- 859 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEHİRLİLER (3)
- Geri çekilin!
- Lütfen hanımefendi işimizi zorlaştırmayın.Geri çekilin,hava alsın yaralılar.
diye kaza yerinde meraklı bakışlarla toplanan kalabalığı uzaklaştırmaya çalışıyordu polis görevlisi.
Arabanın içinden gelen iki gencin inleme seslerinin iç gıcıklamasına aldırış etmeden,cankurtaran çağırması gereken cep telefonları, tanık oldukları trafik kazasının kanıtı olarak yakınlarına tanıdıklarına gösterecekleri,belki de televizyon kanallarına verecek akşam haberlerinin ederini düşünerek habire kaliteli görüntüler almaya çalışıyordu.
Polisin işi iyice güçleşmiş,hem en yakın hastanenin sürekli meşgul telefonundan acil servise ulaşmaya çalışıyor,hem de meraklarını tatmin etmeye çalışan insanlardan boşuna yardım isteyip,yaralılar için çırpınıyorlardı.
Bir ara her nasıl olduysa kalabalıktan bir ses yükseldi
- Memur Bey,ben devlet hastanesinde çalışan doktorum
derken iyi giyimli bir bey ,bir yandan da cüzdanından doktor kartını çıkarmaya çalışıyordu.
Bu telaşlı beyin doktor olduğuna kanaat getiren polis onun arabanın yanına yaklaşmasına izin verdi.
Beş dakika önce fısıltıları duyulan yaralı erkeğin artık nefes alması güçleşmeye başlamıştı.,Yalnızca anlamsız hırıltıları kalabalığın gürültüsüne karışıyordu.Yanındaki genç kızın da yardım dilenen bakışları olayı acilleştiriyor ama doktorun çabası dışında hiçbir yardım talebi dikkat çekmiyordu.
Doktor genci aralık camdan sesini duyurabildiği kadar konuşturmaya çalışıp da başarılı olamayınca ,bir kaç güçlü kuvvetli adam bakındı etrafına.Biraz da çıkışarak:
- Ne dikeliyorsun orda? Gel buraya da şu arabanın kapısını açalım diye paltosuna sarınmış adamı çağırdı.
Önce üstüne alınmayan adamı etraftan bir kaç kişi dürtükleyip de kendine getirince yerinden fişek gibi fırladı cüssesinden kuvvet gerektiren işlerde çalıştığı belli olan.
- Ya bismillah dedi.Dayandı arabanın otomatik kilitli kapısına.
Açılmadı teknolojinin son yenilikleri kullanılan,gecenin ışıkları altında pahalı olduğu her halinden belli simsiyah arabanın kapısı.
- Doktor beyim bu bele olmaz.Kriko lazım ki kaldırak şu arabayı az.O zaman dayanırız Allah`ın belası kapıya.
Polis elde telsizi ambulansa olay yerini tarif ederken,konuşmayı duymuş hemen bir başka polise kriko getirmesi için bir göz işareti atmıştı bile.
Kalabalık gittikçe artıyor, ambulansın gelmesi gecikiyor, yaralıların yaşayabilme ihtimali sıfıra yakın bir hal alıyordu karanlığın ve soğuğun insanın ciğerlerini söktüğü saatlerde.
Doktorla ,işçi adam kan ter içinde kalmış ama ne kapıyı açabilmişler ,ne arabayı yerinden kıpırdatabilmişlerdi.
Arabanın içindeki kız son gücünü kullanarak bir cep telefonu uzattı doktora .
Babişko adıyla kayıtlı bir telefon numarasına ulaşmaya çalışırken hat ,doktor ne söyleyeceğini bilemeden yutkundu her şeyden habersiz talihsiz babanın diğer uçtaki ‘alo’ sesine cevap.
- Alo. İyi akşamlar beyefendi. Ben doktor Salih Çakır. Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama kızınız köprü yakınlarında bir trafik kazası geçirdi.Sizi aramamı istedi. Hemen gelebilir misiniz?
Derken bir an gözü nefes alması son bulmuş,bedeni soğumaya başlamış kıza takıldı
Telefondaki ses yutkunarak sadece
- Ama Gülçin’im arkadaşındaydı .Ders çalışacaklardı diyebildi sessizce hıçkırıklara boğulurken.
Bilseydi gözünden kıskandığı Gülçin’i Azrail’in kollarında kefenini giymişti çoktan….
Ambulansın acı feryatları ,kırmızı mavi ışıklarına karışmışken bu iki taptaze beden içkinin ve zenginliğin verdiği güvene ayak uydurarak ardlarında 3.sayfa haberleri bırakmışlardı bir günlük gazete sayfalarını dolduracak…
Belki de birkaç dakikalık trafik kazası görüntüleri onları tanımayan insanlara ibreti-i alem sunulacak…
Belki de ailelerinin gönüllerinde koskocaman bir yara ,ve büsbütün pişmanlıklar bırakacak….
Cankurtaran aldı götürdü umutları,keşkeleri…
Arabayı aldı götürdü çekici…
İnsanlar evlerine döndüler….
Koskoca caddede birkaç damla gözyaşı,arabadan arta kalan birkaç içki şişesi ve gözbebeklerinden bile kıskanılan iki evladın kanı kalmıştı.
Geceye hazırladı şehir kendini.
Unutuldu gitti kaza.
Cep telefonlarından silindi görüntüler …
Gazete sayfalarında hatırası kaldı gülümseyen genç simaların….
YORUMLAR
"Belki de birkaç dakikalık trafik kazası görüntüleri onları tanımayan insanlara ibreti-i alem sunulacak…
Belki de ailelerinin gönüllerinde koskocaman bir yara ,ve büsbütün pişmanlıklar bırakacak….
Cankurtaran aldı götürdü umutları, keşkeleri…
Arabayı aldı götürdü çekici…
İnsanlar evlerine döndüler….
Koskoca caddede birkaç damla gözyaşı, arabadan arta kalan birkaç içki şişesi ve gözbebeklerinden bile kıskanılan iki evladın kanı kalmıştı."
Değerli Kardeşim, yine yürek güzelliğiniz satırlara resmedilmiş. Bizi duygulandırarak gözyaşlarına boğdunuz. Rabbim kaleminizi daim etsin. Selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum efendim. Rabbime emanet olunuz.