PENCEREMDEN.....
PENCEREMDEN…
Yine her zamanki gibi penceresinin karşısına geçmişti. Evinin ikinci katında büyük bir hol vardı. Burasını genelde evde yer bulamadığı eşyaları ve çok sevdiği çiçeklerini koymak için kullanıyordu.
Holün geniş bir penceresi vardı. sokağa bakan bu pencere onun durgun hayatına karşın sokağın hareketli yaşamına ayna tutardı. Pencerenin yanında bir sandalyesi vardı. hani şu eski tip sallanan sandalyelerden. Bu sandalyeye çok değer verirdi kocası. Oysa o sandalyenin çok eski olduğunu ve atılması gerektiğini düşünürdü hep.şimdi ise bütün hayatı bu sandalye olmuştu. Her gün bu sandalyeye oturur,gelen geçeni seyreder,tanıdıklarına ise küçük sıcak bir gülümseme eşliğinde el sallardı.
İşte Nazelin Hanım geliyordu. Hafif toplu bir kadındı. Kırklı yaşların başındaydı. Güzel giyinirdi. İki ay önce taşınmasına karşın mahalleye hemen uyum sağlamıştı. Daha taşındığının ilk akşamı kekini de alıp evine gelivermesiyle hatırladı kadın onu. Genelde yeni taşınanlara hayırlı olması dileğiyle gidilme adetini pek beğenmemiş olacaktı ki kendi komşularına gelmişti. Nazelin Hanım bakkala girdi ekmeğini almak için. Cezmi Bey daha kapıda karşılamıştı onu. E Nazelin Hanım dul ve güzel bir kadındı. Cezmi Bey ise iki yıl önce eşinden boşanmıştı. Nazelin Hanım ekmeğini alıp evine doğru yol alınca Cezmi Bey her günkü gibi arkasından bakakalmıştı.
Cezmi Bey bu mahallenin eski taşlarındandı. Şimdi işlettiği bu küçük bakkalı ona babasından kalmıştı;o da baba mesleğinin bırakmamış,devam ettirmişti. Cezmi Bey aslında bir gaziymiş. O askerdeyken girilen küçük bir çatışmada ayak topuna gelen bir kurşun ondan ayak parmaklarından birini almış,yerine de küçük bir aksama bırakmış. Ama ne zaman bu konu açılmasa Cezmi Bey gururla söylermiş bunu.
Küçük bir kız çocuğu el salladı kadına. Saçları özenle örülmüştü. Karşılıksız kalmadı küçüğün bu selamı. Kadında el salladı ona. Arkasından evlerinin kapısını kapatarak gelen bir kadın belirdi. Annesi küçük kızın elini tutarak çekelemeye başladı. Anlaşılan yine aceleleri vardı. Her sabah evden böyle koştura koştura çıkarlardı. Ardından Memik Amca bastonuyla yavaş yavaş çıktı evden. Kimi kimsesi yoktu. Ailesini depremde kaybettikten sonra buraya yerleşmişti.
Birden kadın küçük bir kız çocuğu gördü. Kız kadına el salladı. Kadın küçüğün babaanne diye seslendiğini duydu. Kapıyı açmak için hızlıca ve sabırsızca aşağıya indi.