..İVİ
Bir ara evli olan ablam, mutfağında küçük yeğenimin doğum gününe hazırlık yapıyordu. Pasta yapacak malzemelerden birkaçı eksikti. Ablam keki hazırlamış, meyveli pasta yapmak üzere malzemelerin arasında kivi eksikti. Yeğenim daha, küçük yaşta olduğundan evde markete gönderecek başka kimse yoktu. İki eltisiyle aynı sokakta, karşı karşıya oturduklarından, yeğenlerinden birini gönderebilirdi. Fakat hepsi okuldaydı. En küçük kardeşi olarak aklına ben gelmişim. Hemen telefona sarılıp, ilk arayacağı kişi ben olmuşum. O an ev telefonu çalıyor:
Ablam: alo!..
Ben: efendim!
Ablam: merhaba Bahadır, nasılsın?
Ben: iyiyim abla, sağ ol. Sen nasılsın?
Ablam: bende iyiyim, sağ ol…
- Senden bir ricam olacak Bahadır.. yahu ben mutfakta işimi yapıyordum, işim eksik bir malzemeden yarım kaldı. Kusura bakma Bahadır, eltilerimin çocukları da okuldalar şu an. Fakat sen boştasındır diye aramak aklımdan geçti…
- Olabilir ablacığım, başımın üzerinde yerin var. Buyurun…
Ablam: bana gelirken, bir kilo ..ivi getirir misin?
- tabi abla, şehre inip hemen ..ivi getiriyorum.
…Abla, bir kilo olacaktı değil mi? Ne yapacaksın bu kadar ..iviyi, tahta mı çakacaksın?
Bu telefon görüşmemizde ablam, ona “bir kilo ..ivi olacaktı, değil mi?” sorusunu sorarken, şakalaşıp espri yaptığımı sanmış. Fakat ben, ..iviyi pek iyi anlayamamışım.
Şehre inip hemen bir hırdavatçıya girdim. Hırdavatçıdaki çalışana yaklaşıp bir kilo çivi istedim…
Hırdavatçı: tahta çivisi mi olsun, duvar çivisi mi, yoksa astar için mi olsun?
Fakat tahta çivisi mi, duvar çivisi mi, yoksa astar için mi, daha önce ablama sormak aklıma gelmemişti. Hırdavatçıdan izin isteyip ablama bir telefon açtım ve ona sormak üzere:
- Abla ben hırdavatçıdayım, tahta çivisi mi, duvar çivisi mi, yoksa astar için mi istemiştin?
Ablam: ne çivisi Bahadır? Bir kilo kivi istedim senden. Meyveli pastanın üzerine kullanacağım.
Telefonu kapayıp hırdavatçıdan çıkarken, yanlış anlaşılmanın farkına en sonunda vardım. Sonra şehirde bir markete girdim ve bir kilo kivi almak üzere, ablamın evine yol tuttum.
07.04.2008
Bahadır Doğru.
YORUMLAR
bana karagözle hacivatı hatırlattınız :) ama inanın bana kırıldım gülmekten emi siz de gülün böyle
anlaşmazlıklar aslında kavramlara kendi anlamlarımızı yüklediğimizde başlıyor mesela sitede turlarken kültürlü insan diye bir forum açılmış burada üyelere kültürlü insanın tanımı soruluyor kültürün tek tanımı var ama kültürlü insanın her üye kadar tanımı var :) bunlar nasıl anlaşacaklar bilmem ki eğer bu kavramın bir tanımı yok da bulmaya çalışıyorlarsa ne ala böylece içerikli bir tanıma ulaşılır güzel de olur ama kavram zaten tanımlanmış
geçende biri bana koşulsuz umutsuzluk ve koşulsuz umuttan bahsetti hiç duymamıştım :) tabii onu anlayamadım doğal olarak bazen de böyle kendimiz kavramlar uyduruyoruz eh akla yatkın olursa kullanılır ona da sözüm yok bütün bunlar bizi anlaşılmaz yapıyor anlaşılmazlığımız da bizi faydasız yapıyor maalesef
sağlıcakla esen kalın