorsa yapıyordu. Bazen bir köşeye sığınıp oradan seyrediyordu, bazen kendisine bile düşünün içinde yer ayıramıyordu. Yine başladığı yerdedir. Yeni mekan arayışı içinde tam aşk uçuğu olarak sevgiliye açılma kararı alır. Zaten anlamıştır bu aşk onun uçsuz bucaksız kalbine sığar ancak. Ve ertesi gün:
“al bu anahtarı” der ona. Karşıdaki avuçlarına değen ellerin bomboş olduğunu anladığı an, “acaba dalga mı geçiyor” düşüncesiyle tam şakalara verilen bir tepkiyle karşılık verecekken; bizim aşık:
“kalbimin anahtarını al” der ve daha sonra adımlayarak uzaklaşır. Bekler, bekler…
ama yanıt gelmez. Bizim gariban bir türlü kabullenemez. Zaten hayır yanıtı da gelmemişti. O bunu iyiye yorar ve daha da bekler. Yorgun düşer, bekleme yorgunu bedeni bekleyişin son demini yaşıyordur. Ve yine vurur kendini düşlere, ancak orda da sevgilisi yitiktir. Ama orda da bekler, hep bekler. Sanal alemin insana vaat ettiği ömür meblağınca bekler. Nihayetinde ölür kendi düşünde. Aşk tanımını yapmış olarak düş aleminden dünyaya göç etmiş olan ruhu, aşk sözcüğüne yetim bir varlık olarak kalacaktır bundan böyle.
YORUMLAR
Safın birini "temiz biri" okudum. İyi öz sahibi anlayabilirsiniz. Bu cümleden yola çıkarak, çok iyi olanlar ya da özü iyi olanlar diyelim, akıllı hemde çok akıllı olmak zorundalar diyebiliyorum.
Yoksa, aklın durması ve duyguların kırılması olan aptalca aşkın "maşukuna" aşık olup, sizin öyküdeki gibi komik durumlara düşmezlerdi.
Gülümsetici ve hoşa giden bir yazı.
Emeğinize sağlık.