- 1915 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
İŞKENCEDE MİLİTAN YAPTILAR
İşkencede militan yaptılar
Benim Ulus’ta çalıştığım muhasebe bürosunun
Telefonu çaldı acı acı içim cız etti açarken
içime doğmuştu bir şeyler olacağı
Telefondaki annemdi
oğlum kaç polisler seni arıyorlar
Babanı aldılar Tuzluçayır karakoluna götürdüler
Babamı duyunca çok üzüldüm
Resmen adamı benim kaçmamam için rehin almışlardı
Anne dedim polislere git adresimi ver beni alsınlar
Babamı bıraksınlar ben büroda polisleri bekleyeceğim
Ne olur kaç git oğlum sana kötülük yapacaklar bunlar.
Ben kaçmadım ve annem karakola gidip adresimi verdi
Ben büroda polisleri beklemeye başladım,
Nişanlıydım bir ay sonra düğünüm vardı ve en çok bu durum beni üzmüştü.
Gidipte dönememek vardı
Bir saat sonra polisler geldiler beni aldılar
Haydi bakalım delikanlı gidiyoruz dediler
Neden diye sordum,
Şube de öğrenirsin fazla soru sorma,
Başıma gelecekleri, bana anlatılanlardan
Tahmin etmek hiç de zor değildi.
Sağı solu çarpık,aynası kırık mavi bir
Steyşin Renault arabaya bindirdiler.
Yüzünün sol kenarında bir bıçak kesiği olan
İri yarı polisin biri sağıma,
Diğeri de soluma oturdu.
Kürtçe konuşmaya başladılar,
Bana kürtçe bir şeyler soruyorlardı,
yüzüme bakmalarından anlıyordum.
Baktılar ben Kürtçe anlamıyorum,
Türkçe konuşmaya başladılar.
Ne için göz altına alındığını biliyor musun delikanlı,
Hayır dedim senin örgütte lakabın Tilkiymiş
Örgüt üyesiymişsin,Silahlar , yasak yayınlar saklamışsın,
Anlat bakalım nereye koydun silahları,
Yasak yayınları....
Ben dedim hayatımda elime silah almış adam değilim,
Kitaba gelince evet çok kitap okurum.
Demek kitap okuduğunu itiraf ediyorsun,
Evet okuyorum, bu eğer suç ise okumayayım dedim.
Ulan sen bizimle dalgamı geçiyorsun diyerek
Okkalı bir yumruk patlattı yüzü yaralı polis memuru yüzüme
Şubeye getirdiklerinde saat 5 i gösteriyordu.
Hava buz gibiydi...
Cebimdeki paralarımı,kemerimi, gözlüğümü,ayakkabı bağımı,
Kesici delici ne varsa her şeyimi alıp bir torbaya doldurdular.
Kesif lağım kokulu,duvarları nemli,penceresi olmayan,
Bir hücreye götürüp üzerimden kapattılar.
Az sonra iki polis gelip beni hücreden aldılar,
Ve gözümü bağladılar,
Uzun bir koridordan kollarımdan tutarak beni bir odanın önünde
Durdurdular,
Gözümü açıp şu yazıyı oku bakalım delikanlı dediler.
Kapı da o anda anlamını pek kavrayamadığım şu yazı yazılıydı.
“Burada Allah Yoktur”
Tekrar gözümü kapatıp ite kaka odaya aldılar,
Bir iskemleye oturtup sordular,
Konuş ulan silahları, yasak yayınları nereye sakladın,
Ben yeminler ediyorum Allah’ın adını vererek,
Ben bir şey bilmiyorum diyerek...
Baktılar konuşmuyorum, konuşsam ne anlatacağım ki
Ben bu suçlamalara konu olan şeyleri yapmadım ki
Yan odadan kız erkek bağırtıları birbirine karışıyor,
Dualar ediyorum Allah’ım burada sana yok diyorlar,
Varlığını gösterip beni buradan kurtar diyorum...
İskemledeyim, birden büyük bir sısssss sesi ardından,
Tazyikli buz gibi bir su vücudumu deliyor sanki,
Sandalyeden yere düşüyorum...
Konuş nereye sakladın sesleri arasında
Yerde falakaya yatırılıyorum.....
Biri iyi rolde işkencecinin,
diğeri Allahsız rolünde......
Önce gaddar falakaya devam ediyor,
büyük acı hissediyorum ayaklarımdan
Sonra hiçbir şey hissetmiyorum ayaklarım yok artık...
O sırada iyi roldeki işkenceci giriyor devreye
Yeter bırak,yazık nasıl kıyıyorsun bu delikanlıya
dur adam gibi konuşmak varken yapmayın Allah aşkına diyor
O şefkatli yaklaşıyor önce
Benden laf alamayınca o da kötü oluyor...
Önce su işkencesi,
Sonra falaka,
Sonra kamıştan elektrik,
Bir süre sonra İşkenceye ara vermiş ve dışarı çıkmışlardı polisler
Yanımda genç bir delikanlı,
Yoldaş sakın konuşma dayan,
Bir kızın klitorisini kesmişler konuşmayınca,
Biz bu yoldaş kadar da mı olamayacağız dedi.
Daha sonra yapılan işkenceler onun ruh sağlığını bozmuş ve kendisini astı haberi ile sarsılmıştım.
Kanım donuyor,
Bunlar nasıl insanlar,
İnsan insana nasıl böyle işkence yapar.
Genç delikanlı o sırada ilk kez duyduğum
Faşizm ile yönetilen her ülkede böyle işkenceler olur,
Kahrolsun Faşizm,Yaşasın mücadelemiz diye haykırdı.
Bu slogan üzerine genç çocuğu,
öldüresiye Filistin askısında dövdüler.
biri hızını alamadı birkaç yumrukta bana attı...
Delirmişlerdi ,
Polisin biri zor zapt etti işkencecileri
Bırakın öldüreceksiniz diyerek.
Uzun işkence fasıllarından sonra,
Kalabalık bir odaya götürdüler beni,
Hepsini sivil polis zannettiğim
Yüzleştirme odasına alınmıştım,
Yaşı 25-26 arasında olan esmer
bir gence beni sordular,
Bunu tanıyor musun diyerek,
Delikanlı yüzüme bakarak
Hayır dedi ilk defa görüyorum.
Suçsuz olduğumu anlamışlardı artık
Haydi serbestsin dediler.
Derin bir oh çekerek
İçerdekilerinde kurtulmalarını dileyerek
Çıktım Şube den dışarı...
Gökyüzü bir başka güzel geldi bana,
Bulutların arasından güneş göz kırptı
Hoş geldin yaşama diyerek...
Sonradan Pol-derli bir polisten öğrendim ;
Bir komşu Ailesi Perinçekçi kadın oğlu tutuklandığı için ,
Benimde tutuklanmamı istemiş,
Bir kapris uğruna,
hayatımda hala iz bırakan işkencenin izlerini
kafamdan atamıyorum.
Ve diyorum ki
Demokrasi sen çok güzel bir şeysin.
Ve Haykırıyorum Yaşasın Sosyalizm ve Tam Bağımsız Türkiye
Kazım Doğan
YORUMLAR
Mehaba can;
Üzerini örtüğüm yaşanmışlıklarımı sayfanızdan okumak içimi acıttı. Ben hiç konuşmamıştım kimseyle paylaşamamıştım
uzağıma ittiğim acıalrımı bir an yanımda buldum ellerim titreyerek okudum.
Bir gün gün hesap vermelerini umutla bekleyerek yaşyorum inadına.
biliyorum bir gün boğulacaklar kendi vijdanlarında.
saygılarımla.
vatanı böyle korudular, sözüm ona. hangimiz çekmedikki cehaletin elinden .
.....bir roman çıkar anlattıklarınızdan. zaten yazdıklarınız bir romanın bir filmin özeti gibiydi. tek tip insan yetiştirme skolastiğinin serencamı. yönetimi bizden başkası yapamaz benden başkası ne söylerse söylesin yanlış çığırtkanlığı...
....okuduğum iyi oldu bazen acı duymak gerek. geleceğe iyi bakmak için. selam ve saygılarımla...
yazılarınızı okumak bana tat veriyor bir yandan acı yaşıyorum bir yandan ne iyi olmuşta yaşamışız bunları diyorum ulan neden ne iyiki yaşamışsız diyeceksiniz bunlar az bile hani nerde bu emekçi halk için ölenler hani bu ülkenin tam bağımsız olması için mücadele verenler kim biliyor kim anımsıyor lanet olsun binlerce kere bu gençleri unutanlara onları anmayanlara saygıyla eğiliyorum o ölenlerin anılarının önünde saygıyla
Demokrasi sen çok güzel bir şeysin.
Ve Haykırıyorum Yaşasın Laik Demokratik Türkiye
Ama gerçek ve laik Demokrasi.....
***************
Bir benzer öyküyü hatırlıyorum şimdi "burada Allah yoktur peygamber izne çıkmıştır" yazısıyla karşılaşılmış aynen ha sorsanız yok öyle bir yazı sadece 1 yerde vardı diyorlar ama elbette yalan ne bilyim "tanrımıza hamdolsun ! :=)" işte ...Ha unutmadan Cezmi Ersözün "bana kürtçe bir ekmek ver " dediği gibi belki de hayır bana hakettiğim ekmeği emeği ver ...saygılarımla NeNa
Allah'ın nerede olup olmayacağına karar verecek kadar "güçlü" ve "kutsal" bir devlet!
Korumakla görevli olduğu insanları, Amerika'nın çıkarlarını korumak için, gözünü kırpmadan yok edebilecek bir devlet!
Adı hukuk devleti olan bir devlet!
İşkenceyi, cinayeti, terörü yasallık maskesi altında düşünmeden uygulayan bir devlet!
Halktan, insandan, düşünceden, özgürlükten korkan ve bunları en azılı düşmanı gören bir devlet!
Korkusunu, yurdun dört bir yanına korku yayarak bastırmaya çalışan bir devlet!
Bizi asla susturamayacak bir devlet!
Çünkü biz ondan çok daha güçlüyüz! Gücümüz silahımızda değil, arkamızda Amerika'nın istihbarat örgütleri de yok. Gücümüz aklımızda ve kalemimizde. SUSTURAMADILAR! SUSTURAMAYACAK!
Böyle yarattılar bu devletin düşmanlarını ; gerçekte devletimizin en büyük düşmanı olan sahtekarlar....
Aynı dönemin insanıyım ; benzer olayları yaşadım ben de..Sadece İTÜ.'lü olduğum için göz altına alındım defalarca.Yaşamım bitmese de tahsilim yarım kaldı.
Sizi ve o dönemin mağdurlarını çok iyi anlayabiliyorum.
Teşekkürler paylaşım için.
Kazım Doğan
12 Eylül sonrası başıma gelen bir olayın öyküsüdür...Yaş o zaman 20 idi
Okudum...
Bir kez daha okudum...Okudum ve çok ama çok üzüldüm..
ve dedim ki büyük geçmişler olsun şimdi herşey geçmişte kaldı senin ve senin gibilerinin binlercesinin yaşadığı acı gerçekler. Şimdi hepsi belki geçmişte kaldı ama tarihimizin silinmeyecek birer kara sayfaları gibi beyinlerde yaşamaya hep devam edecekler bazılarımzıda büyük kıyımlar , hasar bırakarak hemde...Neyse ki Sevgili Kazım sen diğerlerine göre daha şanlısın sapasağlam ve hala dimdik karşımızdasın ve biz seni çok seviyoruz iyi ki varsın- iyiki buradasın- bizlerlesin ve bu harika yazılarınla vede şiirlerinlede bizlerlesin... Olmaya da bilirdin? Bunu söylemek bile ürkütücü! sevgilerimle esen kal ve hep sevgiyle kal...