İÇİMDEKİ İYİ VE KÖTÜ
Akşam gerçektende çok yorulmuşum.Bursa minibüsüne bindiğim zaman göz kapaklarım uykusuzlukla daha fazla savaşamamış ve ister istemez kayıtsızca teslim olmuştu.Minibüsçünün ısrarla basan kornasıyla ancak uyanabildim.Biraz uyuşuk birazda garip bir şekilde çevreme baktım.İnmem gereken yeri çoktan geçmiştim.Bir anda sanki dünya başıma yıkılmış gibi bir telaş sardı.Minibüsten kendimi dışarı atışımı bir görseniz dersiniz ki herhalde çok önemli bir işi vardır.Aslında hiç de acelem yoktu.Hatta annem otobüsü kaçırmam için sabahın köründe sıcacık yatağımdan beni kaldırmış aceleyle ağzıma bir şeyler tıkıştırarak kahvaltımı ettirmiş.Beni evden sepetlemişti.Sağa sola yoldaki arabalara yanımdan geçen güzel kızlara baka baka terminale doğru yürüdüm.Terminalin içine girdiğim zaman dışarısının gerçektende soğuk olduğunun farkına vardım.Ayaklarımı sürüye sürüye bilet almak için sırayla firmaları gezindim.İşin ilginç tarafı bayram arifesi olduğu için hiçbir firmada bilet kalmamıştı.Annemin her zaman ki gibi haklı çıkmıştı.Kadıncağız bilet ayırtmam için bütün hafta boyunca başımın etini yemişti ve ben de her zaman ki gibi annemi dinlememiş ve biletimi ayırtmamıştım.Çaresiz bir şekilde firmaları tekrar gezdim.Bursa’dan Manisa’ya bilet bulamadım.Yinede umudumu kaybetmedim.Gidip sert bir kahve içip sağlıklı bir şekilde düşünürsem bu durumu iyi bir şekilde atlatabilirdim.Bugün Manisa’ya gidemezsem eğer annem haklılığı üzerine telefonda uzun bir nutuk çekecek ve günümü daha da zehir hale getirecekti. Köşedeki kafeye girdim ve kendime sert bir kahve söyledim.İşte ilk defa onu da orada gördüm.Zaten gördüğüm gibi de sesim soluğu kesildi.Bir ara acaba rüya mı görüyorum diye kendimi çimcikledim.Bunu bazı filmlerde görmüştüm.Beni o kadar etkilemiş ki sanki kafamın içinde zincirleme bir kaza oluştu. Bileti bulamadığıma mı üzüleyim yoksa bu talihsizlik vesilesiyle bir anda karşıma çıkan hayallerimin kadınını tanıma fırsatını yakaladığıma mı sevineyim bilemedim.Ben kafamın içinde acaba yanına gitsem mi gitmesem mi diye düşünürken o oturduğu masadan kalktı ve gitti.Büyük bir hüsran yaşadığımı itiraf etmeliyim.Ah benim salak kafam neden gidip konuşmadım ki tanrı bilir şimdi hangi otobüse binecek ve benden kaç kilometre uzakta bir yere gidecekti.O anda asıl büyük sorun kafama dang etti.Ben bunlarla uğraşırken hala bilet bulamamıştım.Bir yandan bileti diğer yandan o güzel kızı düşünmeye devam ettim.Bir anda omzuma bir el dokundu.
Ali;Kardeşim nasılsın?
Serdar;Ali bu sen misin?
Ali;Benim tabi başka kim olacak.Ne işin var buralarda,
Serdar;Sorma Manisa’ya gideceğim.
Ali;Bilet bulabildin mi?
Serdar;Bulamadım be ali valla ne yapacağım bilmiyorum
Ali;Ben Uludağ turizmde hostluk yapıyorum.Biraz sonrada İzmir’e seferim var.Kaptanla konuşayım.Manisa dan geçerken belki seni bırakabiliriz
Serdar;Gerçekten mi?
Ali;Kesin bir şey söylemiyorum bak.Daha kaptanla konuşmadım.
Serdar;Düşünmen bile yeterli be ali
Ali;Tamam tamam ama bir gece Hüseyinlerin restoranda masa açarsın artık
Serdar;Sen bu işi hallet o dediğin kolay
Ali;Şimdi telefonla bir kaptanı arayayım bekle biraz
dedi ve masadan birkaç adım uzaklaşıp iki üç dakikalık bir telefon görüşmesi yaptı.Masaya döndüğü zaman yüzü gülüyordu.
Ali;Hadi yine iyisin yerin tamamdır.
Serdar;Harbiden mi?
Ali;Ne yalan söyleyeceğim oğlum ama söz ver yemek işini
Serdar;Söz oğlum söz
Ali;Hadi al o zaman çantanı da on dakika sonra kalkacak otobüs
Serdar;Ali bu yaptığını hiç unutmayacağım
Keyfim yerine gelmişti.Elli yedi no’lu perondan Bursa İzmir arabasına bindik.Ali beni on altı numaralı koltuğa oturttu.Bundan sonra işi olduğunu eğer herhangi bir şeye ihtiyacım olursa zaman kaybetmeden ona seslenmemi tembih ederek işinin başına geçti.Bende yolculuğumun iyi geçmesi için cam kenarındaki koltuğa geçtim.Başımı cama dayayıp.Konuşmak isteyip de konuşamadığım o güzel kızı düşünmeye başladım.Düşünmeye devam ederken aynı zamanda kendi kendime de kızıyordum.Yorgunluğa artık dayanacak gücüm kalmamıştı.Uyuya kalmışım.Sonra o muhteşem ses kulaklarımda çınladı.
---;Merhaba,kusura bakmayın uyandırdım.Dinlenme tesisine geldik.Üstüme vazife değil ama belki bir ihtiyacınız olabilir diye sizi uyandırdım.
O kadar çok yorulmuşum ki göz kapaklarımı aralayıp konuşmak isteyip de konuşamadığım kızın o olduğunu anlamam baya zamanımı aldı.Hatta ilk başlarda kendi kendime kim bu densiz bile dedim.Gözlerim onu gördüğü zaman fal taşı gibi açılmıştır büyük olasılık
Serdar;Teşekkür ederim.
Muhteşem gülümsemesiyle yerinden kalktı ve otobüsten aşağıya indi ve ben hala ne olup bittiğinin farkında değildim.Sadece ayılıp şu anda yaşadıklarımın hayal mi yoksa gerçek mi olduğunu anlamaya çalışıyordum.Eğer ki bu yaşadıklarım rüya ise beni uyandıran bütün kötü sonuçlara katlanmak zorunda kalacaktı.Guruldamaya başlayan karnım bir an önce bir şeyler atıştırmamı bana hatırlattı.Otobüsten indiğim zaman soğuğun etkisiyle tam olarak ayılabildiğimi kesinlikle söyleyebilirim.Dinlenme tesisinin amblemindeki ayran bardağını görünce susurluk taraflarında bir yerde olduğumuzu anladım.Hızlı adımlarla kendimi kafeteryanın içine attım.Yalan söylemeyeyim.İçeri girdiğim gibi gözlerim onu aradı.Göremeyince de galiba hayaldi deyip kendi kendime anlamsızca güldüm. Oldum olası şu self servis olayını sevmem.Önce kasaya gidip fiş kestireceksin,Eline bir tepsi alıp o demir raylı tezgaha koyup sürükleyeceksin,Fişi uzatıp siparişini vereceksin,Karşındaki eleman fişe uzun uzun bakacak çünkü yanlış yapmaması gerek yoksa yaptığı yanlış yüzünden cebinden parası çıkacak sonra tezgahtan tepsini alıp arkana dönüp boş bir masa arayacaksın.Ölme anam ölme işte tüm bu aşamaları bir bir yerine getirdikten sonra camın kenarında boş bir masa gördüm.İşin ilginç tarafı dört otobüs aynı anda tesise girdiği için etraf ana baba günü gibiydi.Yangından mal kaçırırcasına koşarak masaya oturdum.Hafiften atıştırmaya başladım.İçeride çok insan olduğundan dolayı camlar buğulanmıştı. Benim bir takıntım var ne zaman buğulanmış bir cam görsem gidip baş parmağımla cama ismimi yazarım.Bunu yapmak benim çok hoşuma gidiyor.Yaptım da, başımı eğmiş yemeğime devam ederken karşımdaki sandalye bir an hareketlendi ve karşıma biri oturdu.İster istemez başımı kaldırıp bakma ihtiyacı duydum.Hayal görmüyordum artık emindim.Oydu tam olarak karşımda oturmuş ve gözlerimin içine bakıyordu.
---Camdan görüldüğü üzere senin adın serdar benim adımda begüm kusuruma bakma etrafta oturulacak bir masa yoktu.Uzaktan seni görünce sevindim.Yol arkadaşım masasındaki sandalyeyi herhalde benden esirgemez diye düşündüm.Eğer beklediğin biri yada sandalyenin bir sahibi varsa ben kalkayım.
Biraz ukala biraz da ikna edici konuşması karşısında ona hayır diyecek halim yoktu.İyi ki de dememişim.
Serdar;Oturabilirsin tabi
Begüm;Teşekkürler
Bir iki dakika sessiz bir şekilde yemeğimizi yemeğe devam ettik.İkimizden biri ilk adımı atmak zorundaydı.Tabi ki utangaç biri olduğumdan ilk adımı ben atamadım ama onun bu sessizliği bozacağından emindim.
Begüm;Nereye?
Serdar;Bana mı dedin?
Begüm;Tabi ki sana
Serdar;Manisa’ya
Begüm;Şansa bak bende Manisa’ya
Serdar;Şans işte
Daha iki üç dakika öncesine kadar gözleriyle onu arayan ben tam karşıma oturmuş sohbet etmeye çalışan güzel kıza karşı neden böyle soğuk bir tavır sergiliyordum.Böyle yapmaya devam edersem biraz sonra hayallerim ellerimin arasından uçup gidecekti.Kafam karıştı.
Begüm;Ağzından kelimeleri cımbızla almak gerekiyor.Eğer rahatsız olduysan kalkayım.
Serdar;Dur dur kalkma aslına bakarsan biraz utangaç biriyimdir.Düşüncelerimi konuşaraktan daha çok yazarak dile getiririm.
Begüm;O zaman gidip bir kağıt bir de kalem bulayım
O anda birbirimize bakıp uzun süre güldük.Beni etkilemeye devam ediyordu.
Serdar;Yolculuklar daima canımı sıkmıştır.Yeni yerler keşfetmeyi yeni yerler görmeyi severim fakat yolda geçen zaman daima beni huzursuz etmiştir.Birde yolculuğu tek başıma yapıyorsam daha da çekilmez hala gelirim.Bu nedenle de yola çıkmadan önce ki gece kendimi zorlayabildiğim kadar zorlarım o gece uyumam bu bir bakıma benim yolculuk için yaptığım bir hazırlıktır.Otobüse bindiğim zaman da uyuyaraktan kendimi bir bakıma rahatlatırım.
Begüm;Desene yandık yol boyunca yanımda huzursuz biriyle yolculuğa devam edeceğim.
Serdar;Neden ki?
Begüm;Ben seni biraz önce güzellik uykundan uyandırdım.
Serdar; Evet hatta içimden kim bu densiz bile dedim.Ama bir ayrıntıyı kaçırmışın ben tek başıma yolculuk yaparsam sıkılırım.Eğer bana yol boyunca katlanacaksan sorun yok.
Begüm;Konu katlanmak ise benden iyisi yoktur.
Serdar;İyi sen bilirsin
Begüm;Benimde yolculuğum da sıkıcı geçiyor.Bana yol arkadaşı olursan sevinirim.
Serdar;Asıl ben sevinirim.
Begüm;İlk başlarda konuşmaya başlayıncaya kadar beni çok zorladın.Bir ara kalk kızım ne işin var Allah’ın safının karşısında ama anlaşıldığı kadarıyla zamanla açılıyorsun.Eee ne işle uğraşıyorsun?
Serdar;İlk başlarda sana böyle hissettirdiysem özür dilerim sorduğun soruya gelirsek birkaç dergiye haftalık köşe yazıları yazıyorum.Aslında ekonomi mezunuyum ama nedense ekonomi ile ben iyi geçinemeyiz
Begüm;Bir bakıma yazarız yani
Serdar;Tam olarak öyle diyemeyiz.Sadece yazı yazmaktan hoşlanan biri
Begüm;Tamam tamam ne üzerine yazıyorsun peki
Serdar; Yaşam,ölüm,kadın,erkek, aklıma ne gelirse
Begüm;Peki neden okuduğun bölümle ilgili bir iş değil de yazı yazmak biraz özel oldu galiba ama çok merak ettim.İstersen cevap vermeye bilirsin
Serdar;Nedenini söyleyeyim.Ailem yüzünden istemediğim bir okulda ve istemediğim bir bölümü okudum.Okulu başladığım andan mezun olduğum ana kadar hayatımın en kötü zamanlarıydı diyebilirim.Mezuniyet törenimde bile mutlu olmadım.Hayatım kontrolüm altından çıkmış ve ailemin eline geçmişti.Bütün aile benle gurur duyuyordu.Ailede üniversiteyi bitirmiş (hem de ekonomi gibi iyi bir bölümden mezun olarak )ilk kişi bendim.Herkes seviniyordu.Ben hariç
Begüm;Peki onlara okula girerken istemediğini söylemedin mi?
Serdar;Defalarca söyledim fakat pek önemsenmedim.Belki de beni en çok inciten de bu oldu.Aslına bakarsan onlara da hak veriyorum.Babam yıllarca demir çelik fabrikasında işçilik yaptı.Benim okumam için gece gündüz demeden mesai yaptı.Benim de onun gibi olmamı istemiyordu.Annemin de üzerimde çok büyük hakkı vardı.Yemedi içmedi artırdı.Babamın sırtındaki yükü hafifletebilmek için el işi yaptı.Hatta bu uğurda gözlerinden vazgeçti.Onların bu halini de görünce de daha fazla direnmedim.Zamanla onlarda beni anladılar.Mutlu olmadığımı hissettiler.Babama bir gün başka bir iş yapmak istediğimi söyledim.Güldü.Sen bilirsin dedi.Okuduğum dönemde birkaç amatör yazı yazmıştım.O zaman arkadaşlarım cesaretlendirmişlerdi ama ben o yazıları yollamaya cesaret edemedim.Çalışmaya başlamadığım için çok zamanım oluyordu.Oturup bir şeyler karalamaya başladım.Kardeşim okumuş birkaç dergiye yollamış.Birkaç hafta sonra telefonla aradılar.Bende daha fazla boş durmamak için hemen kabul ettim.Hala da yazmaya da devam ediyorum. Mutlu olduğumu da söyleyebilirim.Karın tokluğuna çalışıyoruz işte, ben çok konuştum ya senin hikayen ne?Aslında çok utangaç biri olan ben nasıl oluyor da daha hiç tanımadığım birine hiç düşünmeden hayat hikayemi bir çırpıda anlatabiliyordum.Hala anlayabilmiş de değilim.Belki de yeryüzünde aramakta olduğum kişi tam karşımdaydı.
Begüm;Benim hikayem seninkine göre biraz daha aksiyonlu ama anlatmasam olur mu?
Serdar;Sen bilirsin
Begüm;Gerçeği söylemek gerekirse bu anlattıklarından sonra seni çok samimi buldum.
Serdar;Seninde çok içten ayrıca komik ve arkadaş canlısı da olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Keşke zaman dursa da saatlerce günlerce haftalarca susmadan yorulmadan ve durmadan sohbet etsek ama kafeteryada anonsun yankılanmasıyla birlikte yerimizden kalkmak zorunda kaldık. Şimdiden bu yolculuğun eninde sonunda bitecek olması beni rahatsız etmeye başladı. Durumu kurtarmak için sahte gülücüklerle beraber onu otobüse bindirdim.Otobüse binmemek için biraz direndim.Soğuğu içimde hissetmek ve bir an olsun tekrar yalnız kalmak istedim.Biraz sonra ali yanıma yaklaştı.
---Ne oldu suratından düşen bin parça,
-----Çok mu belli oluyor
---Çocukluktan beri arkadaşız ben anlamayacağım da kim anlamayacak?
-----Umarım o anlamamıştır.
---O da kim?
-----Boş ver
---Hadi anlat
-----Kafeteryada biriyle tanıştım.
---Gördüm.Yanına gelecektim ama sonra vazgeçtim
-----O çok farklı
---Nasıl?
-----Ne bileyim farklı işte
---Sanki hepsi üst üste geldi.
-----Biraz daha açsana
---İlk başta terminalde gördüm.Yanına gitmek istedim ama gidemedim.Sonra biri uyandırdı beni ilk başta o olduğunu anlayamadım.Belki odur diye kafeteryaya gidip onu aradım.Bulamayınca da dedim ki hayaldi herhalde sonra gidip bir masaya oturdum.Gelip karşıma oturdu.Sonra biraz muhabbet ettik.Biraz ben anlattım.Biraz da o derken anonsu duyduk.Şimdi o otobüse bindi.Bende dışarıda olan biteni düşünüyorum.Sanki kader bana bir oyun oynuyor.
-----O deyip duruyorsun bir adı yok mu bunun
---Begüm
-----Sakın sen bu begüme tutulmuş olmayasın
---Bilmiyorum.Öyle olsa bile şebneme haksızlık etmiş olurum değil mi?
-----Şebnemi karıştırma bu işe
-----Ya sadakat
---Sen bu işi öğrenemeyeceksin oğlum
-----Neyi öğrenecekmişim ki?
---Ben ne diyorum sen ne diyorsun. Şebnem nerde ? Bursa da biz nerdeyiz susurlukta diyorsun ki bana kader hayatımın aşkını karşıma çıkarmış ama ben kadere karşı durup bundan vazgeçsem mi vazgeçmesem mi?diyorsun. Ne için şebnem için hem de sadakat denen saçma sapan bir duygu yüzünden
------Ama sadakat
---Bırak sadakati bu dediklerimi iyi düşün şimdi otobüs kalkıyor.Otobüse bin ben birazdan senin yanına geleceğim.
Hiç aklımda yokken bir anda aklıma şebnem girdi.Bu olaylar silsilesinin sonunda olacak olanları düşünmeye başladım.Kafamın içini o kadar çok şey kurcalıyordu ki telefonumun çaldığını ancak bir iki dakika sonra anlayabildim.İşin ilginç tarafı arayan kız arkadaşım şebnemdi.
---Aşkım nasılsın?
-----İyiyim aşkım ne olsun işte mola vermiştik birazdan kalkacağız.
---Bende seni merak etmiştim.Arkadaşlarla oturmuş senin hakkında konuşuyorduk.
-----Hayrıdır.Ne çekiştiriyorsunuz yine
---Bu haftaki kadınlarla ilgili yazını
-----Beğenmemişler mi?
---Tam tersi çok beğenmişler
-----Sevindim.
---Arkadaşlar senin gibi biriyle beraber olduğum için çok şanslı olduğumu sana gözüm gibi bakmamı ve senin dünyada büyük olasılıkla bir eşin daha olmadığını söylediler.Bende bunun üzerine seni aramak istedim.
-----Benim kapatmam lazım Otobüs kalkıyor
----Tamam aşkım varınca beni ara
-----Tamam tamam
İçimde büyük şiddetiyle devam etmekte olan iyi ile kötü arasındaki savaşı şimdi daha iyi hissedebiliyordum.İki seçeneğim var.Birincisi sadakatin peşinden koşup iyiyle müttefik olup yolculuk boyunca susmak.İkincisi iyiliği elimin tersiyle iterek kötülüğünde yardımıyla bütün her şeyi bir yana koyup yanımdaki bayana daha da yaklaşmak.İkisi arasında gidip geliyorum.O anda ne oldu bilmiyorum ama içimdeki iyinin gücü daha ağır bastı ve sadakatin peşinden koşmam gerektiğine inandım.Yanına gitmek istedim ama kendimi olabildiğince dizginledim.Gözlerimi kaçırarak ve yavaş adımlarla yanına gidip oturdum.Benimle konuşmak istedi fakat yorgun olduğumu ve uyuyacağımı söyleyerek kendimi geri çektim.Aslında uyumak istememin amacı ondan olabildiğince uzak durmaktı.Eğer olurda kendimi kaybedersem her an fikrimin değişebileceğini biliyordum.Otobüsün içindeki sıcaklık biraz da kendi zorlamamla uykuya daldım.Otobüsün içindeki anons sesiyle uyandım.Manisa ya geldiğimizi söylüyordu ali ama o yanımda yoktu.Aliyi uzaktan yanıma çağırdım.
Serdar;Ali yanımdaki kız nerde
Ali;Hangi kız?
Serdar;Hani şu kafeterya da yanımda gördüğün
Ali;Yanlışın olmasın,sen otobüsten inmedin ki uyuyordun.Bende seni uyandırmadım
Serdar;Ali allahını seversen dalga geçme
Ali;Sen çok yorulmuşsun ne dediğini bilmiyorsun yolculuk boyunca yanına kimse oturmadı.
Serdar;Emin misin?
Ali;Eminim tabi
O anda tanrının beni sınadığının farkına vardım.Beni iyi ile kötünün tam ortasına bırakmış ve bana bir seçimde bulunma hakkı vermişti.Bende seçimimi yapmıştım ve yaptığım seçim beni aynadaki yansımamdı.
YORUMLAR
1: Gerçek mi kurmaca mı olduğunu(belki de karışıktır) tam anlamadım ama sonu düşündüğüm gibi bitmedi
2: Parağrafları ve konuşmaları biraz ayırsanız çok iyi edersiniz okuyana kadar canım çıktı
3: konulanları yanlarına isimlerini yazmanız çok iyi olmuş, çok teşekkürler, işimi biraz olsun kolaylaştırdı.
4: yazınız gerçekten çok güzeldi, ama yine de kurmaca mı ya da gerçek mi ya da karışık mı bilmek isterdim..teşekkürler paylaşımınız için...