- 963 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YOK OLAN İNSANLIK
YOK OLAN İNSANLIK
Kasım 2002 de yaşadığım gerçek bir anımı sizlerle paylaşmak istedim. Amacım ne yazık ki yaşadığımız şu dünyada insanlığın yavaş yavaş yok olduğunu mağdur durumda olan ve özürlü bir insana dahi iyilikten uzak olunduğunu, yardımlaşma ve paylaşma gibi anlamlı değerlerimizin azaldığını kahrolarak gözlemliyor ve üzülüyorum.Unutmayalım ki yarınların bize ne getireceğini , ne götüreceğini, ne olacağımızı, kimse bilemez. Ne ekersek onu biçeriz. Bu yaşadığım anımı yazdığım yazım, biraz daha geliştirilmiş olarak halen üyesi olduğum Sivas Ortapedik Engelliler Derneğinin yayınladığı SEVGİ ÇİÇEĞİ Dergisinin 2002 yılı Şubat, Mart ayı Yıl:3 Sayı:16 Sayfa:14 de yayınlanmıştır. Ben burada sizleri fazla yormamak için bu anımı biraz daha kısaltarak anlatmaya çalışacağım. Umarım sabırla okursunuz, Lütfen okumaya çalışınız.
Bir Sonbahar ayında kuru yapraklar arasında ayaklarımızın altındaki yaprakların çı-kardığı hoş hışırtılarla Sivas’ta Atatürk Caddesinde eşim, ben ve kızım çok yakınımız bir yolcuyu otobüs yazıhanesinden karşılamak üzere yürüyorduk. O sırada kaldırımın kenarında bir kalabalık gördük. Tamda tesadüfen oradan geçiyorduk. Bir baktık orta yaşlı bir erkek caddenin kenarında boylu boyunca yatıyor, yüzünü tam göremedik. Başındaki bir sürü kalabalıkta ona baston yutmuş gibi şaşkın şaşkın bakıyor. Hiç bir şey yaptıkları yok, sadece seyrediyorlardı. Eşim oradakilerden birisine sordu.” Hayrola ne oldu bu kişiye neden bir ambulans, doktor çağırmıyorsunuz” dedi. Onlardan aldığı cevap aynı şöyle oldu, halen kulaklarımdan o ses gitmez. ”Ne olacak abi adam içip içip babalanmış, şimdide geberik gibi yerde yatıyor, böylelerine acımıyacan gardaş” demesine kalmadı ki tam o an yerde yatan kişi kendi kendine ayağa kalktı yürümeye çalıştı ama sendeliyordu. Fakat kalabalıktan yüzünü göremedik bir türlü. Hemen eşime ”Koş koş peşinden gidelim acaba bunlar doğrumu söylüyorlar yardım-cı olalım” dedim.Yolcumuzu falan unuttuk artık.
Hemen ona yetişip tamda o kişi cad-deyi geçmek için asfalta adım attığı anda neyse ki zamanında yetiştik. Eşim arkadan kazağını tutup engelledi. Eğer o yoğun trafikte geçmeye çalışsaydı kesin arabaların altında kalırdı çünkü çok sendeliyordu, bilinçli olmadığı belliydi. Adam yüzünü döndü ki ne görelim.Eski mahalledeki komşumuz değil mi ? Şok olduk. Başımızdan kaynar sular döküldü. Bu kişiyi çok iyi tanıyorduk. Beyinden bir rahatsızlığı vardı ve zaman zaman bayılması oluyordu. Meğer sarhoş falan değilmiş. O an sokakta yürürken ani-den bayılmış. Fakat zaten tam olarak derdini anlatacak derecede konuşamıyordu, hastalığının bayağı ilerlemiş olduğunu görmek bizi iki üç kat daha yıktı. Çantamda bulunan ıslak kağıt mendille alnını yüzünü sildik. ‘Niçin sen bu halde tek başına dışarı çıktın’ dedik. O da bize “ Canım helva istedi onu alacaktım dedi.”Hemen eşim ko-lundan tuttu helvacıya gittik. Helvayı aldık, çok sevindi. Ne yapıp yapıp evlerinin tele-fonuna ulaşıp, eşi ile görüştüm durumu anlattım. Meğerse evden eşine haber vermeden çıkmış, şaşırdılar tabii. Bizim yanımızda olduğunu söyleyince çok sevindiler. Sonunda hastayı evine, eşine ulaştırdık. Aradan birkaç ay geçmişti bu kişiyi kaybettiğimizi öğrendik. Çok ama çok üzüldük. Allah mekanını cennet etsin. İyi ki bize rastladı diye Allaha şükrettik. Altı yıldır bu anımı asla unutamam.
Oysa bir insan eğer o anda yardıma ihtiyacı varsa, kim olursa olsun yardım etmek gerekmez mi .İNSANLIK YOK OLMUŞ demek ki.Yerde yatan birisini sarhoş sanıp kin ve nefretle izlemek asla insanlık olamaz. Oysa bir çiçeği dalından koparmadan bile düşünen bir Türk halkı, insancıl ve yardımsever,konuksever bir halkı olan güzel Sivas’ımızda böyle insanlarda varmış dedim içimden ve çok üzüldüm.
Ülkemizde son günlerde her yerde insanlık, sevgi, saygı, şefkat, dayanışma, paylaşma, birlik ve beraberlik, dostluk, akraba ilişkileri ne yazık ki azalmıştır. Oysa çevremize kin ve nefretle değil sevgi ve saygı ile bakmalıyız. İşte o zaman her şeyin daha yolunda gittiğini göreceğiz. Bence engelli insanlarımıza yardım etmeyip, yada acıyarak, zavallı gibi göz ucuyla bakan onları önemsemeyen, kişilerimiz benim gözümde asıl onlar engellidir. Her zaman haykırarak söylüyorum ki bedensel engelli diye bir şey tanımıyorum. Asla ve asla bedensel engelli kişiler engelli değildir. Asıl engelli kişiler onlara farklı gözle bakan kişilerdir .Fiziksel engelliliğe ben engelli demiyorum. Asıl engelli insan işte bu acımasız, ne oldum ne olacağım demeyen düşünsel, fikirsel, zihinsel kişiler engellidir.
Bu vesile ile ben tüm engelli kardeşlerime ve büyüklerime diyorum ki: . Asla ve asla yalnız değilsiniz. Her zaman yanınızdayız ve olacağız. Sizler başımızın tacısınız. Sizler çok sağlıklı görünen insanları cebinizden çıkartırsınız. Ve diyorum ki lütfen her zaman olduğu gibi şimdide ve sonrasında da hayata bakış açınız değişmesin. İstediğiniz her başarıyı her zaman elde edebilirsiniz. Yeter ki yaşama sevinciniz devam etsin. Başarının tek sırrı unutmayalım ki azim, irade, inatçılık, ilkeli olabilme ve her şeyi güzel görüp güzel bakmaktır.
Ben her zaman şunu söylerim.’ Yağan karın üzerinde buz olsa da gökyüzünde yağmur dolu bulutların arkasında gizlenen güneş onu mutlaka eritecektir .Yaşamda böyledir bence. Canlarım yeryüzünde mutluluk bulacağımız o kadar çok şey vardır ki, engelliyiz, hastayız diye asla üzülmeyiniz. Hayat her zaman sürprizlerle doludur. Her an hiç beklemediğimiz, hayalini dahi kurmadığımız bir sevinç ve mutluluğu yaşayabiliriz. En zor anımızda bile yaşamdaki güzellikleri görmeye çalışalım. Yeter ki sabır, sabır ve sabırlı olalım.
Ayrıca bu vesile ile buradan bütün yetkililerimize diyorumki:
BÜTÜN ÖZÜRLÜ VE ENGELLİLERİMİZE İŞ VE AŞ VERİNİZ.Gerek özel ve gerek tüm kamu kuruluşlarımızda onlara ayrılan kadrolar çok komik ve yetersizdir.Lütfen ben bir vatandaş olarak Özürlü ve Engelliler için ayrılan kadroların dahada artmasını arz ediyorum.Her özürlü ve engelli vatandaşımıza göre ülkemizde mutlaka yapabilece-ği,başarabileceği bir iş vardır.Yeterki onlara güvenip, iş imkanı sağlayalım.Özel ve resmi heryerde herişi sağlıklı kişilerden dahada sağlıklı ve düzenli başaracaklarına ne zaman inanacaksınız. Nasılki sağlıklı insanlarla çalışılıyorsa bu değerli insanlarımızla da daha üretken ve sağlıklı iş verimi alınabilir..Sağlıklı insanlarla herkes çalışır.Ama asıl azda olsa sağlığını kaybetmiş,yarinlerden ümit bekleyen vatandaşımızın elinden tutup ,onları topluma kazandırmak ve yaşama bağlamak büyüklüktür ve en önemli vazifede bence budur diyorum. İşte o zaman Ülkemizde birlik ve beraberlik ,eşitlik ve dayanışma örneği sergilemiş oluruz.
Buraya kadar sabırla okuduğunuz için çok teşekkür eder, herkese insaflı , vicdanlı, sağlıklı ve mutluluk dolu günler dilerim.
,
Herkese sonsuz Sevgi Saygılarımla
Not: Sivas Kent Konseyinin Engelliler ve Sosyal Yardımlaşma ,Dayanışma Grubunda
Yönetim Kurulunda Genel Kurul Temsilcisiyim.Ayrıca Sivas Ortapedik Engelliler Derneğinde üyeyim.Büyük şevk,heyecan ve özveri ile engellilerimize hizmet için çalışıyorum.Türk Ulusu olarak hepimiz el ele verirsek engellilerimizin yüzünde her zaman güller açacaktır.
UNUTMAYALIM Kİ HEPİMİZ BİRER ENGELLİ ADAYIYIZ....
SABİHA SERİN
Araştırmacı Yazar Şair
SİVAS
YORUMLAR
Sabah namazından çıkmakta olan insanları gördüm bir gün.Köy meydanındaki çeşmenin su dolu yalağında yatmakta olan bir genci gördüler.'Sarhoştur' deyip,ellerini bile sürmediler.Bir tanesi hiç olmazsa az sonra gördüğü babasına söz etti de olaydan babası gelip kurtardı genci.Genç asla içki içmeyen ve yaşadığı bir gençlik aşkından dolayı intihar amacıyla kendini suya atan zavallı biriydi.Ve az daha ölüyordu.Onlar hiç utanmadan yaptıklarından,Allah'ın huzuruna çıkıp alınlarını secdeye koymaya devam ediyorlar hala.
Yazınız bana bu olayı anlattı.Ve o genç bendim.
Duyarlılığınızı kutluyorum.