- 680 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BAYRAMLIK COPLAR
Biliyorum yine biraz şiir gibi diyeceksiniz, ancak tarzımı değiştirmek elimde değil. 1985-86 yıllarında Ankara Hipodrum Tren İstasyonuna gidip gelirken, sık sık karşılaştığım iki çocuk ve annelerinin öyküsünü anlatmaya çalışacağım. Bana anlatılan aşağı yukarı şöyle;
Hipodrom’ un karşısında,
Bir kömür deposu.
Burnu akan iki çocukla,
Anaları var, bahtı kara.
Kara ellerinde naylon poşetler,
Ankara’nın ayazında nasıl da üşümekteler.
Deponun etrafı örgülü teller.
Tellerin dışında
Yumurtamsı kömürler.
Kızın adı Ebru, Kardeşi Ender
Her birinin poşeti
Beş kilo eder.
Birazdan gelir banliyö treni
Atlatmak gerekli kondüktörleri.
Köşe kapmacalar başlar trende.
Gecekondu ısınacak bugün de.
Henüz yakılmıştır teneke soba,
Kapı çalınır şişe tıngırtılarıyla.
Her halde gelmiştir,
Alkolik baba..
Çorba ısıtılır akşam yemeğinde.
Baba peynir ister,
Kömür var sade.
Haddini bildirecek ya çocuklar
Anneleri vermez müsaade.
Kadere küsmüştürler tavşan misali.
Kimseler göremez mi?
Yürek yakan bu hali.
Kızılay’da merdivenler silerler,
Bahar gelirse bayram ederler.
Bir mayıs günü, ya da nevruzda
Yine cop yerler, yine cop yerler.
Bayramlık copları.
Cemal EROĞLU-IŞILDAYAN BOT’tan bir parça