SOKAKLAR VE YALNIZLIK
Dün akşam daha önce hiç görmediğim bir yerde,hiç tanımadığım ömrümde dahi görmediğim birisinin evindeydim.Nasıl oldu nasıl gittim oraya ya da onlar beni nereden tanıyorlar onu da bilmiyorum.
İki katlı bir evdi burası.Eve ilk girdiğim an ikinci katta buldum kendimi.Nasıl çıktım onu da hatırlamıyorum.Sonra evin içindeki geniş beyaz mermer merdivenlerden aşağıya salona doğru indik.Yanımda o evin çocuğu olsa gerek,ufak bir çocuk vardı.Gel diyordu bana,
-sana bir yer bulalım,gel buraya yat.
diyerek,geniş bir koltuğu gösterdi o an bana.O da kendi yatağına uzandı.Geceydi sanırım,karanlıktı çünkü evin içi.Herkes uyuyordu zannımca.
Sonra uyandım bir anda.Biri vardı evde,kalktığımda bir adamla karşılaştım,çocuğun babası galiba diye düşündüm.Biraz da rahatsız oldum.Ne işim vardı benim burda,bu insanların arasında?İnanın hiç bilmiyorum!...
Ama içimde beni rahatsız eden garip bir duygu vardı.O an tam anlayamadım ne olduğunu.Sonra aniden camda buldum kendimi.Evet,camı açmış dışarısını seyrediyordum.Her yer aydınlıktı.Meğerse dedim geceyi yaşayan evin içiymiş,dışarısı değil.Şöyle bir baktım camdan etrafa,bir yol vardı karşıda.Onun biraz aşağısında ise boğaz alabildiğince uzanıyordu.Rengi o an o kadar güzel geldi ki bana,lacivert bir rengi vardı sularının.İnanılmaz bir görüntüydü.Baktıkça hayran kaldım o manzaraya.Güzel olduğu kadar sularının bir o kadar da keskin bir soğuğu barındırdığını hissettim,daha bir dikkatli baktığımda.
Sonra birşey fark ettim.Ruhuma tatlı bir huzur yayıldı aniden.Evet,yağmur yağıyordu!Yağmurun damla damla,sakin sakin yağışını seyrettim sokağa...Kendimi ünlü bir ressamın tablosuna bakıyor hissettim o anda.Ne kadar da güzeldi herşey...Ruhum o kadar hafifti ki;zaman dursun,hiçbir şey yapmadan,hareketsiz bir şekilde saatlerce o görüntüye bakmak istedim...
Ama sonra,nasıl oldu bilmiyorum,yine az önce duyduğum o tuhaf his yayıldı bütün vücuduma.Şimdi anlıyordum bu hissi!Hani küçük çocukken belkide hepimizin yaptığı bir şey vardır ya,annemizin ellerini rahatça dolaşmamızı engelliyor diye bırakıp,sonra da (eğer bir de kalabalık bir mekandaysak)kayboluruz ya...Sonra etrafı büyük bir yalnızlık ve kimsesizlik kaplar...İşte ben de bu duyguyu hissettim o an.
Ne işim vardı ki burada benim?Terk mi edilmiştim,hayattta hiç bir tanıdığım,dostum yok muydu ve en önemlisi ben kimdim?...Burası benim evim değildi,yabancıydım ben burada...
Sonra bir anda camdan bakarken bir şey çarptı gözüme.Yolunm karşı tarafında bir sürü rengarenk küçük çadırlar vardı.Orada ne işleri var onu da bilmiyorum!O an içimden tek geçen düşünce ise;burayı benim olmayan bu evi terk etmekti,en azında bir çadırım olsun istedim bana ait olan!...
Aniden uyandım!!!...Rüyaymış meğer tüm gördüklerim.Yine kendi evimde,kendi yatağımdaydım.Ne kadar güven verici geldi o an evim ve odam bana anlatamam...
Şimde düşünüyorum da...Şu acımasız dünyada kaderlerine terk edilmiş,sokaklara atılmış o kadar çok çocuk var ki dışarıda!...Ne yapıyorlar acaba şimdi?...Karınları aç mı?Üşüyorlar mı hiç?Hele bir de kışın ne yapıyorlar acaba karda sokaklarda...Biz sıcacık evlerimizde ruhumuz huzurlu ve mutlu uyuyorken yataklarımızda onlar ne yapıyorlar şimdi acımasız sokakların koynunda!!!.....
(01.01.2006/pazar)