- 759 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Yaş(l)anmış Mektuplar
Yaş(l)anmış Mektuplar...
Hepimiz çocuktuk bir zamanlar.Boyumuzdan büyük hayaller kurduk belki de.Polis olmayı düşlerdim.Ne yazık ki düş sınırını geçemedi.Anne olmayı düşledim sonraları.Lepiska saçlı bez bebeğim olsun isterdim.Plastikten bebeklerim vardı olmasına da buz gibiydi tenleri...Sıcak, sımsıcak olmalıydı bezden bebekler.İçlerinde pamuk kalpleri...
Hatırlıyorsun değil mi, ilk bez bebeğime sarıldığım, birkaç saat sonra elimden alınan o günleri ?
Babamın devren aldığı kırtasiye dükkanında o gün akşama kadar temizlik yapmıştık.Tozları alıp, rafları düzenlemiştik.Babam;’’ikiniz de birer hediyeyi hak ettiniz, seçin alın’’demişti.Sen, lacivert üzerine beyaz çizgileri olan jarse eşofman takımını(ki o zamanlar en havalı olan modelini) seçtin.Ben, sarı saçlı, kırmızı elbiseli, boyumun üçte biri bezden bebeği seçmiştim.İlk defa hayalim gerçekleşmişti.Sevinçten bütün yorgunluğum gitmiş, güle oynaya evin yolunu tutmuştum.O gece sarılıp yatacaktım bebeğime.Sıcaktı, sıcacıktı teni...
Gece, babam eve geldiğinde yüzünden düşen bin parçaydı.Bir sorun olmalıydı.Kötü giden bir şeyler...aklımın kestiğince tahminlerde bulunup yanıtlar türetmeye çalıştım.’’Kızım’’ dedi.Sonra ’’Bebeği yarın sabah geri götürmemiz gerekiyor.Dükkanın sahibi bize devretmekten vazgeçti.’’
O gece hayal kırıklığnın en kralını gördüğümü sandım. O geceki gözyaşlarımı birdaha dökmeyeceğim sandım.’’Nasıl’’ dedim.’’Nasıl olurda ben güzel kızımı verebilirim ? Bir gece sarılıp yatmak yeter mi ? Doyamadan camekanlara , buzlu camların ardına , tozlu raflara nasıl iade ederim ? Hem ben onu hak etmedim mi ? Kazanmak için yorgunluktan ölmedim mi ? ’’
Babam! nasıl düşünemedin parasını ödeyip bana hiç söylemeden hayalimi yaşamama fırsat vermeyi ? Nasıl göremedin sevincimi ?
Biliyorsun işte prensibli adamdı babam. Öyle yapsa yanlış anlaşılırdı.Dükkan sahibi ’’Acaba başka birşeyler de almış olabilirler mi ?’’ diye düşünse , babamı kahretmeye yeterdi.Sen , anlayışla iade ettin eşofman takımlarını ya da bana normal karşıladın gibi geldi.Belki de hayalin değildi.Sıradandı seçtiğin şey.Olsun be dostum emeğindi o da senin.
Şimdi birkaç yıl öncesi yaşadıkların geldi aklıma.Bir kor geldi aha işte ! Tam şurama .Çocukluktan korluymuş da, yaşadıkların gelince aklıma seni öyle anladım ki. ’’Elinden bebeğinin çekip alınması nasıldır, ne menem bir duygudur biliyorum’’ desem kızma sakın.Büyük farkı var elbette.Senin canından can dı bebeğin.Benimki sadece bezden...
Bana gelmiştin tatil diye.İki çocuğun ve çektiğin çilelerle.Nereye gidersen git,içindeki seni yiyip bitirenlerle.Belli etmemeye çalışsan da yıllardır eşinle sorunların olduğunu biliyordum.Ayrılmanın eşiğinde olduğunu da.Tatil bahane olmalıydı.Ruhundaki fırtınanın biraz olsun hız kesmesi,çocuklarına belli etmemek için çıkılmış yolculuktu.Bakışlarındaki endişeyi tanıyordum.Hiç yabancı gelmiyordu çocuksu duruşların.’’Banane,ben oynamıyorum’’ der gibi , ’’Küstüm’’ deyip omuz silker , dudak büker gibi , ’’Bu oyunda yokum , çıkmak istiyorum ’’ der gibiydin.
Anneler günüydü. O gün çocuklarınla başbaşa gezmeye gitmek istemiştin.Boğulacağını sezdim be Hale ! Evde oturdukça iki elin sımsıkı boğazına dayandığını , odaların dar geldiğini , öfkeni birşeyler kırarak dindiremeyeceğini sezmiştim.
Anneler günüydü o gün.Çocukların seninle olmaktan,sana sarılıp kokunu duymaktan başka ne isterdi...En güzel armağandı onlar sana.
Saatler geçti...Ben, size en güzel yemeklerimi pişiriyordum.Pişiriyordum da yinede içimde bir sıkıntı vardı.Huzursuzdum.Anneler seziyormuş be Hale !
Hava kararmak üzereydi, sen bir yavrunla kapıyı çaldığında...Sımsıkı tutuyordun elinden.Kızarmıştı yavrucağın eli.Bir o kadar şaşkındı.Gözlerinde gördüm,günün enjekte edilen zehrini.
Sen mi ? Of dostum Of ! Bir ölünün donuk gözleri...’’Ayakta kalmalıyım’’ diye tekrar eder gibiydi omuzların.Titreyen sesinden bir çırpıda tüketilen cümlelerin; ’’Çocuğumu kaçırdı...’’
İki duvar üzerime yürüyor,kollarım takatten kesiliyor,nereye koyacağımı şaşırıyordum.Şoktaydın sen ! Sen, nasıl dayanabildin ? Sen, yolları şaşırmadan nasıl gelebildin ? Sen, anneler gününde bunu mu yaşayacaktın ? Şoktaydın sen Hale şoktaydın !
Sonraki mücadeleni de biliyorum ve bir annenin nasıl şahin gibi olabildiğini,nasıl ve nelerden vazgeçebildiğini,yalnızca yavruları yanında olsun diye gecelerce açlığı,susuzluğu seçebildiğini , soğukta yavrularını ısıtmak için teneke sobasında neler yakabildiğini,marketin önünden geçerken çocuklarının dikkatini başka yöne çekebilme mücadeleni...Herşeyi biliyorum. Hale herşeyi !
Şimdi yüreğimden gayri ellerim acıyor.Kaleme akıyor kızıl mürekkep.
Büyüyoruz Hale büyüyoruz ! Her acı biraz daha olgunlaştırıyor bizi.Gün gelecek acılarımıza ’’Bitti’’ diyecekler.O vakit görecekler çürümüşüz,bitmişiz.
Anneler günü yaklaşıyor yine.Yine hüzün atları götürecek maziye...Yine çınlatacağım kulaklarını, dinleyeceğim mazinin boğuk sesini...
Hatırlayacağım bir seni bir de bez bebeğimi...
Özlem pala
YORUMLAR
Anneler günü yaklaşıyor yine.Yine hüzün atları götürecek maziye...Yine çınlatacağım kulaklarını, dinleyeceğim mazinin boğuk sesini...
Hatırlayacağım bir seni bir de bez bebeğimi...
:::::::::::::::::::::::::
Çok hoş bir üslup; tekrarlar vurgu amaçlı da olsa yazının ahengini sıkıyor.Az ve öz bir hikaye...