BİR ERKİ ZAMANDI, HAZİRANDI
Onu uğurlamaya giderken sanki işe bırakır gibi, sanki bir rutini yerine getirir gibiydim. Arka koltukta duran valizlerine ilişti gözlerim. Dikiz aynasından bakınca kamyoncunun bağırtısıyla ve el kol işaretlerinden birden irkildim, Aslı bas gaza yeşil yandı dedi. Heyecandan arabayı silkeleyerek kaldırdım. Tekrar ıslak yolda gidiyorduk. Oysa mevsim yaz aylardan hazirandı.Neden yerler ıslaktı acaba, neden yağmur yağıyordu. Aklıma bu soru takıldı birden. Radyoda kanal arayan parmaklarını gördüm birden. Hah işte bu güzel dedi. Sezen Aksu Sarı Odalar. Gri arabamda o ve ben sanki sarı odamızda aylarca beraber yatmamış, uyumamış, tenlerimize dokunmamış ve en ateşli sevişmeleri defalarca yaşamamışız gibi onu havaalanına götürmek için ıslak yol üstünde arasıra cam silgeçlerinin önümüzdeki görüntüyü bölen sağa sola yatışlarını seyrederek, gidiyorduk. Aylardan hazirandı ama neden ıslaktı yollar? Neden...
Yine ışık, yine kırmızı. Hep kızdığım trafik ışıklarına şimdi çok muhtaçtım. Alana gitmemize ne kalmıştı şunun şurasında.On, onbeş dakika. Keşke on onbeş metrede bir saatlerce günlerce kırmızı ışıkları yanık olan trafik ışıklarına yakalansaydık. Arabamın rengini, içini, dışını heryerini tekrar sarıya boyasaydık. İhtimaller için geç, keşkelerin tam vaktimiydi acaba.Acaba gerçekten olmayacakmıydı artık sarı odalarda kırmızı, bembeyaz, pespembe masum geceler, apaydınlık sabahlar. Aylardan haziran ama neden ıslak yollar? Neden...
Sağ elimin alışkanlığıyla yoldan gözlerimi almadan vitesin yanındaki paketten bir sigara aldım. Cebimdeki çakmakla yakıp ilk nefesi aldım. Ve yine o lanet olası öksürük. Camımı açıp yüzüme çarpan rüzgarla yolda gidiyorduk. Saçlarına vuran rüzgar makyajını yaparken onu rahatsız edince sigaramı atıp camı kapattım.Rujunu sürüp dudaklarını ezdi ve alan karşımızda görünmüştü artık.Onunla sarı odamızdan, evimden çıkıp daha üç ay önce Mısır seyahatine gitmek için bu yoldan gelmiştik alana.İkimizin çamaşırları giyisileri bir çantadaydı. Şimdi neden benimkiler evde, onunkiler arka koltukta? Neden?Ve neden aylardan Haziran olmasına rağmen yağmur yağıyor? Neden...
Onun koltuğuna kolumu dayayıp geri geri arabayı park ederken Aslı son kez parfümlenip bacaklarının arasındaki çantasını alıp arabadan çıktı. Valizlerini alıp o büyük, kocaman yapıya yürüdük. Ufaldım, ufaldım, küçücük oldum her adımımda. İçerdeydik. "On dakikam var" dedi. Sanki senede iki üç defa gittiği İzmir’ den üç dört gün sonra sarı odamıza dönecekmiş gibi ellerini uzattı, iki elimden tutup yanaklarımdan öptü, dostça bir sarılış ve Allahaısmarladık.Gitmişti işte. Bir sigara ve nescafeyle oturdum bir cafeye. O kocaman yapının kocaman camlarıda ıslaktı küçücük gözlerim gibi. Bir sigara, iki, üç, dört, beş........ Sonra bir telefon. Baktım O. "İZMİR’DEYİM BAHADIR. HERŞEY İÇİN SAĞOL. GÖRÜŞMEK ÜZERE HOŞÇAKAL."
PİPARES
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.