Toplumsal darbe...
Darbe, genel anlamıyla “müdahale” demek… Türkiye, alışık olduğu için, darbe sözünden hemen askeri müdahaleyi anlar ama; darbe bir şirkette de olur, dernekte, sendikada da… Hatta apartman yöneticiliğinde, aile içinde de…
İşin aslına bakılırsa darbe, iyi bir sözcük değil. İtici, ürpertici, bir yanı var…. Bu özellik; askeri de olsa, sivil de olsa fark etmiyor. Sadece toplumsal bir kimlik kazandığında biraz sevimli hâle geliyor darbe sözcüğü…
İşte 14 Nisan mitingini etkili ve anlamlı kılan da bu toplumsal özellik.
Türkiye’de en büyük kalabalığın gazeteci Uğur Mumcu’nun cenazesinde toplandığı kabul edilir. Onu Turgut Özal’ın, Alpaslan Türkeş’in ve Bülent Ecevit’in cenazelerindeki kalabalığın izlediği bilinir.
Ama taraflı tarafsız tüm basın-yayın organları, istatistikçilerin ortak görüşü, 14 Nisan mitinginin tarihin en büyük mitingi olduğu… Kimine göre 500 bin, kimine göre 2.5 milyon insanın 14 Nisanda Ankara Tandoğan Meydanı’nda toplandığı ifade edildi mitingi sonrasında. Ancak, o gün sadece Anıtkabir’i 370 bin kişinin ziyaret ettiği resmi olarak açıklandığına göre, mitinge katılanların sayısının 1.5 milyon kişi olduğu tahminleri daha gerçekçi görünüyor.
Bazı kesimlerin “darbecilerle omuz omuza olmayız” diye protesto edip katılmadığı “Cumhuriyete sahip çık” mitingine 1.5 milyon kişinin katılması, bir darbedir. Ama “toplumsal bir darbe”…
Miting, yurt içinde ve yurt dışında çok büyük bir yankı uyandırdı. Çok yönlü mesajlar verildi…
Miting öncesinde ABD basınında yapılan bir yorumda, “Dünya gündemindeki iki büyük olaydan birisi, 14 Nisan’da Ankara’da yapılacak miting” denmişti. Yani tüm Dünya, 14 Nisan mitinginin önemini (biraz da “provokasyon” endişesiyle) çok iyi kavramıştı.
İşte miting sonrasında Dünya basınında yer alan bazı değerlendirmeler:
ABD
Washington Post: Bayrak denizi oluşturan protestocular, Ankara sokaklarına aktı. ’İmam Cumhurbaşkanı istemiyoruz’ ve ’Türkiye laiktir, laik kalacak’ sloganları attı.
New York Times: Yüz binlerce kişi, hükümet içinde artan İslamî etkiyi protesto için Ankara’yı doldurdu. Katılımcı sayısı, Türk toplumunda İslam’ın rolü konusundaki derinleşen bölünmeyi yansıttı. Bir gösterici "Bana inanın, bütün Türkiye burada" diyordu ancak şimdi artık iki ayrı Türkiye var.
Los Angeles Times: Miting, laik kesimin sembolik gücünün kararlı bir gösterisiydi. Ancak miting Erdoğan’ı caydıracak kadar büyük olmayabilir.
Fransa
Le Figaro: Kökleri siyasi İslam’da olan AKP’nin, Erdoğan’ı cumhurbaşkanı adayı ilan etmesini engellemek için yüz binlerce Türk sokağa döküldü.
Le Monde: Erdoğan’a karşı büyük bir gösteri yapıldı. Kendisini halen ’demokrat muhafazakâr’ diye nitelendiren Erdoğan’ın olası cumhurbaşkanlığı adaylığı, laiklik savunucularını korkutuyor.
İspanya
El Pais: Yüz binlerce kişi laik devleti savunmak ve Erdoğan’ın olası cumhurbaşkanlığı adaylığını reddettiklerini göstermek için Ankara sokaklarındaydı.
Almanya
Deutsche Welle: Gösteri etkileyiciydi. Katılımcılar, sembolik değeri yüksek olan Anıtkabir’de bir araya gelip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı iddiasına karşı çıktı.
Tageblatt: Farklı kentlerden gelen yüz binlerce kişi Ankara’da toplanıp İslamcı hareketten çıkmış olan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı iddiasına karşı dev bir yürüyüş yaptı.
Türkiye’de ise bazı gazetelerin manşetleri şöyleydi:
Hürriyet: % 65’in yüz binleri.
Vatan: Tarihin en büyük mitingi.
Milliyet: Tarihi mesaj.
Radikal: Erdoğan’a büyük uyarı.
Cumhuriyet: Ulusal uyanış,
Posta: Silahsız kuvvetler, Türkiye, Türkiye olalı, böyle miting görmedi.
Sabah: Anıtkabir "Cumhuriyet" için miting alanına döndü…
Nereden bakılırsa, kim bakarsa, nasıl değerlendirilirse sonuç hiç değişmiyor. 14 Nisan mitingi tek kelimeyle “toplumsal darbe”dir. Mesajı da öyle algılamak gerek…
YORUMLAR
Yasasin Atatürk sloganiyla Kanaltürk" te destekledik elbette.Ayaga kalkilmasi gerek gerek gerek.
Duyarli Atatürk sevgisiyle dolu yüreginizi kutluyorum.
Saygilarimla.