- 541 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kendine Kaçış..
Daha kapıyı yeni kapatmıştı ki çalan telefon sesini duydu. Uzun zamandır telefon böyle çalmamıştı, yine yanlış numaradır diye mırıldanarak kapıyı yokladıktan sonra indi merdivenlerden. Boş sokakları süzerek ilerlemeye devam etti, yüzüne soğuk bir rüzgâr çarptığında aklındaki düşünceler yine şahlandı, buğulu duygularıyla. Ya oysa.. Olamaz dercesine başını sallayarak devam etti yoluna sigarasını yakarak. Durağa geldiğinde sigarasını yarılamış o gün yapacağı işleri gözünde canlandırmıştı. Yine her zamanki ağır günlerden biri bekliyordu onu, ama hiçbiri bir ay önceki kadar ağır olamazdı, ne zaman aklına gelse midesine bir kramp girer, bakışları donuklaşırdı. Keşke yanında olsa yine bağırsaydı fakat ona sert cevaplar vermeseydim diye düşünürdü. Ama nereye kadar böyle karşılıklı üzüntüler yaşayabilirlerdi ki, hem ne hakları vardı ki birbirlerini üzmeye. Küçük şeyleri nasıl bu kadar büyütebildik derken içi daha fazla burkulurdu. Servise binip koltuğa uzandığında tekrar düşünmeye başladı, acaba şimdi o da kalkmış mıdır, kahvaltısını yapabil dimi boğazından bir iki lokma geçebil dimi diye mırıldandı. Sağına soluna bakındıktan sonra pencereden şehrin ilk ışıkları aldı gözünü. Kaç sabahı birlikte karşılamışlar, kaç geceyi beraber bitirmişlerdi ve şimdi kaç gündür yalnızdılar. Servisten inme vakti geldiğinde derin bir iç çekerek yerinden kalktı ve yerine giderek çalışmaya başladı. Tüm gün aklında o vardı devamlı her hareketinde onu düşünüyor ama bir kere bile aramaya cesaret edemiyordu. Hem arasa ne olacaktı ki, yeniden başlasalar geçmişi unutmaya çalışsalar gerçek mutluluğu bulabilecekler miydi diye düşünür, kendini kandırmaya çalıştığını hissederdi. İşi bittiğinde üzerini değiştirerek servise yöneldi ve yerine oturdu. Eve gitmek istemiyordu biraz yürüsem iyi olacak diye geçirdi içinden ve semtlerine girmek üzereyken indi servisten. Şoför her zamanki gibi bu dalgınlığa bir anlam veremedi delirmiş bu dercesine bir bakış attıktan sonra kapıyı kapatarak yoluna devam etti. Elini cebindeki sigara paketine götürüp içinden bir tane alarak derin bir nefes çekti. Artık kurtulmalıyım tüm bu yaşanmamışlıklardan kendimi kurtarmalıyım dedi, bu boş vermişlikten. Hemen bir telefon bularak iş yerindeki şefini aradı ve yarın işe gelmeyeceğini işi bıraktığını bir açıklama yapmadan söyleyerek telefonu kapattı. Hızlı adımlarla markete doğru ilerledi ve yiyecek bir şeyler ve bir şişe rakı aldıktan sonra hiçbir şey düşünmeden eve doğru ilerledi. Kapıyı açarak hemen mutfağa gitti ve elindekileri tezgâha bırakıp üzerini değiştirmek için odasına ilerledi. Uzun zamandır giymediği kumaş pantolonunu ve mavi çizgili gömleğini ütüleyerek giydi. İki kişilik güzel bir sofra hazırladı. İki kadeh, iki tabak, iki mum vardı sofrada. Kendi kadehini doldurup tabağına bir kaç parça bir şeyler koyduktan sonra, içinde uyku hapları bulunan şişeyi karşısında bulunan tabağın içine döktü ve tabağın yanında bulunan kadehin yarısını rakıyla doldurdu. Mumlardan karşı tarafa bakanı yakmadı ve yerine oturarak konuşmaya başladı.
Merhaba benim korkak ve karanlık tarafım. Bugün seninle yeni bir hayata adım atacağım. Her zaman kaçmak istediğim o büyük sonsuzluğa bugün gideceğim, her şeyi burada bırakarak yanıma hiçbir şey almadan sadece aciz ruhumla beraber gideceğim. Bugüne kadar birçok hata yaptım ve bunlardan kendime ders çıkardım ama derslerimi sanırım iyi çalışamamışım ve kaybettim, sınıfta kaldım. Ne zaman gülmek istesem çeşitli bahaneler buldun bana, ne zaman mutlu olmak istesem sorunlar çıkardın karşıma, vereceğim tepkileri bile bile hata yapmamı engellemedin, beni test etmeyi bildin ama sabrımın taşacağını bilemedin yâda taşması için elinden geleni yaptın. Bugün terk ediyorum burayı her şeyiyle, vereceğim bir şey kalmadan, almayı bilmeden. Her geçen gün üzülüp üzeceğime bir kere bunu yaşatmak daha mantıklı değil mi? ne de olsa mantık dünyasında yaşamıyor muyuz, o zaman neden mantıksız yaşamaya devam edeyim ki..
Kadehini bitirdikten sonra, karşı sandalyeye bir kez daha bakıp yerinden kalktı ve diğer tarafa oturarak konuşmaya başladı.
Merhaba benim cesaretli, güvenilir, her şeyi bilen ama paylaşmayı bilmeyen aydın olmaya çalışan tarafım. Bugün yanıma geleceğini, benimle tek güç olacağını ve yaptığın hataların benim suçum olduğunu söyledin. Evet, belki haklısın korktum, daha fazla kırılmaktan kaybetmekten bıkmış bir haldeyken her şeyi parçaladım. Ama unutma cesaretim senden geldi, ben tek başıma yapmadım. Bu yüzden beni suçlayamazsın benim kadar sende suçlusun ve bu suçun cezasını şimdi beraber çekeceğiz. Mantık benim olduğum yerde düşünülemez eğer bunu seçiyorsan bu zaten senin kendi kararındır. Birçok konuda olduğu gibi daha iyi anlamalısın ki seni cesaretin yıktı eğer bu kadar kendine güvenmeseydin elindeki birçok şeyi kaybetmezdin, az önce işini kaybetmen buna en güzel örnektir. Şimdi yanımda olmak tek bir ruh da yaşamak doğruyu bulabilmek için kararını kendin vereceksin.
Uzun zamandır planladığı ama hiçbir zaman yapamadığı şeyi sonunda yapmayı kafasına koymuştu। Tabakta bulunan hapları avucuna doldurduktan sonra ağzına götürdü ve kadehte bulunan rakıyla beraber bir dikişte bitirerek kadehi duvara fırlattı. Yerinden yavaşça kalkarak yanmakta olan muma son bir kez bakarak söndürdü ve yatağına giderek sessizce derin bir uykuya daldı..