- 1053 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
BİTLİ KIZ
Görevinin ilk yıllarıydı gelişinde.tozdan görünmeyen sıralar sıvaları catlamis duvarları vardı yesilliklerle dolu kasabada.Birde yüreğindeki meslek aşkıvardı.Çocuklugu yoksullukla geçtiği için kasabadakilerin dillinden yaşantılarından anlıyordu.İlk basta muhtarın yanına gitti ve ne oldugunu niçin geldiğini anlattı.muhtarda köydeki yaşantılardan bahsetti yabancısı olmadığı cümlelerle.daha sonra kalacagı yeri gösterdi ve ne zaman bir ihtiyacın olursa ben burdayım diye ayrıldı yanından.cocuklar meraklı gözlerle bakıyorlardı ögretmenlerine birazda korkaktılar ondan önceki ögretmenleri sayesinde.
....
genç öğretmen ilk basta okulu düzene koymaya çalıstı kırılmış sıraları onardı catlamıs duvarı boyadı virane gibi yerden küçük bir eğtim sarayı yarattı ve sıra en zor olanı velilerdi.Kız çocuklarını okutmayanlar vardı aralarında zorla ikna etti ve okula kayıtlarını yaptı ve okullun ilk gunu baslamıstı.ilk başta tanışmalar ve temizlik kontrolu yaptıtemizlik kontrolu yaparken bir kaç öğrencide bit tesbit etti onurlarını inciltmeden dersin bitiminde kendi getirdiği şampuanları verdi ve nasıl kullanacaklarını anlattı.içlerinde biri öğretmenim ne kadar bana bir tane daha verebilirmisiniz kız kardesim bu yüzden okula gelmiyor diğer ögretmen ona bitli diyordu ve onu küçük düşürüyordu dedi.öğretmen bu duruma çok üzülmüştü kendi küçüklüğü aklına geldi ve o küçük kız çocugunu ondan iyi anlayan olamazdı bitli diye dayak yediği hatıralarından cıkmayan o kabus dolu günü yeniden yasadı hayalinde.bende seninle gelmek istiyorum kardeşinle bende tanışmak istiyorum demiştive beraber o küçük kızın yanına gittiler.küçük kız öğretmeni görünce neden geldin bitlerimi sanada bulaştırmamdan korkmuyorsun bak zıplıyorlar hadi yoluna okuluna git dedi.ögretmen küçük kızın kalbinin kırıklarını toplamak için söze başladı hayır korkmuyorum ve bir yerede gitmeyecem bende bit istiyorum elimdeki ilaçlarla onları öldürmek ve senin gibi bir küçük kızı okula döndürmek istiyorum dedi.küçük kız bir umutla gercektende ilaçın mı var hadi versene bende bende bitli olmak istemiyorum gecenin bir yarası kafamın kasıntısından uyanmak istemiyorum kurulmak istiyorum hadi verr ne olursun bende okula dönmek istiyorum okumak istiyorum demişti.öğretmende hemen verdi annelerine nasıl kullanacagını birkez daha anlattı ama yarın okula ne olursa olsun geleceginin sözünüde almıstı coktan...
küçük kız zaten okul özlemiyle yanıyordu sessiz sessiz aglıyordu yaşıtlarının bagırarak agladıgı yaşlarda ve ertesi gün küçük kız herkesten önce okula gelmiş ve en ön sırada yerini almıstı.zaman geciyor o küçük kız sınıfın en iyi öğrenciliğini kimseye bırakmıyordu böylece sene sonu gelmişti öğretmeninde son günleriydi o köyden mecburi hizmeti vardı oda doğdugu yerde yapacaktı o hizmeti ailesinin yanında.
Bunu ögrencilere anlatması gerekiyordu hepsi onun kardeşlerinden farksız olmustu köylüde ona o kadar cok alışmıstı ki hepsi onu kendi kızları gibi seviyordu.
ve öğretmen anlatmaya başladı önce kendin köyünden bahsetti ırmak kenarında oynadığı oyunları yağmur yagarken akan çatısını birde geceleyin üşüyen bedenini anlattı.kardeslerini çok özlediğini ekledi ve köyden ayrılacagını son söz olarak ekledi ve o gun köyde meleklerin ağlama sesi hiç eksilmedi. ve ögretmen gitti.
aradan çok seneler geçti.evlenmişti öğretmen eşide kendisi gibi öğretmendi ama kensisine bile hayrı yoktu.birde birde dünya tatlısı çocugu vardı ı.adını o okuma hastası bili kızdan almıstı.
bir gece çok ağırlasmıstı ateşi en üst safhalardaydı bedeni titriyordu ögretmen hemen onu acile götürmek istedi ama gecenin yarısında taksi bulmak o kadar zordu ki ne yapacaktı hemen apartmandan rastgele bir zile bastı gecenin bir yarısında uyandırdıgı kadından yardım istedi kadın uyu sersemliğyle hazırladı ve arabasıyla götürdüler acile atesinin düşmesini sabaha kadar bekledi beklerkende aralarında konusmalar geçti ögretmen kendinden bahseti ve küçük kız öğretmeniyle konusuyordu ama hiç tanıslık vermedi aklından gecenleri yapamazdı yoksa ögretmen kabul etmezdi onu o kadar iyi tanıyordu.hastaneden cıkınca öğretmen bir zarf uzattı ayıp oluyor komsum diye geri cevirdi küçük ögrencisi
şimdi hastenedeki düşündüklerini yapma sırası gelmişti ilk başta kardeşini aradı daha sonra sınıf arkadaşlarını aradı öğretmeninden bahsetti ve ihtiyaçlarını sıraladı ve hepsinden yardım istedi ögretmeni için hepside büyük bir zevkle bu daveti kabul etti.ama önemli olan öğretmenlerinin kabul etmesi olacaktı hepside iş güç makam sahibi olan ögrencilerinin yardımını
küçük ögrenci planını anlattı bir tiyatro sahnesinde o köyde gecirdiği yılları oynacaklardı kendilerini tanıtmak için bitli bir kız olacaktı sahtede birde ona ilaç veren bir ögretmen olacaktı sahnenin finalinde..her sey ayarlanmıstı önemli olan öğretmeni oraya çagırmaktı onuda bitli kız yapacaktı.komsum kimsesiz cocuklar yararına bir tiyotro var bende iki tane bilet aldım sende gelir misin? diye davet etti.ögretmen hemen kabul etti.
ve sıra o büyük geceye geldi herkes yerini aldı ve ısıklar södü perde acıldı ilk başta sokak cocuklarının cektiği zorluklar varken sahne birden değişti bir köy kasabası hazırlandı perdenin ikinci yarasında ve sıralar koyuldu birde uzaktan izleyen bir kız cocugu vardı sahneye koyulan pencerinin arkasında ısıklar söndü herkes pür dikkat izlerken bir kıprdanma oldu salonda küçük çocujklar sahneyi bırakmıs yerlerini koskoca insanlar almıs birde camının arkasında bakan bir kadın vardı ögretmen anlşam veremiyordu olanlara camdan bakan kız sahnenin ortasına gelerek ben ben bu BİTLERDEN KURTULMAK İSTİYORUM GECELERİ KAŞINMAK İSTEMİYORUM BİZ BİZ BİZİ ANLAYACAK ÖGRETMENİMİZİ SİZİ SİZİ İSTİYORUZ DİYE seslendiler hep bir agızdan ögretmen o zaman anlamıstı kendisini davet ettiklerini ve sahneye geldiğine sevinç gözyasları vardı gönünün pınarına süzülen birde ayakta akışlanan alkışklar vardı hiç bitmeyen .....
yazım hatarım olabilir.ben şiirlerimide öykülerimide yazdıktan sonra sizinle beraber okuyorum :) tsk ederim anlayışınızdan dolayı
YORUMLAR
Çoçuklara neden değer vermiyoruz.Kimi ölüyor kimi hastalanıyor kimi babasız kimi anasız kimi mutsuz kimi aç kimi oyuncaksız neden bu kadar sırt çevirdik onlara.Gelecek avuçlarının içinde der Nazım Hikmet onlar için.Peki neden kayıtsızız geleceğimize.
-Çoçukların mutlu olacağı mutlu bir dünya dileğiyle-