- 661 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ÜNİVERSİTE YILLARIM - 1
Yüzmeyi bilmeyen,aciz,cılız,küçük bir çocuk ; denizin ortasına bırakılıvermiş.
Rüzgar,dalgalar,belki de yunuslar sayesinde kıyıya kadar ulaşabilmiş çocuk.Hem de yaşanı-
lası bir şehrin kıyılarına..Ama ne haldedir artık ? O şehirde yaşamayı becerebilecek midir?
Kendimi öyle görüyorum işte..Okuma yazma bilmeyen,yoksul,çoban bir babanın,kahve kö-
şelerinde büyütüp okutmaya çalıştığı bir çocuk.Yıllarca bitlerle,pirelerle,tahta kuruluarıy-
la ve ölümcül zatürre ile boğuştuktan sonra,sürmenaja tutulmuş,beyni iflas etmiş biri ola-
rak,Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden biri olan İTÜ’nün Makina Mühendisliği Bölümün-
de okumaya hak kazanmak..
Önceki öykülerimde anlattığım şekilde evlenmiş olarak 2 Ocak 1979’da başlıyorum üniversi-
teye.Üstelik karım da hamile kalmış.Bebek bekleyen,evli bir üniversite öğrencisiyim ben.
Maçka’daki kampüsün salonuına girdiğimde gördüğüm öğrenci kalabalığına,sessizlik hakim.
Öğrenciler koridorda kendi gruplarında toplanmışlar.Benim tek bir tanıdığım yok.Belki be-
nim durumumda olan başkaları da vardır.Sessizce bir duvara yaslandım.
Elinde bir gazete demeti olan kız,gezerek öğrencilere onları dağıtıyor.Başlık karşıdan oku
nabilecek kadar büyük : ’SIKI YÖNETİME HAYIR ’ Gazetenin adı :’HALKIN KURTULUŞU ’
Korkmaya başlıyorum doğrusu.Taşıdığı gazete yüzünden ya da verilmek istenen gazeteyi
almadığından dayak yenildiği günlerdeyiz.
Kurtköy’deki kahvemizde babam eline zorla tutuşturulmak istenen gazeteyi almadığından ülkücülerle bozuşmuştuk.Sırf bu yüzden de adım solcuya çıkmıştı.Oysa siyasete bulaşmamaya özen gösterirdim.
Şimdi bu kızın dağıttığı gazeteyi alıp almamakta tereddüt ediyorum.Almassam bana garez
beller,Halkın Kurtuluşu’nun hedefi olur muyum ?
Alırsam başkaları beni bu guruptan bilip,garez beller mi ?
Yaklaştı kız bana ve gazeteyi uzattı...O kadar tittrediğini belki de ilk defa gördüğüm elle-
rimle aldım.Açtm,okur gibi yaptım.Uzun süre geçmedi ellerimin titremesi.
Biraz sonra konferans salonunda toplanmamız duyuruldu.Tabii öğrenciler tarafından.
Solun çeşitli fraksiyonları,kendilerince bir düzen kurmuşlardı okulda.İTÜ-DER adı altında
resmi bir dernek kurmuşlar.Her dönem başında sınıflarda yaptıkları temsilci seçimlerinde
kazandıkları oylar karşılığında,İTÜ-DER’in yönetiminde yer alıyorlardı.O günlerde ağırlık
DEV-GENÇ’in ikiye bölünmesinden ayrılan DEV-SOL’daydı.Yani okulu basbayağı DEV-SOL
yönetiyordu.
Konferans salonunda toplandık.DEV-SOL yöneticileri,okul yöneticileri gibi forum yönettiler
Tüm fraksiyonlara (yalnızca sol tabii ) sıra ile konuşma hakkı verildi.
Forum bittikten sonra okulun o günlüğüne boykot edildiği ve dışarıda protesto yürüyüşü yapılacağı duyuruldu.
Daha koridorlarda iken sloganlar başladı :
- Kahrolsun Faşizm !
-Sıkı yönetime hayır !
- Cunta’ya hayır !
Koridorda askerler var.Tüfeklerini bize doğrulttular :
- Susmazsanız vururuz !
Dev-Solcular ’bağırın’ diyor,biz korkuyoruz.bağırıyoruz.Askerler ’susun,yoksa vururuz’
diyor,biz korkuyor ama susamıyoruz..
Maçka’dan Beşiktaş’a doğru -Akaretler Yokuşu’ndan- inmeye başladık.Kalabalık bir grup
olmuştuk.Sloganlarımız ortalığı inletiyordu.Askerler etrafımızdaydı ama bizimle başedeme-
diler.Lastikler yakıldı yollarda.Daha sonra dağıldık.
Kurtköy’ün ve özellikle de babamın iftihar vesilesi olarak kazandığım okulumun ilk günü bu
şekilde sona erdi.
İki saatlik bir yolculuktan sonra geldiğim okulumdan yine o kadarlık yolculuktan sonra
sadece korku ve tedirginlik duyarak ve okulu boykot kararına katılarak,sıkı yönetimi ve
askeri sloganlarla protesto ederek köyüme,evime,hamile karımın yanına döndüm...
Fikret TEZAL
YORUMLAR
yani yaşanan hep aynı..aptallığın sonuna izm koyup sağa sola yutturdular.şimdilerin gençleride yok küpe takıyorlar yok şekil yapıyolar diye vurup kırmadıkları için hem sağ hem sol fraksiyonlarca yerilmiyor mu..buna da şaşırıyorum.binlerce ölü,kayıp,cunta, işkence şimdilerde her biri bir gazete köşesinde geçmişin pisliklerinin meyvelerini toplamıyor mu?.Elimde olsaydı OTDÜ hariç hepsini kapatırdım.Türkiyedeki üniversiteler bilimden ziyade sağa sola gerginlik üretiyor hala...İntihaller yüzünden bilim dünyası bizimle alay ediyor.