- 591 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BELİRSİZLİK
Kalabalık yollardan geçerken içine biriken biraz kin, biraz korku, biraz da belirsizlikten dolayı yüzünde beliren ağırlığı gizleyemediğini biliyordu. Biliyordu bilmesine de, neler yapabileceğini bilemediği için; her şeyi oluruna bırakmıştı.
Hem büyükleri, boşuna mı ‘hiç üzülme her şey oluruna varır’ diyorlardı ki?
Onca uğraş, onca çaba, onca koşturmaca boşuna mıydı ki öyleyse?
Kolunun altında, sıkı sıkıya tuttuğu okul çantasının gereksizliğini de düşünmüştü.
Akşamdı, daha dündü…
‘Öyleyse neden okula gidiyorum, neden ders çalışıyorum, nasıl olsa her şey oluruna varıyormuş’ demişti de babası üstüne yürümüştü. Kocaman elleriyle neresi rastlamışsa vurmuştu. ‘Ben senin babanım, nasıl benimle böyle konuşuyorsun’ demişti. Sonra da vurmuştu, vurmuştu…
Ortaokul son sınıfa gidiyordu. Derslerinde başarılıydı. Sınıf arkadaşlarıyla da arası iyiydi. Ama annesinin içerisinde bulunduğu duruma üzülüyordu. Annesiyle babası sürekli tartışıyordu. Babası sürekli eve alkollü geliyordu. Annesinin ‘gel burada, evinde, yap ne yapacaksan. Her gün, her gün dışarıdasın. Hiç mi çocuklarını, evini merak etmiyorsun? Elbette arada bir arkadaşlarınla olmalısın. Ama her gün…’ diye söylendiğini duyuyor, bazı geceleri. Babasının da bağırmasını çağırmasını…
Babasıydı her şeyden önce. Ne yapabilirdi ki?
Hem yaşı da küçüktü…
Aslında biliyordu. Bir yaşı büyük olsaydı, buralardan çok uzaklara götürürdü annesini, bir de küçük kardeşini. İnsan babasına kin, nefret duyar mı? ‘Ben duyuyorum’ dedi kendi kendine. Birden titredi. Babasının olmadığı bir yerde, annesiyle kardeşini düşündü. Yeniden titredi. Bir korku girdi vücuduna, yürürken sendeledi. Hem buralardan uzaklaşmak istiyordu, hem de buralardan uzak durmaya korkuyordu.
Hava da soğuktu.
Aradabir, çantasını tutan elini değiştirip, boşta kalan elini ağzına götürüyordu. Üst üste verdiği soluğuyla ısıtıyordu.
Hep böyle oluyordu.
Gerek ders arasında, gerekse yolda yürürken, arkadaşlarıyla oynarken hep evde yaşananlarla uğraşıyordu. Onun içinde hep yalnız yürümeyi, yalnız oturmayı, yalnız kalmayı istiyordu. Onu da beceremiyordu.
Hiç kimse olmasa Ayşe yanında beliriyordu.
‘Kantine gideceğim, birlikte gidelim mi?’ dediğinde de, Onu kıramıyordu nedense.
Ya da ‘evden puhaça getirdim, ister misin’ dediğinde de…
Yüzü biraz gülümserdi.
Bir de sınıf arkadaşı Hayrettin vardı. Başkasının değil de onun takılmalarını, şakalarını kaldırabiliyordu…
Okulun bahçe kapısına yaklaştığında, Hayrettin’in koşarak kendine yaklaştığını gördü.
Akşam neler yaşanmışsa unutuverdi birden.
‘Bu talaş niye?’ dedi.
‘Telaştan değil’ dedi.
‘Geçen gün yapılan genel sınavda en yüksek puanı almışsın. Sınıf öğretmeni seni arıyor’ dedi, yalnızca.
‘Sınıf öğretmeni mi?’
‘Öyle’ dedi, Hayrettin.
Arkadaşıyla birlikte kolkola girip okul bahçesinin içerisinde ilerleyip, bir grup olmuş bekleyen sınıf arkadaşlarının yanına vardılar.
İçlerinden biri, ‘hem okulda, hem de Kozan’da birinciymişsin.seninle aynı sınıfta olduğumuzdan dolayı ben seviniyorum’ dedi. Diğerleri de ayrı ayrı ‘bende, bende’ derken duygulandı, gözleri yaşardı, hepsinin birer birer ellerine dokundu. ‘Bizler hep arkadaş kalacağız, beni şımartmayın’ derken bile, sesi titriyordu.
‘İzninizle ben sınıf öğretmenini bir bulayım’ dedi.
Önce okulun merdivenlerine, sonra uzun koridora yürüdü.
Müdür yardımcılarının bulunduğu odanın kapısını vurdu, ses çıkmayınca açtı, kimse yoktu. Öğretmenler odasına vardı. Kapısı açık olduğundan içeriye baktı. Orada da yoktu, sınıf öğretmeni. Koridorda gördüğü edebiyat öğretmenine sordu. Müdür odasında olduklarını öğrendi. Kapısına vurdu. Ses gelince açtı, içeriye girdi. Ayakta bekliyordu. Müdür, oturması için koltuklardan birisini gösterdi. Sınıf öğretmeniyle müdürün aralarında konuştukları konu bitmiş olmalıydı ki, müdür konuya girdi:
‘Bu gün, öğretmeninle burada olmamızın nedeni sensin. Başarından dolayı kutlarız önce. Başarı birey olarak senin de olsa, okulumuzun adını da duyurmuş oldun böylece. Bize babanın telefon numarasını verebilir misin?’
‘Babamın mı, ama neden?’
‘Onunla tanışmak istiyoruz.’
Babasının telefon numarasını söylerken yeniden yüreğinin bir yanı acıdı. Müdür, arayıp konuşurken de korktu, tüm vücudu diken diken oldu.
Müdür odasından çıkarken, müdürün telefonda en son söylediği söze takıldı kaldı: bir saat içerisinde oklumuza gelebilirseniz çok sevineceğiz, oğlunuzla ilgili bir konuyu görüşmemiz gerekiyor…
Şu an babası neler düşünüyordu acaba? İçin içinde kendisine kızıyordur. Üstelik ‘beni buraya dek getirdin ya, helal olsun sana’ diyeceğini de biliyordu.
Belki de bu kadarıyla da yetinmeyip, akşamı bekleyecekti. Gecenin kaçında gelirse uyandıracak, önce kızacak sonra da dövecekti. Bu arada annesine de bağırıp çağıracaktı…
Birinci dersten çıktıklarında, babasının okul bahçesinden kapıya doğru gittiğini gördü. Demek ki müdürle görüşmüşlerdi. Bir korku, bir kin, bir belirsizlik… Okul dağılımına dek, ne bu günün geçmesini, ne okul zilinin çalmasını, ne de akşamın olmasını istedi. Bir ara eve hiç gitmemeyi bile düşündü…
Kış günleri kısa olur. Yine öyle oldu. Daha kısa oldu üstelik.
Hava yavaş yavaş kararıyordu.
Annesi masaya yemeklerini hazırlıyordu.
Kapı çaldı. Kim olabilirdi ki? Koşarak kapıyı açtı. Babasını karşısında görünce şaşırdı. ‘Baba’ dedi. Duyabileceği sesiyle. Kafasını okşadı. Yanağına da bir öpücük kondurdu.
Kardeşi daha dört yaşında olduğu için onu kucağına aldı, Onu da öptü, yere bıraktı. Annesinin içeriden ‘kimmiş gelen canım’ sesi geldiğinde, kocası mutfak kapısındaydı.
‘Benim, yardım edeyim mi?’ Herkeste bir şaşkınlık vardı. Masaya oturduklarında bile şaşkınlık sürdü. Yüzlerinde, tanımlanamayacak bir belirsizlik vardı. Bir baba dışında…
Yemekten sonra konuşan da o oldu:
‘Biliyorum, ne oldu diyeceksiniz. Şunu açıkça söyleyeceğim: kafama taş düşmedi! Ama bugün aldığım bir haber beni sarstı, hırpaladı, kendime getirdi. Bu güne dek yaşadıklarınızdan dolayı beni bağışlayın. Artık sizler için varım. Tersini duyacak olursanız beni dövebilirsin canım’ dedi eşine bakarak…
Sevinmişler miydi?
Yaşananlar unutulmayınca, yeni güzel şeyler daha yaşanmayınca gülümsediler yalnızca.
Bu gün için iyiydiler ya…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.