- 694 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VuSLaTıN RüYaSı..
Yüreğindeki umutlarını teker teker kaybettiği bir hazan mevsimindeydi Nihan. “Belki bir umut..” diye kalan küçücük umudunu da kaybetmesine rağmen hala bekliyordu. Saçma olduğunu biliyordu. Ama yine de vazgeçemiyordu. Büyük bir aşkla vuslatı arzuluyordu imkânsız olduğunu bile bile.
Acılar içinde kıvranarak bu fırtınalı aşktan çıkan yaralı yüreğinin sesini dinledi. Her zaman O’nunla birlikte el ele yürüdüğü sahile indi. Aşklarının en büyük şahitlerinden kuşlar selama durdular önünde. Onlara sıcak bir tebessümle karşılık verdi. Nihan yine her zamanki kayalığın üzerine bıraktı yorgun bedenini. Fonda ikisinin şarkısı çalıyordu. “Yarim..Yarim…” diye haykıran şarkı sözleri duyunca tutamadı gözyaşlarını. Ağlamaya başladı. Nihan’ın ağlaması birilerinin sevinci oluyordu. Çünkü gözlerinden akan yaşlar boğazın serin sularına arkadaşlık ediyordu. İmrenirdi onların bu sevgisine. “Keşke onlar gibi olabilsek…” diye geçirirdi hep içinden. Ama olamayacaklarını biliyordu. Vuslat imkansızdı çünkü..
Nihan kalbinin esiri olduğu büyük aşkın deryasında çırpındıkça boğuluyordu. Su üstüne çıkamıyordu bir türlü. Çünkü sevdiceği yoktu yanında. Tek başına ağlarken birden sevgiyle gülümsedi gözleri. Kalbi de susmuştu. Artık o da ağlamıyordu. “Sen….” diyerek yeniden ağlamaya başladı. Lakin bu sefer gözyaşları mutluluğunun simgesiydi. Nihan’ın yeniden atmaya başlayan kalbinin gülüşleriydi bu kez ağlamaları. Tebessümler bir yana içinden kahkaha atmak geliyordu, gördüğü herkese sarılmak.. Çünkü artık Nihan da mutluydu diğerleri gibi. Artık Nihan’ın da yüzünde güller açıyordu.
Nihan uzun bir yolculuğa başlamıştı. Sevgiliye doğru uzanan uzun bir yolculuğa.. Ama ne yazık ki mutluluğu yolculuğu gibi uzun sürmedi. Yüzünde açan güllerin solmasıyla yeniden kanamaya başlaması yüreğinin bir olmuştu. Yine onun hasretiyle geçecek bir gün daha başlamıştı hüzünle. Çünkü bütün bu yaşananlar yalnızca bir rüyadan ibaretti. Mutlu eden ama bir o kadar da acı veren, onsuz geçirdiği her anını katranla bütünleştiren bir rüya…
“Yar” diye sarıldığı yorganı hıçkırıklarla attı üzerinden Nihan. Kalktı. Pencerenin önüne geldi. Her şey yerli yerinde, herkes aynıydı. Değişen hiç birşey yoktu. Yalnızca tek bir fark vardı. O da yüreğinin her zamankinden daha fazla kanıyor olmasıydı.“Bir rüyaydı, uyandım bitti. Vuslat mı? O da benden geçti.” diyerek yorgun bedenini sokağa attı. Kim bilir belki de…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.