dsk_2
Neredeyse beline kadar gelen kestane saçları kalın halka küpeleri ve gülümseyince beliren iki şık gamzesiyle gözün takılmayacağı gibi değildi. Onu ilk loş ışıkta parlayan güzel omuzlarından fark etmiştim. Dolgun dudaklarıyla sadece benim için mayo reklamlarından fırlamış gelmiş gibiydi. Beyaz topuklu ayakkabıları onu daha da uzun gösteriyordu. Biraz daha dik durarak hızlı yudumlar almaya başladım. O Şarap içiyordu. Bu olabilecek bir seçimdi ama birini gözünüze kestirince her yaptığı sadece o yaptığı için ilginizi daha da çok çekiyordu. Güzelliğinden çok dişi ruhu bu kadar çok yüzüne yansıyan bir kız görmemiştim, konuşurken onu inceliyordum mimiklerinden taşan tüm arsızlığı ile karşımda ve gayet tat vericiydi. Yüzünde içkisini içerken bile bozmadığı ‘ben güzelim’ gülüşü sınırsız bir albeni yaratıyordu. Müziğe kendini vermişliği harikaydı şarkıları söylüyordu sanırım bu yüzden orda ki herkesin ve benim ilgimi de bu kadar toplamayı başarmıştı. Mekanda ki benimde tanıdığım yalnız kurtlar kızdan gözlerini alamıyorlardı. Kendisine yapılan her hamleyi her bakışı fark edip buna göre tepki verebilmesi üstelik bunu hiç keyfini bozmadan yapması beni fethetmişti. Belki de bu farkındalık kontrolün onda olması onu bu kadar çekici yapıyordu. Onu seyrettikçe onunla dans etmek onun bir parçası olmayı o kadar istedim ki biraz sakinlemek için kendime iki tane daha whisky cola söyledim. İçmek için hep bir sebebim olmuştur ama bu seferki gerçekten eşsizdi. Niye tek geldiği onla ilgili merak ettiğim binlerce sorudan biriydi; bu kadar güzel bir şeyin yalnız olması az rastlanır bir şeydi.
Erkeklerin ganimetin değerine göre ne kadar ısrarcı ve sıkıcı olabildiklerini biliyordum nitekim bir süre sonra barın müdavim kadrosu ona yaklaşmaya başlamıştı. Ama o bunları ciddiye almıyordu hayır benim kızım farklı yukarılarda bir yerlerdeydi sanki. Erkekler için değil de sırf yanan disko ışıkları ve salt eğlence için gelmişti bu gece. Bunun farkında olmayan ya da olmak istemeyen erkek kalabalığı inat ve ısrarla yanaşmaya çalışıyor o ise yine hiç keyfini bozmadan ve sıkılmadan onları kendinden uzak tutmayı başarıyor ve kendi eğlencesi içinde kalmayı başarıyordu. Yaptığı her şey gibi buda onu daha da kafama kazıyordu.
İz bırakmayan bir katil gibi herkesi nasılda çıldırttığı sonrada yaptığı hiçbir şey yokmuş her şey gayet olağanmış gibi davranması ve bundan aldığı haz izlemeye değerdi. Sahnedeki müzikten tamamen kopup onu daha rahat seyredebileceğim bir yere geçtim, gözlerim hep ondan alamadığım o kadar belliydi ki. Bir ara her yerlerinden öğrenci oldukları belli iki çocuk ona baktığımı fark etmiş bana bakıp gülümsemişlerdi. Artık saat çok ilerlemiş içeri boşalmaya başlamış ama o hala yorulmamıştı saat 3çü geçtiğin de hala, o sahneye, insanlar ona, bende tüm bu olanlara bakıyordum. Müzik kesildiğinde kibirli bakışlarıyla şöyle bir çevresine baktı
Bende bu arada bana servis yapan garsonu görüp hesabı istedikten sonra yüzümü son bir kez yine ona bakmak için çevirdim ve göz göze geldik bu sanki televizyondaki biriyle göz göze gelmek kadar beklenmedikti. Ben bütün gecedir sadece seyrediyordum ve birden seyrettiğim televizyon şovunun içine girmiş gibi hissettim bu şaşkınlıktan sonra doğal olarak bütün gecemi ona bakarak geçirdiğim için göz göze gelmemizi doğal olduğunu biraz geç kabul etmiştim ya da beklide sadece ben bile tuzağına düşmüş bir başka sarhoştum.
Ben bunlara takılmışken aynı saniyelerde akbabalardan kurtulmak için mi yoksa başka bir sebepten mi bilmiyorum doğruca bana yürümeye başladı. Bu beklemediğim bir başka süprizdi ve bir anda nefesimi kesti ve acaba ne? Neden? buraya doğru beklediği soracağı ne olabilir tanıyor muyum? ne söylicem? gibi binlerce şey geçti aklımdan. O ise bende yarattığı depremin farkında olmadan dümdüz yürüdü ve hemen solumda bir bardak mesafesinde durdu. Şimdi bara doğru dönüktü güzel sırtını boydan boya görebiliyordum onu kestiğimi fark edip bana döndü. Şimdi daha yakınımdaydı. Bara yeni giren biri çok rahat beraber geldiğimiz düşünebilirdi. Bu cesaretle ona döndüm ve
Ne haber dedim
İlk başta cevaplamadı yanında getirdiği kurnaz gülüşünü birkaç dakika kadar hiç bozmadı. Profilden ve bu mesafeden daha tehlikeli görünüyordu. Ellerimin titrediğini fark etmesin diye bardağı tuttuğum ellerimi aşağı indirdim ve yirmi yedi yaşımın sahip olduğu tüm birikimleri derleyip bir cümle daha kurmayı denedim.o ise bana dönüp
Bardağın boş bir içki istermisin dedi.
Bu bir kapıydı bunu herkes anlardı. Bende sarhoş ve keyiflenmiş biçimde hiç düşünmeden geçtim. Biraz müzikten ve kalabalıktan konuştuk. Ses tonu görüntüsünden daha ufak olduğunu hissettiriyordu. Çok tatlı bir çıtır olduğunu düşünerek ve güzel göğüslerine bakarak
Bura sıcak biraz dışarı çıkalım mı dedim. Gülümseyip ceketimi alıyım başka bir yerlere gideriz dedi
Saat 5 ti ve ben kazanmıştım. Kafamda tüm hırçınlığımla onu eve götürüp ona baktığım onca saate doyacaktım
Kapıdan çıkarken adın neydi dedi
Melis
Benimkide Ayça
Güzel isim burcun ne?
Oğlak
Saçlarını niye toplamıyorsun sana çok gider dedi
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.