Sepetimdeki ilkbahar
İlkbahar gelmişti artık. Sana ektiğim sevgiler ürününü vermeye başlamıştı. Toplama zamanı gelmişti sana olan güzel sözlerimi dallarından. Bir sepet alıp girdim bahçeye ilk önce en sevdiğim kelimelerden başlayarak düzgün bir şekilde koydum sepetime. Daha ham kelimeler vardı dokunmadım onlara, eğer şimdi onlarıda dalından koparırsam tadına varacamayacağımız düşüncesiyle zamanı gelince onlarıda toplayacaktım.
Sevinçliydim bugün, bir huzur vücudumda tura çıkmış heryerimi dolaşırken bahçemden topladığım kelimelerin sepetini bisikletimin sepetine koydum, bindim ve başladım pedalı çevirmeye, rüzgar tersten esiyordu fakat inatla ona meydan okurcasına sürüyordum bisikletimi ona karşı, sahile geldiğimde indim bisikletten, yorulmuştur belki o kadar yükümü taşıdı birazda ben onu taşıyayım hem saahilde hava alsın onlarda, gördüğüm bir portakal ve limon ağacının çiçeklerinden biraz alıp sepetime yerleştirdim. Kelimelerimi sana verdiğimde en sevdiğin kokularıda içine çekersin diye düşündüm. Biraz duraksadım bir banka oturup güneşi çektim içime merak etmenin verdiği heyecan vardı zamanı yavaş ilerletiyordum heyecanım dahada katlansın diye, buluşmamızda o heyecanla o sevgiyle kucaklayayım seni diye.
Kalktım banktan tekrar bindim bisikletime sahilden ayrılıp caddeye girdim daha hızlı gideyim diye arabaların aralarından korna sesleri içerisinde sana doğru çevirdim bisikiltimin pedalını, caddede trafik vardı, bu yüzden bisikleti tercih etmiştimya takılmayayım sana gelirken trafiğe, sepetimden yayılan çiçek kouları kaldırımda yürünyenlerin dikkatinimi çekmişti yoksa üzerimde aşk garipliğimi vardı gözler üzerimdeydi belki heyecanımı farkediyorlardı, onları görüp fakat aldırmadan sürdüm caddeden ileri bisikletimi, buluşma yerimize yaklaştıkça kalp atışlarım hızlanıyor sanki seninle ilk defa buluşacakmışım gibi, garipya ben her seninle buluştuğumda bu kalp hep böyle atar, her gördüğümde, her hissettiğimde aynı heyecan bütün vücudumu kaplar, neyse bu konuda inmayeyim daha derine..
Sen sırtını dönmüş oturuyorsun yine saçlarını bağlamış bakıyorsun ileriye sanırım biraz kızmışsın geç kaldım diye, arkandan sessizce yaklaşıp kapattım gözlerini her zamanki yaptığım muzurluk değilmiş gibi ben kimim diye sordum tonunu değiştirdiğim sesimle, her zamanki aldığım cevaptı her zamanki içime huzur veren kelimen aşkındım ben evet aşkın geldi sana ektiği sevginin mahsullerini getirdi sepetinde ve sevdiğin portakal ve limon çiçekleri kokusunu, dudağıma kondurduğun öpicünü tadı gitmemiştiki daha, yenisini verdin bana hediye ama dur biraz daha bekle daha olmamış kelimelerim var dalında bekle onlarda bir gün girecek bu sepete ama ben getirmeyeceğim onu belki bir postacı belki kargo ile paketin üzerinde ben kimim yazacak açacaksın merakla içinde kelimelerim olacak bir de ben soracağım sana ben kimim diye ....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.