- 1855 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beðeni
MÝNE’NÝN MUTLULUK OYUNU
MÝNE’NÝN MUTLULUK OYUNU
Mine; yaþama sevinci ile dolu, girdiði her ortama hemencecik uyum saðlayabilen, neþeli ve tatlý bir kýzdý. Bu neþesi ve tatlý gülüþü ile çevresine pozitif enerji daðýtýyordu. Ayrýca güzelliði ile de herkesin dikkatini üzerine topluyordu.
O gün bir masal kadar güzeldi. Evleri giriþ kat olduðundan dolayý, evde caný çok sýkýlmýþ ve parka gitmek istemiþti Mine. Evden dýþarý çýkýp baþýný
gökyüzüne doðru kaldýrdýðýnda, masmavi gökyüzünde bembeyaz bulutlarýn dans ettiðini gördü. Sonra bulutlarýn dansýný kýskanarak, annesinden öðrendiði tekerlemeleri söyleyip, kendince oyunlar oynamaya ve dans etmeye baþladý. Mine bu mutluluk oyununu, kendini yalnýz hissettiði zamanlarda hep oynuyordu.
- Ah benim turnam
Yeþil baþlý turnam
Otur desem oturur
Kalk desem kalkar
- Saksaðan sek sek
Kuyruðu tümsek
Kuyruðuna binelim
Bizim köye gidelim
Güneþli bir günün keyfini doyasýya çýkartmak istiyordu. Az sonra arkadaþý Ebru’yu gördü, ona doðru koþarak yanýna gitti.
- Merhaba Ebru. Biliyor musun, ben annemden çok güzel tekerlemeler öðrendim. Caným sýkýldýðý zamanlar bu tekerlemeleri söyleyip, kendi kendime mutluluk oyunu oynuyorum ve tüm sýkýntým geçiyor.
Bu oyunu sana da öðretmemi ister misin?
diye sordu.
Ebru ise; sesindeki coþku dolu sevinçle;
- Elbette isterim, hem de çok sevinirim Mine.
diye yanýt verdi.
Mine baþladý bildiði tüm tekerlemeleri, ard arda sýralayarak söylemeye.
- Komþu, komþu!
Huuu!...
Oðlun geldi mi?
- Geldi
- Ne getirdi?
- Ýnci boncuk
- Kime, kime?
- Sana, bana
- Daha kime?
- Kara kediye
- Kara kedi nerde?
- Aðaca çýktý
- Aðaç nerde?
- Balta kesti
- Balta nerde?
- Suya düþtü
- Su nerde?
- Ýnek içti
- Ýnek nerde?
- Daða kaçtý
- Dað nerde?
- Yandý bitti kül oldu
- Aksaray’ýn kilidi
Sana vuran kim idi
Amcam oðlu Musacýk
Kolu budu kýsacýk
Þimdi gelir görürsün
Güle güle ölürsün
- Büzülünce büzülür
Süzül desem süzülür
Ellerimizle þap þap þap
Ayaklarýmýzla rap rap rap
Bir saða, bir sola
Dans edelim kol kola
- Nasýl… güzel mi?... beðendin mi Ebru? Diye sordu Mine.
Ebru, baþýný aþaðý yukarý sallayarak;
- Hýý hýýý… Çok beðendim, çok güzel… Daha baþka biliyor musun?
- Elbette biliyorum. Diye yanýtladý Mine.
Dünyanýn göz kamaþtýran güzellikte ki, büyük ve parlak lambasý olan güneþ ise, tüm asaletiyle tam tepedeydi. Hatta gökyüzünün güzel kuþlarý, yüzümüzü okþarcasýna geçen ve geçerken de kulaðýmýza þarkýlar söyleyen rüzgâr bile oradaydý. Gökyüzüne bakýldýðýnda, bulutlar bir pamuk kadar yumuþak görünüyordu. Mine; sevinç içinde tekerlemelerini söylemeye devam etti.
- Minarede bir kuþ var
Kanadýnda gümüþ var
Eniþtemin cebinde
Türlü türlü yemiþ var
Yemiþimi yediler
Bana cüce dediler
Vallahi yemem, billahi yemem
Ben bu iþten vazgeçmem
- Hacý nine kýna döver
Ben bilirim kimi sever
Altýn paþayý sever
Altýn paþa çardakta
Gümüþ yüzük parmakta
- Top top kadife
Kýzýn adý Latife
Oturmuþ halý dokur
Ýçinde bülbül okur
Bir tabak gülüm olsa
Ýki kardeþim olsa
Biri ay, biri yýldýz
Biri oðlan, biri kýz
Mine o gün çok mutluydu. Söylediði tekerlemelerle adeta mutluluðuna mutluluk katmýþtý. Birden bire gökyüzündeki bulutlar gözüne takýlýverdi.
Ebru’ya bulutlarý göstererek;
- Bak, bak… Görüyor musun? Nasýl da hareket ediyorlar.
Arkadaþý ile birlikte bulutlarý seyretmeye baþladý. Ýçinden bulutlarla oyun oynamanýn kendisini ne kadar mutlu edeceðini düþündü. Heyecanlanarak baðýrmaya ve koþmaya baþladý.
- Heey güzel bulutlar, pamuk bulutlar, nereye gidiyorsunuz? Benimle kalýn, birlikte oyun oynayalým. Gitmeyin, isterseniz size de tekerleme söylerim.
Baðýrarak bulutlara tekerleme söylemeye baþladý.
- Karga karga “gak” dedi
“Çýk þu dala bak” dedi
Çýktým baktým o dala
Ah bu karga ne budala
- Karga fýndýk getirdi
Fare yedi bitirdi
Onu tuttu bir kedi
“Miyav” dedi, “av” dedi
- Ceviz adam þip þap þap
Burnu akar hor hor hor
Kaþý keman gýy gýy gýy
Karný davul güm güm güm
Bir süre düþündükten sonra, aklýndan bir oyun geçirdi ve onu kendi kendine oynamak istedi. Küçük bulutlarý çocuk, büyük bulutlarý ise anne ve baba yaptý. Þimdi bu oyunu oynamalýydý, çünkü Mine böyle çok mutlu olacaktý.
Tabi önce bulutlara birer isim bulmalýydý. Düþündü ve sonra…
- Heey küçük bulut, senin adýn Mine bulut olsun…
dedi. Ve o buluta kendi adýný verdi. Diðer küçük buluta doðru yönelip,
iþaret parmaðýyla göstererek;
- Senin adýn da Emir bulut olsun...
Ve o buluta da kardeþinin adýný verdi. Tek tek bulutlara isim takmaya ve onlarla konuþmaya baþladý. Mine bu oyunu çok sevmiþti. Emir buluta doðru yönelerek baðýrdý.
- Heey Emir bulut; sen ne kadar þanslýsýn. Bak arkadaþlarýn yanýnda. Onlarla istediðin gibi oyunlar oynayabilirsin. Benim de senin gibi
arkadaþlarým yanýmda olsa caným sýkýlmaz, onlarla oyunlar oynardým. Onlara þarkýlar, tekerlemeler söylerdim. Hatta onlara þekerlerimi bile verirdim. Bu gün arkadaþým Ebru’ya da tekerleme öðrettim.
- Size de tekerleme söylememi ister misiniz?...
dedi. Ve baðýra baðýra baþladý bulutlara tekerleme söylemeye.
- Babam yoðurt getirdi
Kedi burnunu batýrdý
Kedi seni tutarým
Býyýðýný yolarým
- Mustafa mýstýk
Arabaya kýstýk
Üç mum yaktýk
Seyrine baktýk
- Kuzu kuzu mee
Bin tepeme
Haydi gidelim
Hacý nineme
Mutluluk içinde hem etrafýnda oynuyor, hem de bu tekerlemeleri söylüyordu. Ebru da bildiði tekerlemeler de Mine’ye eþlik ederek, onunla birlikte hem oynuyor hem de söylüyordu. Birden bire oyunlar oynadýðý, Mine bulut ve Emir bulutun üzerine doðru, büyük ve kara bir gölgenin yaklaþtýðýný gördü. Bu rüzgârýn sürükleyerek getirdiði, kötü bulut olmalýydý. Baðýrarak tekerleme söylemeye devam etti.
- Yað yaðmur yað
Teknede hamur
Tarlada çamur
Ver Allah’ým ver
Selli selli yaðmur
- Yaðmur yaðýyor
Seller akýyor
Arap kýzý
Camdan bakýyor
Mine masmavi gökyüzüne doðru bakýp, bulut arkadaþlarýna seslenerek;
- Kaçýn, evinize doðru gidin, annenize gidin…
diye baðýrýp, bulut arkadaþlarýný uyardý.
Bulutlar gökyüzünde yavaþ yavaþ daðýlmaya baþladý. Mine, bulutlarýn kendisini dinlediðini düþünerek;
- Çabuk olun, evinize gidin, korkmayýn anneniz sizi korur.
dedi bir kez daha.
Büyük ve gri bulut gökyüzünü gittikçe kaplamýþtý. Mine’nin bulut
arkadaþlarý ise iyice kaybolmuþtu. Mine çok mutlu olmuþtu, çünkü büyük bulut, küçük bulutlara kötülük yapamamýþtý.
Mine baþýný gökyüzüne doðru kaldýrýp, küçük bulut arkadaþlarýna baðýrmaya baþladý…
- Teþekkür ederim, beni dinlediðiniz için çok teþekkür ederim. Annenizi ve babanýzý üzmeyin olur mu?...
Rüzgar yavaþ yavaþ esmeye, yaðmur çiselemeye baþlamýþtý ki, Mine’nin annesi, pencereden seslenerek onu çaðýrýyordu. Evin kapýsýndan içeri girmeden önce, güzel ve kýsa bir tekerleme daha söyledi.
- Ayaðýmýn altýnda çaðla
Herkes evine daðýla
Mine arkadaþý Ebru ile “tekrar görüþmek üzere” diyerek ayrýldý. Bir kez daha gökyüzüne doðru bakýp el salladý.
- Arkadaþým olduðunuz için çok mutluyum…
Kendi kendine konuþarak,
- Hayat ne kadar güzel.
Mine annesine sarýlarak yanaklarýndan öptü.
- Bu gün çok mutluyum anneciðim. Ebru ile birlikte, gökyüzündeki bulutlara isim takýp, onlarla çok güzel oyunlar oynadýk. Ebru’ya ve bulutlara, senin bana öðrettiðin tekerlemeleri söyledim. Yarýn yine oynayacaðýz. Bu benim mutluluk oyunum ve tüm çocuklara bu oyunumu öðretmek istiyorum anneciðim.
15. 07. 2006 / ANKARA
YORUMLAR
Mutluluðu dile getirmek kadar güzel bir þey olmasa gerek. Hayatýmýzý yalayýp geçen þu kýssacýk zaman diliminde ömrümüzün neþe ve seviçle anýlacak yanlarýný bulabilmek, bunlarý kaleme alabilmek, baþkalarý ile paylaþabilmekte ayrý bir mutluluk veriyordur zatýnýza.....bende küçükken polyannanýn mutluluk oyunu ile hayata asýlmaya devam ettirmeye baþlamýþtým, her ne kadar üzüntülerin gözlerimde býraktýðý aðlar olsada, mutlu kalabilmek adýna, kendimle ve çevremle barýþýk kalmaya çalýþýyordum...
eserinizde kaleme alýnan o çocuksu duygularýn ýþýðýný bizlere ne kadarda güzel yansýtabilmiþssiniz...tebrik ederim.....