- 907 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Kahve Buğusu Gözler
.
Bezgin kaldırımlarda ilerliyor, bir sevda dervişi yavaş adımlarla.
Yakınından geçen, kimi düşük belli göbek firarda kimi yaka bağır açık, göğsün yarısı ortada güzeller.
Ancak onun gözü sadece gözlerde. Aradığı “kahve buğusu” gözler. Birkaç kez yakalayınca, tekrar tekrar bakıyor eğilerek,
o mu, sevdiği mi umuduyla.
O da ne?
Hiç anlamadan araca kapalı, küskün bir caddeye götürmüş kaldırımlar onu. Genç kızların her biri, yine ayrı güzellikte.
Kiminin yanında bekçisi olgun hanımlar. Sevda dervişi yalnız olgunlara bakıyor; o mu, sevdiği mi umuduyla.
.
Şimdiyse dolaşmakta derviş kör sokakları.
Kiminde gelinlik kızlar, kadınlar oturmuşlar kapı önlerinde;
nakışlar, danteller ellerinde. Çoğu dalmış mümkünsüz düşlere.
Dervişin gözü yine gözlerde. Dua eder varedene:
“kaldırsın biri başını, baksın yüzüme!”
Yine umudu, bulmak kahve buğusunu.
.
Günyüzü küserken akşama, hüzünler sarar yaralı yüreği.
Yolu bu kez bir parka düşmüştür anlamadan, bilmeden.
Güne “hoşça kal” diyen pembe akşamsefalarına benzetir kendini.
O da ne?
Az ötede kök kök yaban gülleri!
Şaşkınca yanaşır yanlarına. Elleriyle okşar dallarını, yapraklarını,
içine çeker doymaya, doyamaya kokusunu.
Tıpkı “o” kokuyordur hepsi de.
O an dudaklarından düşer bir sevda şarkısı
.
”Sen hep beni mazideki halimle tanırsın
Hala bilirim aşk ile sever, kıskanırsın”
.
Özlemi dağlarca çöker içine, kahve buğulu çingenenin.
Sevgisi yangına dönüşmüş, hayalleri takılı kalmıştır.
Hüzünleriyle içine atar, aradığı kahve buğusu gözleri.
Sararır içinde saklı düşler. Anlamıştır, kalan ömrü boyunca,
yaban güllerini sarıp, okşamaktan başka yoktur çaresi.
Günlerce, yıllarca görmez, duymaz,
yanından geçen, kendisine acıyan bakışları.
Aldırmaz, yağmurun karları üşütmesini.
Güneş’in alayla maviye gülümsemesini.
.
“Kahve buğusu” gözler hayalinde, yaban gülleri kokusu içinde,
kendi kurduğu aleminde mutludur şimdi kendi, kendisiyle.
.
Mecnun`la yarışır sevda dervişi
Kahve gözlüsünü bulmaktır işi
Dalsa da içine onlarca kişi
Yüreğini tarar yabangülleri
.
Bakışı dağların üstünden aşar
Sessizlik sesinde geceyle coşar
Gerçeklerde yiter, düşlerde koşar
Gizemiyle sarar yabangülleri
.
Sanki bir çingene özgürlük saçan
Kendi gökyüzünde sevgiyle açan
Güneş’in göğsünde sarıya kaçan
Renklerini sorar yabangülleri
.
’Hoşça kal’ diyorken akşamsefası
Dervişe güç verir onun vefası
Özlemi büyütür bitmez cefası
Toprağını arar yabangülleri
.
17.10.2006
Nesrin Göçmen