Bir kaç zamandır pek de konuşulmayan ama saman altından su misali,
`AAA!!! Bak kuş geçti!
Bak orda ne var` gibi güncel meselelerle üstü kapatılan sosyal hak ve özlük haklarının zaten belini doğrultamayan emekli,işçi ve memurun elinden alınması kanun tasarısı bu hafta başından itibaren nihayetinde hakettiği tepkiyi buldu kamuoyunda.

İnsanların yaşam kalitesini güya(!) AB çerçevesinde kaliteli hale getirelim derken eline yüzüne bulaştıranlar,meydanlarda hastalarla ,doktorların;
öğretmenle ,velinin;
işçiyle ,işverenin elele ,kolkola birlikte yürüyüp ,ciddi ve haklı protestosuyla karşı karşıya kalınca her nedendir bilinmez bir başka güncel meseleyle kapatıverdi üstünü daha aynı akşamda..

Yarın sabah uyandığımızda belki çoğumuzun gazete sayfalarında bile rastlamayacağımız gündelik haber diye manşet manşet basılan başlıklar,bir sonraki günün ancak bir kaç köşe yazısına misafir olcaktı şüphesiz...

Ve bir diğer gün bir kürek toprakla mazideki yerini alacaktı yaptığımız ateşli tartışmalar.

Balık hafızalı vatandaşlar olarak biz ;
acı patlıcanı kırağı çalmaz felsefesini dustur edinmiş yöneticilerimizin her gün biraz daha kamburlaştırdığı yaşamımızda fikrimizi sormadan yaptığı değişiklikler içinde karışıp gideceğiz büyük olasılıkla...

Öncelikle bizim;
uzun vadede çocuklarımızın ve torunlarımızın yaşama haklarından çalınırken ,biz hala kuşlara bakıyor olacağız gökyüzünde belki...

Gerçi ne soğuklar gördü bugün sokaklarda yürüyenler,
ne çileli zamanlarda göğüslerini siper ettiler yokluklara...

Acı patlıcanı kırağı çalar mı hesabı...
kimbilir daha nelere göğüs gerecekler emekliliği göremeyecek kısacık yaşamlarında...