köyümü özledim
nineme iteeaf ediyorum
köyüm:egenin en güzel iline bağlı bi ilçede kiçük bi köy vardı ,o benim köyüm dü,daha köye yaklaşırken iki tarafı badem erik ağaçları ile süslenirdi baharda , uçsuz bucaksız bağları ile türkiyenin üzüm ve nar bahçeleriyle ünlüydü hala da öle,izmir üzümü denilen çekirdeksiz ilk benim köyümde yetişir akıllı tüccar gelir basar parayı sonra alaşehir izmir üzümü diye satar,köyümüzün adı duyulsun diye festivaller yapılır tv lere konu olur ama adı hala izmir üzümü geçer ,tüccar almayız bak ha der,gariban köylü korkar satılmasa sirke mi olsun onca emek he der buyun büker sessizce.
evet ,orda uzaklarda adı bilinmeyen köyümde şimdi özlemle arıyorum eski günlerimizi,medeniyet denilen tek dişi kalmış canavar benim köyümede girdi ,her evin bahçesi vardı önünde,fesleğenler ,kadife çiçekleri mis gibi kokan köy gülleri ve asmalarında mor salkımlı aşıkara yediverenleri vardı,mutlaka her evde tavuklar olurduki her sabah onlarca horoz ötüşüyle sabah doğan güneşi karşılardık,iki katlı önü hayat denilen denilen açık kocaman salonları olurdu birde sundurna denilen şimdiki balkon misali büyüklerin geceleri kahve içip sohbet ettikleri minderlerle bezenirdi,dedimya medeniyet kocaman elleriyle ve ayaklarıyla bi çok köye olduğu gibi benim köyümede geldi acımasızdı çocukluğumun bahçelerin de tekerlek izlerini bırakarak gitti ardına bile bakmadan.
ve ne acıdırki o güzelim yaz sıcağında buz gibi olan taş evler yıkıldı anıların kahkaların gizlendiği taşlar derelere atıldı haykırışları geşe olan hürmeti bilmeyenlereydi ama sağırdı medeniyet duymadı atalarımızın koyu sohbetlerinin yapıldığı tahtadan sundurmalar sanki son bi kez daha tutunmak istercesine asılı kalmak istedilerse yerlerinde medeniyet kördü görmedi bu direnmeleri onunda tahtalarını kışlık soba için odunluğa attılar anılar yakılıp yıkılıyordu,ama bunları gören yoktu.
tek dişli medeniyet öle açtıki doymuyordu yıktığı evlerden bahçelerine girmeliydi ,hizarlar getirildi medeniyetin oduncu çocukları kestiler birbir her rüzgarda hışırdayan dallarıyla dans eden kavakları dut ağaçlarını incir ağaçları ,bir bir yıkılmaktaydılar yerlere ,artık hiç bi rüzgar da salınamayacak konuşamayacaklardı geceyle ne dallarında kuşlar yuva yapacaktı nede gölgesinde çocuklar oynayacak nede bekleyecek başka baharları olmayacaktı ,büyük bi hüzünle yıllarca sımsıkı tutundukları topraktan gövdeleri sökülmüştü işte ,o devası ağaçlar korkunç sesli hizarla küçük küçük biçilip sobada alevlere teslim edilecekti ,sustular kim koruyacaktıki onları diken sahipleri yoktu artık onlarda yok oluyorlardı.gövdelerimi onlarla yıllarca dost olmuş topraklarla yapılan kiremitlerin altına çatı yapılma adına bi kenara koyuverdiler ne yağmur ıslatacaktı kabulkarını nede güneş ölece tavan arasına mahkum edileceklerdi suskun anılarıyla,.....
yetermiydi asla ne yetmiştikideğişen insan oğluna sıra fesleğen kokulu bahçedeydi artık zaten yer yer ezilmişti çiçekler renklerini kokularını görmeyenler tarafından ,ne oluyordu anlam veremiyolardı bu olanlara oysa onlar yıllarca sevgililere ilham olmamışlarmıydı hani menekşe gözlüm denirdi hani mor sümbülüm gül kokulum denirdi çocuklarına nişanlarda demet yapılmamışmıydı güvey bohçalarına neydi suçları kokuve güzellik vermekten başka insanlara ,ağlıyor haykırıyolardı ama gelen medeniyetin sesi öle büyüktüki bastırıyordu onların sesini ,sonra bi sabah toprak korkudanmı bilinmez sallanmaya başladı ortalıkta anlamsız bi motor sesi yine medeniyetin çocuklarından biriydi gelen dozer deniliyordu adına kocaman dişleri vardı ele benziyordu ama bu onları sulayan diken el değildi soğuk ve acımasızdı ,daldırdı toprağa acımasızca demir elini kazdıkça toz dumanmıydı yoksa feryat figanmıydı bilinmez ama çirkindi olanlar buydu gerçek,derin çok derin çukur kazmışlardı anıları istemiyolar sevmiyolardı çünkü ne varsa dolduruyolardı arabalara taaaaaa uzaklardaki derelere atıp geliyolardı sanki evin yolunu bulup gelemesin diye,......!
sonramı beton binalar dikildi bir bir bahçelere ,kocaman olmalıydı hemde kocaman ne dolduracaklardıki sanki içlerine onlar değilmiydi anıları yok eden yenilerimi dolduracaktı bu beton yığınlarına sanmam,..ha tavuk kümeslerinide yıkmışlardı dedimya yetmiyordu arabaları traktörleri için yer olmalıydı .
ve nedendir bilinmez ,balkon yapmışlardı yeni evlerine birde komik geliyordu bana çiçekleri saksıya diktiler ,küsmüştü çiçekler eskisi gibi açmıyordu menekşeler nergisler dar geliyordu sahte dünyaları ,ve isanlar nedense gariptir bu kocaman evlerinde rahat edemiyolardı ,of diyolardı sıcak hemde çok sıcak ,üstüste yapılmıştı evler rüzgarlar gelmiyordu artık pencerelerine güneş bile küsmüş gibi ışık hüzmelerini gönderiyordu sadece ama yukardan alabildiğine gündüz ısıtıyordu beton binayı gecede yanıyordu insanlar eeeeeeee rahat etsenize bakın işte medeniyet ,sölenmeye başladılar taze yumurta yok diye süt bulamıyolardı ahırları yıkmışdılar ,niya alın marketten bayat yumurta paket süt yok diyolardı eski tatları eeeeeee siz yok etmedinizmi ellerinizle onları medeni olma adına ???????? siz değilmiydiniz köyümün kuşlarını susturan ,siz değilmiydiniz ninelerimizin dedelerimizin mirasına ihanet eden ,şimdi sizden köyümü istiyorum adını kasaba koysanızda köyümü verin bana ninemin mis kokulu dometeslerini özledim kulak arkasına taktığı gülüm nerde kokmuoyr aşı gülleri renkleri olsada sahte duruşlarıyla gül değil onlar verin bana dedimin sohbet ettiği sundurmayı ,hakkınız yoktu çocukluğumun köyünü bugün betona gömmeyi söylenmeyin boşuna nerde o eski sebzeler diye suçlusu sizdiniz onları medeniyete siz teslim ettiniz acımasızca ,ninemden mirası güller kopardınız dedemden mirastı horozlar susturdunuz ,ağaçları kesip kuşları kovdunuz artık,.....köyüme leylekler bile gelmiyor yuvalarını bozdunuz şimdi yılan dolan tarlalarda korkuyla dolaşıyorsunuz zehir atarak hem kendizi ,hemde doğayı yok ediyorsunuz,.... yağmuyor artık yağmurlar,esmiyor rüzgarlar bulutlar bile terk etti köyümü açıp ellerinizi yağmur diye dua etmeyin allaha yok ettikleriniz için af dileyin ,bize sormadınız ninelerimizden kalan mirası yok ederken peki şimdi ben çocuklarıma hangi mirası bırakacam köyümde ,sordunuzmu çocuklarınıza ,doğa şimdi intikamını almakta güneş ana daha çok yakmakta mevsimler zamansız gelmekte şimdi ağlamayın geç kalınmış aflara sığınmayın size söylüyorum medeniyet diye köylerimi yok edenler bana köyümü verin ben köyümü özledim , ninemin güllerinen parçalar alabildim kendi bahçeme diktim köy menekşelerimi leylaklarımı mor salkım yedivereni kurtardımda köyümü kurtaramadım gelin şimdi ellerinizi birleştirin köyümü daha fazla yok etmeden çocuklarınıza geri verin daha geç olmadan ,ben özlediğim köyümü geri alamam ama bırakın şimdiki çocuklarınız kasabalarını benim gibi özlemesinler yok etmeyin bademleri susturmayın kumruları ,ve sevgili nine m sevgili dedem sizden özür diliyorum ,bahçenizi tarumar edenlere dur diyemedim ben çokkkkk uzaklardaydım ama senin ellerinle diktiğin çiçeklerini ninecim şimdi bahçemde sen gibi seviyor bakıyorum çünkü onlar sevgili ninem sen kokuyor hala sen kokuyor özür dilerim dedeciğim kümesini koruyamadım ama tavuklar aldım bide denizli horozumuzu kümeste şimdi onlar senin için besliyorum sana ötsünler her gün doğumunda diye sizden özür diliyorum mirasınıza sahip çıkamadık torunlarımdan özür diliyorum onlar adına yok edilmişlikler adına ,ve artık köyümü sevmiyorum daha az gidiyorum hani sizin babamın mezarları ,akrabalarım olmasa adı kasaba olna benim olmayan köyüme daha az gidecem geliyorsamda size geliyorum ha nine hani arığın yanına diktiğin o mormenekşeler varya dün baktım açmışları tek tük söz ninem söz sana köye gelirken sana getireceğim onlardan baş ucuna koyacam beni affet diye ağlayacam ninem hakkını bana helal et olurmu bari beni affet ,bahçemde açan çiçekler hala sen kokuyorken ,nur içinde yat ,sevgili ninem........hem seni hemde köyümü çok özledimmmmmmmm hemde çokkkkkkk........!
köyümü karuyamadım gücüm medeniyete yetmedi ama evimin bahçesini köyümün bahçesi yaptım ve oraya ben var oldukça medeniyetin ne eli nede ayağı asla basmayacak ve ninamin çiçekleri hep köyüm kokacak ninem kokacak sözzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz!
YORUMLAR
Herşeyinle harika bir yazı çıkarmışsınız,okuynca çocukluk yıllarıma bir yolculuk yaptım. yalınayak tozlu yollarda yürümek için tek dişi kalmış medeniyet denilen yaratığın getirdiği herşeyi feda ederim. ya başkaları ederler mi acaba ? Dilinize sağlık.güzel yazınız için kucak dolusu sevgiler yolluyorum. KIYMETLİ EGELİ HEMŞEHRİME...