- 2426 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
sarı gelin hikayesi
bundan iki yüz yıl önce doğu anadoluda hüseyin çavuş isminde bir zat yaşarmış
bu zat zengin zeki keskin silah kulanırmış. aynı zamanda gezmeyide çok seven
şahıs her milletten çevre edinmiştir. iyi at binen attığını vuran ve zekiliği ile
tanınırmış. hüseyin çavuş evliydi karısı zaza miletindendi yetişkin birde oğlu vardı.
günlerden birgün hüseyin çavuş erzurum civarında bir ermeni köyünde ermeni arkadaşını ziyarete gider. köye vardığında muhteşem bir düğünle karşılaşır.
düğünne yaklaşır selam laştıktan sonra arkadaşını sorar. arkadaşı biraz ötede
onu görmüştü yanına gelir selamlaşırlar ve az ilerdeki sofraya davet edilir.
düğün devan ederken . hüseyin çavuşun gözleri bir an sarı geline takılır sarı gelinin güzelliği karşısında adeta şaşkına döner. ve arkadaşının dokunması ile
kendine gelir. ama yüreği sanki alev almış yanıyordu. sarı geline vurulmuştu.
hüseyin cavuş kendi kendine planlar yapmaya başlamıştı hesaplar yapıyordu.
o gece arkadaşında kalır uyumadan gecenin gec saatlerini bekler her kes uyuduktan sonra sarı gelinin kaldığı evin etrafını iyice kolaçaneder {gözler etrafı
öğrenir} ertesi gün köyüne döner ve yanına yirmi adam alır koyulur yola.ancak
gecenin karanlığında ermeni köyün yakınına varırlar. gece gec saatlarda sarı gelinin evini basarlar sarı gelinin kocasını öldürür sarı gelini kaçırırlar. fakat peşlerine silahlı adamlar düşer . müthiş bir kovalamaca başlar. ancak hüseyin çavuş un amacı adam öldürmek değil peşlerindekileri atlatmaktır. hüseyin cavuş ve arkadaşları dar bir geçitte sıkıştırırlar ve arkadaşlarından birisi yaralanır
o zaman hüseyin cavuş bagırır.
- çekilin gidin peşimizi zorlamayın size zarar vermek istemiyorum.
ancak ermeniler geri çekilmezler ama catışmada yara almayanda kalmaz.
hüseyin çavuş yaralı arkadaşlarını at bindirirler yola devam ederler ancak yaralı
at üstünde kan kaybında bayılır düşer ve beli kırılır daha fazla dayanamayıp ölür.
hüseyin çavuş ve arkadaşları köylerine varıp cenazeyi defn ederler.
fakat hüseyin çavuşun babası sarı gelinin ermeni olduğunu bilmemektedir ama
öğrenmeside gecikmedi. ermenileri sevmeyen hüseyinin babası sarı gelini öldürmeyi
planlar. hüseyin çavuşun ilk karısı kumanın gelişine üzülür bir müdet sonra ölür.
oğluda askerde şehit olur. fakat o tarihlerde şehit cenazeleri memleketlerine
gönderilmezmiş. bir gün hüseyinin babası.
-oğlum şu öküzleri sabanı al köyün aşağısındaki tarlayı evlekle der.
hüseyin hiç düşünmeden teredütsüz işe koyulur fakat gitmeden önce gözü bir ara
babasının kılıcına takılır kınında cıkmıştı bu alışık bir durum değildi.
çünkü babası hiç boşa kılıcını kınında cıkarmazdı.
hüseyin tarlaya doğru yol almaktaydı. bu arada hüseyinin babası gelinin yanına
gider gelin ocak başında ekmek pişirmekteydi gelin başını kaldırıp karşısında eli
kılıclı hüseyinin babasını görünce kendisini öldüreceğini anlar.
ve yalvarır. şöyle der
- ne olur öldürme beni bende musluman oldum.
hüseyinin babası
-ben soyuma ermeni soyu katmam der. ocak başında gelini öldürür
hüseyin tarlaya varınca durumdan şüpehelenir koşarak eve gelir ancak gördüğü
manzara karşısında hayrete düşer. feryat figan ama ne çare.
hüseyin bir anda babası ile gırtlak gırtlağa gelirler kimse ayıamaz.
öyle birbirini döverlerki ikiside kan reva içinde yere yığılırlar.
hüseyin yarı baygın halde başını kaldırır sarı geline bakar sarı gelinin cansız bedenin gözlerinde birer damla yaş vardı.
evet sarı gelinin dilere destan güzelliği
ve türkülere gecmesinin geçek hikayesi.
beycan gökbulut.
31/03/2008