Eskişehir'de Demiryolcu Olmak
] Eskişehir’i bilen iyi bilecektir,kışın soğuğunu,kısa süren yazlarını,geniş caddelerini,bir zamanlar çamur tarlalarından asfalta geçildiğinde araçların ve yayaların bıraktığı çamurları,şimdilerde yok diyorlar,var olmasını mı dilerdim? Emin değilim.Bazen çamurlu da olsa,elleri çatlatacak kadar Eskişehir soğuğu da olsa, anımsandığında o soğuğun tersine anılarınız sıcak bir gülümsemeye yol açıyorsa,varsın olsun diyeceğim.
Bir de şehirde duyulan bir fabrika borusunun sesi kulaklarımda hala.Sabah onunla uyandığım,öğleni ve akşamı yine unutturmayan o düzenli seslenişi Eskişehir Demiryolları Fabrikası’nın.Boruyu duyduğumdan babam çoktan gitmiş olurdu işine.Daha mı erkendi işe başlamak ne?Anneler daha mı erken uyanırdı o zamanlar?Çocukları ve ailesi erkenden sıcak ortama uyansın diye o tuğllalı "Şakir Zümre" sobalara kömür kovalarından boşaltılan kömürlerin çıkardığı ses daha sabahın beşlerinde uykuyu bölmez miydi aslında?Bu sesi duymanın peşi sıra,Eskişehir’in soğuğuna yenik düşmüş sabahın yeniden alevlendirilen sobanın kızgın kısımlarının kor ışığı aydınlatırdı geceyi.Bu tam bir aydınlatma değildi gün ışımadan.Gece lambası örneği bir aydınlatma ama tam bir ısınma.Demiryolları Fabrikasının borusu çaldığında gün ışımış,sobanın üzerinde annemin kızarttığı ekmeğin davetkar kokusu,kahvaltıyı müjdelerdi.Gerçekten...çabuk geçtim gece üstümüzün sıkca örtülmek için annemin uyanışlarını.
Demiryolcu denirdi bu fabrikanın çalışanlarına ve yakınlarına.Sıkça hastalanan ya da hastalanma belirtisi gösteren çocukların ama demiryolcu çocuklarının,belki diğerlerinin de müdavimi olduğu Demiryolu Hastanesi vardı Eskişehir’de.Kapalı faytonları hatırlarım saltanat misali kiralanan ve taksiye oranla daha ucuz olan bu taşımacılık hiç de azımsanmayacak kadar yaygındı."Permi" denirdi Demiryolları çalışanlarının ve ailelerinin yılda sınırlı bedava seyahat etme şansı elde ettikleri haklarına.Tamamını kullanamasak da yararlanırdık yine de.Çok uzun,bol durmalı ve beklemeli tren seyahatlerini."Tehir" demek seferin "tehir"li olması anlamıdaydı.Sıkça duyardık,çünkü sıkça tehirli olurdu tren seferleri.Hiç zamanında kalktığını bilmez ama yine de saatinde tren istasyonunda olurduk.Bekleme salonları vardı geniş.Başımızın anne ve babamızın omzuna düştüğü ve yarı uyur,yarı uyanık bekleyişlerimizi hatırlarım.
Yazlık sinemaları vardı Eskişehir’in.Nereden mi geçtim dersiniz yazlık sinemalara?Geç biten gece sinemalarının dönüşünde de başımız düşerdi büyüklerimizin omzuna.Benden beş yaş küçük olan kızkardeşim dönüş yoluda mutlaka uyuduğundan, sıtında taşırdı babam onu.Yalıman Adası’ndan,Vişnelik’e.Şimdi Adalar diyorlar kısaca Porsuk çayının yanındaki bir semte.Hiç de kısa değildi, tümden sırtında taşımak için kardeşimi bu yol.Hava Kuvvetleri Hastanesi’nin önünden,o korunaklı budanmış şemsiye biçimindeki ağaçların altından geçişimizi hatırlarım geç vakit. Şimdi babacığım benim koluma girmeden yürüyemiyor.Odasından salona gelebilmesine bu şeklide de olsa gelebilmesine şükrediyorum.Annem artık erken kalkıp,kömür kovasını boca etmiyor sobaya.Bursa’nın da öyle soğukları yok zaten.Demiryolu da yok Bursa’da.Ama yine erken kalkıyor annem.Onların sağlık sorunları nedeniyle,onlarda kaldığım gecenin sabahında annem yine erkenden hazırlıyor kahvaltıyı.Babam 82 yıllık ömrünün anılarında Eskişehir’e ilk gelişini anlatıyor,yalnızca bir yatağı ve bir bavuluyla gelişini.Şimdi neler verdi yaradan,bizim düşündüğümüzden ve düşlediğimizden de fazlasını diye ekliyor.
Demiryollarındaki babamın işi,kazancı ile okuduk büyüdük diye düşününce anılarım saygıya,saygı sevgiye ve hepsi şüküre yöneliyor peşi sıra.Eskişehir Demiryollarının "Toplantı Evi" ni hatırlıyorum.Düğünleinde çevresinde koşturduğum,bir diğer demiryolcu ailenin çocuğunun sünnetini,bir diğerinin düğününü.
Eskişehirspor’un şampiyonluğunu,Eskişehir Demirspor’un başarılarını anımsıyorum gülerek.Onların maçına gittiğimi duyunca kızım bana inanmıyor."Sen baba..sen ve maç?.."diyor.Futbola o denli az ilgili olduğumdan olsa gerek.Ama o zaman ilgiliydim.İlgimin Eskişehirden de kaynaklı olduğuna inanmak istiyorum ve de Demirspordan.
Anılar hep gülümsetmiyor işte.O idol babam,yakışıklı ve hep takım elbiseli,biz büyüyene kadar ev borcu ödeyen, O Annem genç ve güzel,başarıya ve duyarlı bir nezakete bizi motive eden ,temiz,titiz ve kendi deyimiyle her işinde mütenasip.Anılar hep gülümsetmiyor işte.Bazen göz pınarlarından inen bir damla yaş gizlenemiyor her zaman.
Eskişehir’de Demiryolcu olarak mı geçti zaman?Yoksa bu yolculuk hiç mi olmadı?Nereye sindi şimdi? Belki soğuğunda gizli havanın,belki geçip gitti tren raylarından.
Galip Sarımeşeli
Bursa,13.04.2008
YORUMLAR
Bursa'da doğmuş, ama köken olarak Eskişehirli biri olarak, 1 yıldır gitmediğim güzel Eskişehirim'e olan özlemimi bulduğum güzel yazınız için sonsuz teşekkürler.
Sıcacık bir özlem, sıcacık satırlar...
Rahmetli dedem demiryolu emeklisiydi. Sümerevleri'ndeki o bahçeli evde çocukluğumun o tatlı günlerini anımsarım hala...
Belki şimdi hiçbir şey eskisi gibi değil ama, hatırlamak bile, bu değişen dünyada, insan olduğumuzu anlamaktır...
Sevgilerimle...