- 928 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
küçük Ensar
Minik Ensar gözlerini açtığında savaş silahlarının yanında buldu kendini. etrafına baktı ve gördüğü şeyler karşısında dehşete düştü. Tanklar, tüfekler ve panzerler vardı. Adeta canavar gibi gelmişti Ensar’a bunca silahlar. Minik ellerini açarak yalvardı Rabbine;
" Allah’ım bana öyle bir güç ver ki, bu savaş olmasın. insanlar birbirleri saygı ve sevgi içinde baksın" "amin" dedi içinden sessizce...
O anda annesinin sesine benzer yumuşak bir ses duydu. " dokun Ensar" dedi ses O’na. Önce korktu. Ama ellerinde bir farklılık vardı. "madem" dedi "ellerimde değişiklik var dediğini yapacağım" dedi
Önce taklara ve panzerlere, sonra da tüfeklere tek tek dokundu. hepsi pırıl pırıl parladılar. Yol boyunca ilerledi. Yürürken parlayan ellerine bakıyordu Ensar hayretle. Etrafta minik gözlerini gezdirirken hapisanedeki mutsuz insanları gördü. Dokunmadık duvar bırakmamıştı hapisanenin bahçesinde. Oradan da kendi ordusuna gitti. Aynı şeyi orada da yaptı ve evinin yolunu tuttu.
Sabah olduğunda iki tarafın askerleri savaş alanına geldi. Komutanlar emir vermeye başladılar. "Ateş!" "Ateş!" diye. Küçük Ensar da duvarın dibinde olan biteni seyrediyordu. Merak ediyordu dokunduğu boşa mıydı acaba?
İşte tam o anda mucize oldu. Bütün silahlardan mermi yerine çiçekler fışkırıyordu. Güller, laleler, sümbüller, menekşeler, vs. doğanın bütün çiçekleri yerlere serildi bir anda. Komutanlar kızar hiddetle "Ateş!" diyor. ama sonuç değişmiyordu. Şaşkınlıkla baktılar birbirlerine. Ensar sevinç çığlıkları atıyordu. Ellerini semaya kaldırdı büyük bir huşuyla;
"Rabbim sana hamd olsun. sen Kadir’sin, Kerim’sin.. Boşa değildi bunca şey. Bana bu gücü veren Rabbime şükürler olsun."
Sevinç içinde evinin yolunu tuttu. O anda hapisanedekilerin sevinç çığlıklarını duydu ve o yöne baktı. Her yer çiçeklerle bezenmişti. Sarmaşıktan yapılan salıncakta sallanan koca koca adamları gördü ve içi bir kez daha huzur doldu.
Kulakları sağır eden bir uğultuyle uyandı uykusundan Ensar. Baktı evindeydi. Ama ne olmuştu onca çiçeğe? Ne yani rüyamıydı bu? Doğrulmak istedi yattığı yerden ama olmadı. sağına baktı; yerde kanlar içinde yatan anne babasını gördü ve içi yanıyordu.
Birden göğüsünde yanma hissetti. Patlamanın şiddetiyle şarapnel parçaları kalbine saplanmıştı küçük Ensar’ın.. Kalbine götürdüğü eline baktığında kırmızı gül yoktu. Ama gül kırmızılığında kan vardı. Tekrar ellerini açtı semaya, güçlükle sadece şunu söyleye bildi.
" EŞHEDÜ ELLA İLAHE İLLALLAH VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN ABDUHU VE RASULUH" dedi ve şehit oldu .
O sadece birbirini seven insanlar istemişti. çok muydu istediği.......
zuhal YILDIZ