- 786 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
SANDALYE
- Çay?
Nurettin kahveciye dönerek:Tilkiye, “Tavuk kebabı yer misin?” diye sormuşlar; “Adamı güldürmeyin” demiş.
“Evet,açık olsun. “
“ Benimki demli olsun” dedim gülerek.
Kahveci bağırdı:İki çay biri öfkeli biri çıplak.
Ah etti Nurettin,bu sene hiç verim alamadık topraktan dedi. Kuraklıktı,hastalıktı derken düştüğümüz şu hale bak.!
Yan masada sırtı bize dönük Sefa:
Eee Nurettin “Yazın başı pişenin kışın aşı pişer.” Demişler .Yardıma ihtiyacın varsa söyle haa. “Birkaç çuval buğdaya ne dersin.?
Nurettin hiddetle,gözlerini Sefa nın ensesine dikti:
Buğdayın sana kalsın. İşten artmaz dişten artar demişler. Allah’a şükür kimselere ihtiyacımız yoktur.Hem sana ne oluyor ki karışırsın sohbetimize?
Kahve ahalisinden biri:”Aha,yine başlıyolar ” dedi. Kahvedekiler bir Sefa’ya bir Nurettin’e bakıp alkış tutmaya başlamıştı.
Sefa: “Otuz iki dişten çıkan, otuz iki mahalleye yayılır. Zor durumda olduğunu duydum.” Dedi hafifçe gülerek.
Nurettin biraz içerlemişti bu lafa,cevabı yetiştirmek de gecikmedi:” Leyleğin ömrü laklakla geçer.” Demişler. Biraz para bulunca ağa mı oldun. Boş konuşursun.
Sefa,altta kalmadı her zamanki gibi:Mızrak çuvala sığmaz be Nurettin. Saklama gayri. Biz çocukluk arkadaşıyız. İki eski dost..
Nurettin:”Tırnağın varsa başını kaşı” demişler. Senden gelecek yardıma ihtiyacım yoktur. Bizden değilsin artık.Sen çok değiştin. Karga, kekliği taklit edeyim demiş; kendi yürüyüşünü şaşırmış.Hah!
Sefa: Yalancının evi yanmış, kimse inanmamışken,sen neden inanırsın Nurettin? Ben aynı Sefa’yım. Beni bana sormadığına göre değişen sensin kadim dostum.
Çocukluk arkadaşı bu iki ihtiyar,eski dost,atışmaya başlar;biz dinlerdik gülerek. Neden sonra,. Nurettin Sefa’yı Sefa Nurettin’i gördüğünde kahveye girmez oldu. Nurettin kahvedeyken,Sefa’yı kapıda görürdük.Otururdu kahvenin önünde. Sefa kahvedeyken Nurettin dışarıda otururdu;aynı sandalyeye.Sandalye boşsa bilirdik ki ikisi de kahvede yoktu.
YORUMLAR
Teşekkürler Aysem.
Tesekkürler Savaş bey,yayımlayabilirsiniz tabi.