Maalesef çok kötü durumdayız
Şu hale bakın ne kadar vahim durumdayız. Eski alışkanlıklarımızı unuttuk, yeni ve kötü alışkanlıklara doğru adım adım ilerliyoruz. Uğraşlarımız, vakit geçirmek için başvurduğumuz yollar ve her türlü saçmalıklar hayatımıza ne kadarda sinsice girdi. Artık onlardan, yani kötü alışkanlıklarımızdan vazgeçmemiz imkânsız duruma geldi. Hatta ve hatta hayatımızda olmazsa olmazlardan oldu da diyebiliriz.
Kendi hayatımdan bahsetmek gerekirse; eskiden mahalle aralarında mahallenin şirin çocuklarıyla oynadığımız oyunlar nerede şimdi. Hangi kendini bilmez zihniyet o güzel ortamları, o keyifli ortamları bizden aldı. Mesela işe buradan gireyim; benim küçüklüğümde mahallemizde oynanan bilyeler, amatörün amatörü futbol ve voleybol müsabakaları, akşamüstü saat 4 de mahallede herkesin toplanarak bazılarının basit işler dediği uğraşlara kalkışmak ve bunun gibi birçok etkinliği büyük sevinçlerle yapmak nerede şimdi. Küçük faaliyetlerle büyük sevinçler yaşamanın keyfine varan kişiler şimdi neler yapıyor ve neredeler. Aslında cevabı çok basit. Herkes büyüdü çoluk çocuğa karıştı kalanlarda ya mahallede değil ya da o uğraşları yapamayacak kadar dünya derdine girmiş.
Hadi bizim zamanımız geçti diyelim, yaş yerini buldu böyle şeylerle uğraşmak artık çocukların işi diyelim. Peki, o çocuklar şimdi ne yapıyor yoksa mahallemizde çocuklar mı kalmadı, ya da çocuklarda mı çocukluk yaşını geçti?
Aslında tam tersi ne mahallemiz çocuksuz kaldı, nede çocuk dediklerimiz 10 yaşının üzerinde. Yani hiçbir şey bizim zamanımızdaki gibi değil, bu gidişle de olmayacak.
Hey gidi günler hey. Ne günlerdi o günler, Hiç unutmam bi defasında Mahalle Ahalisinden arkadaşlarım beni evden çağırmaya gelmişler. Apar Topar çıktım dışarıya…
_ Ne oluyor yahu?
_Yürü mahalleye bilye oynamaya gelmişler.
_Ben gelmesem olmaz mı?
_Çık lan dışarıya çabuk.
Muzip tavırlarla bide çocukluğun verdiği heyecanla dışarıya çıktım.
Taa köyün birisinden mahallemize gelen elemanların bütün bilyelerini biraz hileyle birazda kendi çabamızla oynayarak kazanmıştık.
Hadi akşam oldu Süleyman amca görmeden bahçesindeki eriklerden, kirazlardan biraz araklayalım dedik ve sinsi adımlarla onun bahçesine doğru ilerledik. İsal oluncaya kadar yemişiz. Süleyman amca bizi görmüş ama sesini çıkarmamış keşke çıkarsaydı. Gitmiş hepimizin ailesine durumu anlatmış. Hep beraber sorguya çekildik. Yaptığımız işin doğru olmadığını biliyorduk ama çocukluğun verdiği psikolojiye göre yaptığımız küçük çaplı hırsızlık bize çok eğlence vermişti. Başka birisine karşı yapmayacağımız ailelerimiz tarafından bilindiği için ucuz atlattık diyebiliriz. İşin zevki de bizim yaptığımız hataları ailelerimizin nasihatleri sonrasında gene avare avare tekrarlamamız ve o hatalara çocuksu bakarak önemli bir şey olarak görmememizdi. İnsan sonradan büyüyünce ne kadar basit şeylerle eğlendiğini anlıyor. Ama bu basit şeylerle uğraşmak bile şimdi ki uğraşlardan kat kat daha iyidir. Buna kesin gözüyle bakıyorum. Ah eski günler nerede şimdi.
Tertemiz elbiselerimizi sokakta oynayarak kirletmek ve annelerimizin bizim bu hatayı her yapışımızda kızması ama dayanamayıp gene tekrarladığımızda bir şey yapmaması hoşgörüyle karşılaması.
Terleyip gelme denilmesine rağmen küçük adımlarla tekrar tekrar eve terli gelinmesi.
Yani kısaca hatanın üzerine bir fırsat bulunup yeniden hata yapılması sonuçta da ailemizin gene bizleri hoşgörüyle karşılamasını özledim diyebilirim. Peki, o uslanmaz zihniyet şimdi nerede, kim aldı bizden o uslanmaz zihniyeti, kim çaldı hayatımızı bizden, kim bizi bizden uzaklaştırdı.
Bunu cevabını aramanın zamanı gelmedi mi
3 temmuz 2007 21:45
YORUMLAR
eline sağlik,
Peki, o uslanmaz zihniyet şimdi nerede, kim aldı bizden o uslanmaz zihniyeti, kim çaldı hayatımızı bizden, kim bizi bizden uzaklaştırdı.zaman uzaklaştirdi çoçuklar deişmeyen ne kaldiki çoçuklarin zamanını benım ğözlemlediğim oyun yerine internetler aliyor.