ÖRÜMCEK
I ı
î Rıza ASLAN
05 0* 2002 02:^0-16
TEGERİNA PARÎETİNA (ÖRÜMCEK)
Uzun süre kuytu bir köşe aradı durdu.Öyle acıkmıştı ki tek düşüncesi öreceği ağa bir böceğin takılmasıydı. Sonunda uygun bir köşe buldu Büyük bir özenle ağını örmeye başladı Özel bir masa donatıvordu sanki.
Yaşamını sürdürmesinin tek yolu buydu Ağına bir böcek takılacak,onu zehriyle etkisiz hale getirecek ve açlığını giderecekti.Başka beslenme yolu yoktu.Bir yılbaşı gecesi kızarmış hindinin fırından çıkmasını bekler gibiydi.Dakikalar geçiyor ağa takılan bir böcek olmuyordu Açlığı son haddine gelmişti. Ağına yaklaşanlar olmuyor delildi.Ne var ki salgıladığı liflere takılan olmuyordu bir türlü Oysa ağına takılanlar arasında bir seçjm yapmayı bile düşlemişti. Bir çekirge ne güzel olurdu! Çekirge bir sıçrasın iki sıçrasın üçüncüde ağıma düşsün istiyordu
Aradan uzun bir zaman geçmişti Ağa takılan bir sinek bile yoklu. Açlığı dayanılmaz bir hal almıştı.Tam o sırada turuncu kanatlarında simsiyah benekleri olan yavru böcek ağına konmasın mı,,,’ Çırpınıyordu küçük böcek,öyle çırpmıyordu ki kurtulayım derken daha çok takılıyordu liflere. Örümcek açlığını giderecek böceği yakalamıştı.Bu sevinçle zehrini akıtmak üzereyken küçük yavru böcek konuşmaya başladı
N’olur kıyma bana!!’
- Niye kıymayayım .saatlerdir açım. Açlığımı gidermek, daha doğrusu yaşamak için seni yemeliyim.
- Beni yemekle açlığını gideremezsin ki... Bırak gideyim n’olursun !
- Seni yemezsem açlıktan ölebilirim. .
Örümcek bunları söylerken de o küçücük yavru böceği inceliyordu Nasıl da sevimliydi’!! Küçücüktü. Koyu turuncu kanatları altında kiiçûk,küçücük bir çan taşıyordu . Bir an kendisinin de böyle sevimli bir böcek olmasını arzuladı. Keşke kendisi de böyle sevimli bir böcek olsaydı1 "Turuncu kanatlan üzerinde siyah simsiyah yedi benek taşıyan bir böcek. .Kendisinin o ürkütücü görünüşünden nefret etti bir an Ayaklarına baktı, vücuduna baktı, karşılaştırdı. Dişi bir örümceği düşündü o da aynıydı Oysa ağına takılan böcek ne kadar da güzeldi .Merhamet duygusu kapladı yüreğini. Ne yapmaİıydı?Bir yanda açlığı vardı bir yanda o masum böcek. Mantık ve duygu çarpışıyordu. Bir çıkış yolu bulmaya çalıştı Gözleri küçücük yavru böceğin üzerinden hiç ayrılmıyordu. Yavru böceğin dediği de doğruydu.Küçücüktü yese de doymayacaktı. Ama onu serbest bırakmayı da kendine yediremiyordu. Nasıl olurdu.. .0 kadar uğraşmış bir ağ örmüş sonra saatlerce beklemişti bir av düşsün diye. Şimdi bir av yakalamıştı ki bunca açlığına karşın onu serbest bırakacaktı.
Düşündü. Düşündü. Başka bir av bekleyebilirdi. Ancak bu sevimli böceğin affedilmeyi hak etmesi gerekirdi
ONA döndü ve:
- Seni serbest bırakabilirim ancak beni ikna etmen gerekiyor.
-Tamam
Bak .kanatlarında yedi sivah nokta var Bu nedenle sana yedi hak veriyorum.. ikna olmadığım her ’ gerekçende sivah nokralardan birine bir damla zehir akıtacağım Yani sana yedi şans tanıyorum.Dikkat et. Zehir yavaş yavaş İliklerine işleyecek. Belki de yedi şansını kullanamayacaksın. O nedenle en kısa sürede bana iyi bir gerekçe bul ki seni serbest bırakayım.Eğer ikna olursam merak etme z/ehirleri pan zehrimle etkisiz hale getiririm.Yeterki bana seni serbest bırakmam için geçerli bir gerekçe bul.
Yavru küçük bocek bir kurtuluş yolu bulma sevinciyle:
- Tamam ’" Anlaştık.
- Şimdi başla bakalım
Küçük yavru böcek koıku ve umut iç içeliğiyle konuşmaya başladı
- Benim bir özelliğim var.İnsanlar bana "uğur böceği" diyorlar.Onların dileklerini yerine getirmeye
çalışıyorum. Bırak beni onara yardımcı olayım. Nice hastalar ,nice sakatlar iyileşmek için dilekle
bulunurlar. Umutsuzlar benden umut bekliyorlar.Hiç olmazsa onların bu umudunu yıkma.
Örümcek tüm kızgınlığımla:
- Hayır.. İnsanlar şimdiye kadar bana hep kötü davrandı. Nerede görseler bir süpürge ile yaşamıma son verdiler. Sen bana insanların umutlarından söz ediyorsun ya benim umutlarım. Bu gerçekten hoşuma gitmedi. Şimdi bir damla zehir akıtacağım siyah lekelerden birine.
- Uğur böceği ilk deneyiminden başarısız çıkmıştı.Ve o güzelim kanatlarındaki siyah lekelerden bîrinde bir damla zehir duruyordu.
Örümcek:’
- Haydi şimdi başka bir gerekçe söyle bakalım. Bunları söylerken de uğur böceğinin kendisini ikna
edecek bir gerekçe bulamayacağından çok emin görünüyordu.
Uğur böceği bir an düşündükten sonra:
- Bak örümcek kardeş ben doğaya aşık bir böceğim Çiçeklere konar onların üremelerini sağlarım.Yapraklardaki bitki bitlerini ve mantarları yerim.
Yani yararlı bir böceğim.Ayrıca doğa o kadar güzeldir ki . o kırları ,dağları, denizleri, yıldızlan bir
görmelisin. Çevre yok oluyor. Yakın bir gelecekte bir ağaca,tertemiz bir havaya ve özgürce uçan
kuşlara hasret kalınacak. Termik santraller ,erozyon ,orman yangınları her şey, her şey doğayı yok
ediyor. Oysa ben doğayı zenginleştirmek için elimden geleni yapıyorum Bu nedenle beni affetmelisin
Örümcek bütün kızgınlığıyla :
-Sen bana doğanın güzelliklerinden söz ediyorsun. Hiç düşündün mü ben nerelerde yaşıyorum. Benim denizlerle ,çiçeklerle ne işim var. Bu gerekçeni de kabul etmiyorum.
Uğur böceği bir kez daha yıkılmıştı. Söyledikleri doğruydu örümceğin. Peki kendi söyledikleri doğru değil miydi’7 Doğruydu Ancak affedilmesini sağlayacak bir gerekçe değildi Çaresiz cezasına razı oldu Şimdi ikinci bir zehir vardı ikinci siyah beneğinde. Öyle bir gerekçe bulmalıydı ki affedilmeyi hak etsin Adım adım ölüme yaklaşmanın korkusuyla "belki tutar’’ düşüncesiyle konuşmaya başladı:
-Dostluğu bilir misin örümcek kardeş?’ Senin hayatında hiç dostun oldun mu? Dost kazanmanın yollarından biri de zor durumlarda karşındakine yardım elini uzatmaktır. Beni yediğinde eline ne geçecek ?Bir süre sonra yine acıkmayacak mısın? Sonuç hayatıma son vermiş olacaksın Ama beni affedersen ömür boyu dost oluruz Sen de bir gün zor duruma düşersen ben de sana yardım ederim, ha ne dersin’?1 Ya çaresizlik! !!Sen çaresizliği bilir misin örümcek kardeş? Sen hiç çaresiz kaldın mı?Yavrunu yakalayan bir böceği düşün. Senden çok, çok güçlü bir böceğin yavrunu yakaladığını düşün. Söyle ne yapabilirsin? Elinden ne gelir Söyle göz göre yavrunun çıktığı ölüm yolculuğuna nasıl dayanabilirsin? Beni yavrun yerine koy. Bak ne kadar çaresizim N’olur beni bir an yavrun yerine koy. Ve sustu uğur böceği. Sözlerinin etkisini ölçmek istiyordu belli ki . Örümcek pek etkilenmişe benzemjvordu Ancak gözleri uğur böceğinin üzerinde değildi. Uzaklarda çok uzaklardaydı dalıp gitmişi. Uğur böceği devam etmenin tam sırası diye düşündü.Ve konuşmaya başladı . Ses tonunu iyice.e alçaltarak :
. Bir gün bir ateş çemberi ı içinde kaldığını düşün,Ya da kaynar bir suya düştüğünü. Kim el uzatacak sana ?
Baktı örümcek daha da uzaklardaydı şimdi. Belli ki çok etkilenmişti Uğur böceği onu etkilemenin sevinci içindeydi. Artık kurtulacak ailesine kavuşacaktı Örümceğin bir sözu onun geleceğiydi,hayatıydı. Neydi bu soz "Peki ,affettim .Haydi uğurlar ola uğur böceği " Kurduğu tek cümle buydu uğur böceğinin. Ancak dakikalar geçiyor örümcek bir türlü bu kurtuluş cümlesinisöylemiyordu. Uğur böceği çaresiz bekledi bekledi durdu.Umudu geçen dakikalarla orantılı umutsuzluğa doğru kı ^ra::!:iı umutsuzluğa doğru vol almaya başladı. Aradan geçen onca zamana karşın örümceğin hiçbir şey dememesiyle boşuma umutlandığını anladı. Yapabileceği bir şey yoktu v e elinde tek bir silahı vardı "Konuşmak" Karar verdi konuşmaya ve bitkin bir sesle daha örümcek kardeş der demez örümceğin bir iki adım uzaklaştığını gördü. Yine umutlandı. Örümcek az ilerde yine dalgın daldın duruyordu .Düşündü örümcek.Uğur böceği doğruvu sövlüyordu.Ya kendisi de zor bir durumda kalsaydı yardımına kim koşacaktı. Kime yardım etmişti şimdiye kadar.Uğur böceği haklıydı ama yapamazdı.Böyle bir gerekçeyle
onu affetmesi kendisine yakışmazdı. Bir an kendini kandırılmış gibi hissetti.
Küçük
bir böcek bir iki sözle kendini kandıracaktı. Buna izin veremezdi ve büyüklüğünü ,güçlülüğünü gösterme zamanı gelmişti.
OlmazI diye bağırdı birden. Ben dostluğu ne yapayım. Zaten açlıktan neredeyse bayılacağım. Bana doğru dürüst bir gerekçe sunamıyorsun Boşuna zaman harcıyorum Bu nedenle kanatlarındaki sivah
tekelerden üçüne birden birer damla zehir akıtıyorum.
Yıkılmıştı uğur böceği Öyle bir yıkılmıştı ki dostluktan söz etmişti .Neredeydi dostları? Hani o uğur dağıttığı insanlar neredeydi? Yine olmamıştı Kanatlarında tam beş noktada bes zehir damlası duruyordu . Beyni durmuş kulakları
uğuldamaya başlamıştı . Bir titremedir aldı vücudunu. Ölüme adım adım yaklaşıyordu. Gerekçeler sıralandı gitti. Olmadı, altıncı gerekçesini de kabul etmedi örümcek . Kanatlarında tam altı zehir damlası duruyordu zavallı uğur böceğinin Altı siyah noktada altı zehir damlası. Uğur böceği bitmiş tükenmişti.i Artık zor nefes alıyordu. Bir adım atacak hali kalmamıştı. Belli ki zehir etkisini göstermeye başlamışı.
Bir sancı vardı, dayanılmaz bir sancı. Ve işte o dayanılmaz sancının olduğu yer ilk zehrin damlatıldığı ilk siyah noktanın altındaki yerdi. Sonra ikinci, üçüncü… . altıncı ve yerdeki zehirler vücuduna işleyecek ve_ yavaş yavaş ölecekti Evet yavaş yavaş ölüyordu uğur böceği Sevdikleri geldi aklına. Onları arzuladı .Onları bir daha göremeyecek olmanın acısı sardı tüm benliğini Sevdikleri evet sevdikleri. .Ve birden
"Sevgi"" dedi yüksek sesle Evet Sevgi . sevgiden söz etmeliydi Son bir şans, sevgiyi anlatmalıydı
örümceğe . Ona sevmeyi öğretmeliydi Hiç olmazsa ölünce geriye bu kalmalıydı. Kim bilir belki de
kurtuluşu olurdu sevgi . Neler söylemesi gerektiğini düşündü uzun uzun. Son şansını iyi kullanmak için
ağır ağır konuşmaya başladı:
-Evet örümcek kardeş! Her şeyden önce sana teşekkür etmeliyim Beni yakaladığın anda yiyebilirdin.
Ancak yemedin, beni sabırla dinledin. Bana tam yedi şans tanıdın. Ben bu şansı kullanamadım.
Şu anda
tek isteğim sevdiklerimi görebilmek Ancak bu da mümkün değil Sen sevgi nedir bilir misin örümcek kardeş. Bu sevgi bir anne sevgisii de olabilir bir baba sevgisi de. Bu
sevgi bir kuşa da küçücük bir çakıl taşına da olabilir yani sevmeyi bilirsen her şeye her şeye olabilir.
Bir
tek şeyi bile sevsen yaşama dört elle sarılırsın. Unutursun her sevini. Tüm dertlerini hatta hatta açlığını
bile Açlığını onu düşünerek giderirsin Açlık gelip geçicidir. Oysa sevgi kalıcıdır. Bak şu anda ölümle
iç içeyim. Ama hâlâ sevdiklerimi düşünüyorum Bunu anlayabiliyor musun ? Kendinden önce onları
düşünmek yaşama isteğindeki tek nedendir. Sen de benim gibi sevseydin anlardın. Sahi senin bir
sevdiğin var mı örümcek kardeş? Sen neyi seversin11 Sen hiç sevgi tohumları attın mı? Bunların bir bir yeşerdiğini, bir tanesinin bile yeşerdiğini gördün mü?
Hele yeşerip meyveye dönüştüğünü gördün müfl Böyle bir mutluluğu hiç yaşadın mi? Sen kime el
uzattın . kimin hangi derdine ortak oldun şimdiye kadar? Sustu uğur böceği. Örümcek yine dalıp gitmişti bu sefer çok çok uzaklardaydı Uğur böceğinin kısılan
sesi örümceği öyle uzaklara götürmüştü ki Zavallı uğur böceği son bir gayretle söizlerini bitİrmeye çalıştı:
- Anlıyorum seni seven de yok değil mi? Sen sevmezsen, sen sevgiyle dopdolu olmazsan , sen sevgini
dağıtmazsan seni seven nasıl olur0 Sustu uğuı böceği .Artık konuşamaz durumdaydı ölüme öyle yaklaşmıştı ki son bir gayretle kanatlarını
açmaya çalıştı Son bir çırpınış, uçup gitme umudu Ne yazık ki kanatlarını açacak gücü kalmamıştı Can
çekişiyordu. Yumdu gözlerini. Gözlen yumuldu karanlıklara Orümcek şarkındı Düşündü, düşündü. Ne sevdiği biri vardı ne de onu seven biri Neydi nasıl bir
şeydi sevgi bunu hiç tatmamıştı. Öylece kalakaldı… Aradan geçen zamanı ne uğur böceği ne de örümcek
biliyordu
Bir ses ikisini de kendilerine getirdı . Karşı köşeden bir örümcek gelivordu Orümcek bakakaldı gelen
Örümceğe.Uğur böceği bakakaldı ağına düştüğü örümceğe
Öıümcekten bir sıvı akmaya başlamıştı ve bu sıvı uğur böceğinin kanatlarına düşüyordu…
Bir pan zehirdı akan bu sıvı.. Oysa bir tek siyah nokta kalmıştı zehirsiz. O da zehirlense ölecekti uğur böceği.
Örümceğe sevginin ne olduğunu ilk kez bir anlatan olmuştu.örümcek yaşama isteğiyle doldu birden sonra sevginin ne olduğunu dinlerken açlığını da unutmuştu.Evet şu anda hi açlık hissetmiyordu.Oysa ne bir sevdiği vardı ne de seveni.
Sevgi her şeyden üstün gelmişti.Yedi siyah benekli uğur böceğine baktı dakikalarca.Büyük bir pişmanlık duydu.Ağını gevşetti salgıladığı sıvı etkisini göstermeye başlamıştı onun canlanmasını bekledi büyük bir umutla ve aynı zamanda korkuyla ya geç kaldıysa……
Uğur böceği hiç hareket etmiyordu hüzünlendi örümcek edindiği ilk dostunu ölüme gönderen kendisi mi olacaktı yoksa.Bu arada diğer örümcek de yanına gelmiş zavallı uğur böceğini seyrediyordu .Küçücük bir kımıldama her iki örümceği de sevince boğdu.Uğur böceğinde bir hareket görmüşlerdi .Uğur böceği gözlerini açtığında sisler içersinde iki örümceği yan yana gördü.Uçmak istedi ancak gücü yoktu.Biraz daha bekledi, her iki örümceğin de gözleri huzur doluydu sevindi onları böyle görünce.
Ağına düştüğü örümcek:
-Affettim seni ,haydi uç git , dedi
Uğur böceği uçup gitmedi bu iyiliğin altında kalmak istemiyordu belli ki.
Örümceğe:
-sen de benden bir şey dile ,eğer uçarsam dileğin gerçekleşecek ,dedi.
Ne dileyebilirdi örümcek sevgiden başka.
Kanatları açıldı yavaş yavaş uğur böceğinin havalandı,birkaç daire çizdikten sonra uçup gitti.
Örümcek,yanındaki örümceğe bakıyordu sevgiyle.............
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.