- 994 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
AĞLAMA ŞİRİN ARTİN-1
öyle bir tipi başladı ki,göz gözü görmez hale geldi.o dağ gibi,190’lık halil artık yürümekte
zorlanıyordu.
küçük,şirin,cüce artin söylendi:
’’- halil iki gözüm,sana bu hava da yola çıkmayalım.’’ dedi.
halil:
’’-hadi artin kardeşim,gayret et az kaldı.’’dedi.
ama adeta yol gittikçe uzuyordu.kar gittikçe bastırıyordu.gözün içine içine vuruyordu kar.artık kar dizboyunu geçmişti.
artin’in köyüne daha iki kilometre vardı.artık eşeklerinde hem üstündeki yüklerden hem
de kardan adım atacak halleri kalmamıştı.
ufak adam halil2e baktı.eşeklere ve eşeklerin yüklerine baktı:
!!- istersen halil yükleri burada bırakalım.biz hayvanlarla köye varalım,yarin alırız yükleri.’’
dedi.
omuz silkti halil olmaz anlamında.
’’-yolumuz ne kaldı ki artin?hava düzgün olsa köy aha şura değil mi?gayret edelim.’’
ufak adamın adım atacak hali kalmamıştı.içinden kendi kendine.
’’-bu deli halil’e ne diye uydun.’’ diye söylendi.
’’-bu hava da yola çıkılırsa olacağı budur.’’ diye de ekledi.
halil anladı artin’in kendi kendine söylendiğini.
’’_biraz ileri gideyim,şimdi artin bana ya kızacak ya küfür edecek.’’ diye düşündü.
arayı yirmi beş metre kadar açtı halil.arkada artin hayvanlarla yavaş yavaş yürüyor.
bir taraftan da uyuşan ellerine can vermeye çalışıyordu.
bu arada eşeklerden biri yürüdüğü yere yığılıverdi.
artin halil’ bağırdı.ama öyle bir tipi ve uğultu vardı ki,sesini duyuramadı,halil’e.
halil gittikçe arayı açıyordu.artin’se kalan diğer eşekte düşmesin diye,çırpınıp
duruyordu.
’’-sen bunu hakettin,fıstıkçı artin.’’ diye kızdı kendi kendine.
eşeğin yuları elinde adeta eşeği sürükleyerek götürüyordu.
havanın soğuğu artık neredeyse eksi otuz derecelere düşmüştü.üstüne üstlük tipi
ve diz boyu kar yolu cehenneme çeviriyordu.fıstıkçı artin kendi kendine:
’’-gayret bre artin,köye bir kilometre ya kaldı ya kalmadı.’’ dedi.
köye doğru başını kaldırdı,baktı.tipi ve karda olsa, artık köyün ışıkları seziliyordu.