- 622 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GÜN DOĞUMUNA ÖVGÜ
Annemin sesini duyuyor gibiyim. "Kalk artık!" diye bağırındığına göre saat epeyce geç olmalı. Söylene söylene çapak dolu gözlerimi aralamaya çalışıyorum. Hala uykum var. Telefonum nerede, saate bakacağım? Başucumda yok... Of, yine yatağın içinde unutmuşum yatmadan önce. Sanki arayacak birim varmış gibi telefonu ayırmıyorum ya yanımdan... Saat üç’e geliyor. Öğleni geçmiş çoktan. İyi de hava neden bu kadar karanlık peki? Yatağımdan kalkıp, yarı kapalı gözlerle perdeleri açıyorum. Açmıyordum ne zamandır. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor dışarıda. Karanlığın sebebi anlaşıldı. Sokakta bir adama takılıyor gözüm. Şemsiyesine sahip çıkmaya çalışıyor. Başı belada. Yağmurla beraber o kadar sert bir rüzgar esiyor ki... Can sıkıcı bir güne başlangıç, yine. Daha öncekilerden bir farkı yok. Ne yapıcam bütün gün? Bilgisayar başında vakit öldüreceğim yine, ne yapabilirim ki sanki. Lanet olsun, yapıcak hiçbir şeyim yok. Lane... ...
Bir dakika! Ne yazıyorum ben? Bu benim hikayem değil ki. En azından son 3 buçuk yıldan fazladır değil. Özür dilerim, başa alıyorum...
Güneş, karşı apartmanın pencerisinden gözüme yansıyor. Gözüm kapalı ama hissediyorum. Bir an rahatsız etti ama uykudan güneşle uyanmak güzel bir hismiş. Başucumdan telefonumu alıyorum. Dokuz’a on var. Alarmı kapatayım hazır uyanmışken. Dokuz’a kurmuştum. İyi oldu aslında biraz erken kalktığım... Havasız odanın içi, pencereyi açayım. Sokak ıslak, güneş vurmuş parıldıyor. Geceleyin yağmur yağmış olmalı. Hayal meyal hatırlıyorum gerçi. Yağmurun pencere pervazlarına düştüğünde çıkardığı sesi duymuş gibiydim uykumun arasında. Ne güzeldir o ses ve o sesi dinlemek... Sokakta yaşlıca bir adam var. 4-5 yaşlarında küçük bir kız çocuğu elinden tutmuş. Torunu sanırım. Sabah yürüyüşüne çıkmışlardır... Dokuz’u beş geçmiş. Yapacak çok şey var bugün. Okula gideceğim önce. Onbir’de son final sınavım var. Daha öncekiler güzel geçmişlerdi ve eğer tüm sınavlarımı verebilirsem bir kaç hafta sonra mezun olacağım. Hala inanamıyorum. Okuldan çıktıktan sonra sevgilimin yanına gideceğim. Sınavlarımın bitmesini kutlayacağız. Hem, O’nun fotoğraflarını da çekeceğim. Kadıköy’de olur muhtemelen, oraya geçerim okuldan sonra hemen. Ama babasıyla yemeğe çıkacaklarmış. Sedat amcaya teslim ederim aşkımı, oradan eve dönerim herhalde. Belki kalır, fotoğraf çekerim biraz daha... Hazırlanmaya başlasam iyi olacak. Geç kalacağım yoksa. Bir dakika, telefonum çalıyor.
...
Sevgilimdi arayan. Başarılar diliyor aşkım benim. O’nu çok seviyorum.
...
Hava güneşli ama yine de hafif esiyor. Sıkı giyinmekte fayda var. Ne giysem bugün? Gri pantalonum, siyah uzun kollum. Mor atkımı da atarım boynuma, tamamdır. Unutuyordum az kalsın, fotoğraf makinamı da alacağım. Nerede, nerede?.. Hıh, buldum. Çalışma masamın üzerindeymiş. Doğru ya, hazırlamıştım zaten akşamdan. Vakit geldi. Yavaş yavaş çıkayım. Zamanım olur zaten, sınavdan önde kahvaltı ederim okulda... Annem uyuyor daha, uyandırmayayım. Yavaşça kapıyı açıyorum. Aynı şekilde, ses çıkarmamaya çalışarak evden çıkıyorum. Tahmin ettiğim kadar varmış, hava soğuk. Atkıyı aldığım iyi oldu. İşin yoksa minibüs bekle şimdi. Sigara içeyim hiç değilse minibüs gelene kadar. Tabakamı cebimden çıkarıp, içinden bir sigara alıyorum. İyi de, çakmak yok mu? Of, unuttum galiba. Ama kibrit olması lazım iç cebimde. Neredesin kibrit? İşte buradasın. Kibritle sigaramı yakıyorum. Uzunca bir ilk nefes çekip, dumanını bırakıyorum. Yüzümde koca bir gülümseme var.
Hayat ne güzel değil mi? Kesinlikle...
26.11.2007 / 02.23
YORUMLAR
O ,hayatını çok güzel gördüğünüz,erkenden kalkıp sınava girmek için hazırlananların çoğu da ,eminim işi gücü olmayıp gün boyunca yatan kişiye özeniyordur.
Hayat bu işte ; çoğumuz başkalarının yaşadıklarına ve sahip olduklarına özeniriz.Yetinmeyi bilmeyiz çoğumuz.
Çok güzel anlatmışsınız.Tebrikler.