- 1204 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
O AN...
Sonsuzluğa uzanan upuzun bir çizginin "hayat" denilen noktasından geçerken, ve benden hep daha hızlı bildiğim zamanın, aslında bu noktada ne kadar da yavaş olduğunu anladığım andı. O gün, o an...
Aylardan Haziran’dı, hatta yirmi altısı,saat 15:18...26 saniye de geçmişti...
Mezun oluyorduk, dört sene evvel bitmez dediğimiz, geçmez dediğimiz günler,aylar,yıllar geçivermişti bir çırpıda, biz anlayamadan.Ve ben, söyleyemeden sana, açılamadan...Bir kaç kere niyetlenmiştim oysa, biraz umut verebilseydi gözlerin gözlerime, çoktan söylemiştim...Keşke ilk gördüğümde söyleseydim diye az kızmadım sonradan kendime,hani sen Ayhan’la tanışmadan önce...gözlerini, aşkın pırıltılarına kaptırmadan yakalasaydım ve hapsetseydim gözlerimde...Keşkelerin faydasız olduğunu, keşke hiç öğrenmeseydim...
İşte bitiyordu her şey...Sen gidiyordun, ben gidiyordum ...Bir daha görebilir miydim? Nerede, ne zaman? Kendime sorduğum ardı arkası gelmeyen onca sorunun tek ve kesin bir cevabının olması ne kadar acıydı..."Hayır, hayır, hayır..." Son defa aynı ortamdaydık, aynı melodilerin eşliğinde,aynı kalabalığın içinde...
Gülümsemeni ve içinde kendimi kaybettiğim gözlerini, hayalime iyice kazımak için, gözlerimi üzerine dikmiş seni izliyordum. Kalabalığın arasından göründüğün her kare, ilmek ilmek işleniyordu kalbime, beynime...
O gün, o an...
Öğrendim ki, en uzun sandığım anlar en kısa, en kısa sandıklarım ise en uzun olanlarmış. Sen, etrafı seyrederken, gözlerimizin kesiştiği bir an, meğer sonsuzluğun ta kendisiymiş !...
YORUMLAR
"Keşkelerin faydasız olduğunu, keşke hiç öğrenmeseydim..."
Keşkeeee... :(
Ne güzeldi bu kısa yazınız...
mehmet abdırgan
(( Seçil Nimet ))
"Yüreği biraz kocaman" evet bu güzeldi lakin birazda yüreği yorgun biriyle paylaşıyorsunuz...
Hımmm... O yüzden ilk yazımı okumanızı rica ediyorum, Dr. BUrçin'i yani...
Kolay gelsin, hazırlıklı olun şaşırmaya... :)