Acı hayat

• 1 Aralık 2007 Cumartesi 00:00:00

Saffet ve ailesi yıllardır sefalet içinde yaşamlarını sürdürmekteydi. Bu yüzden Saffet , ailesine bakamadığından suçluluk duygusu onu yiyip bitiriyordu. Asgari ücretle nereye kadar. Lise mezunuydu.Bu yoksulluk artık canına tak etmişti. Para kazanmalıydı.Bir gün yatağına uzandı ve bunun yollarını düşünmeye koyuldu.Aklına ilk gelen 13 yaşındaki oğlu Caner’i okuldan alıp çalıştırmak oldu. Ama bunu yapamazdı. Hem o çok üzülürdü hem de onun okuması ve onlara bakması lazımdı. Başka şeyler bulmaya çalıştı. Aklına at yarışları geldi. Gidip bir kupon aldı ve oynadı.

Günler sonra Saffet kendini at yarışına iyice kaptırdı. Oynuyordu ve tutturamıyordu. Bütün maaşının at yarışlarına yatırıyordu. Yine bir gün at yarışı oynıyıcaktı. Cebini yokladı ve bir kaç bozukluktan başka birşey yoktu. Gidip arkadaşlarından borç istedi. Elli YTL aldı ve hemen parayı yatırdı. Yine kazanamadı. Parayı kaybetti . Ay sonunu getiremiyordu. Arkadaşı onu borcunu ödemesi için bir yandan şıkıştırıyordu. O da maaşını
aldığı zaman ödeyeceğini söylüyordu. Sonra aklına kredi kartı geldi. Ve gidip bir kredi kartı edindi. Bİn YTL çekti. Önce borcunu yatırdı. Sonra yine at yarışı oynamaya koyuldu. Hep ucu ucuna kaçırıyordu. Arada ufak paralar kazansa da bu hiç bir işe yaramıyordu. Tutturamadıkça gidip bi daha oynuyordu. Bir gün bir baktı o çektiği bin YTL’de bitmiş. İyice kederlendi ve kahvehaneye gitti. Arkadaşıyla dertleşti. Ve arkadaşı ona birahane’ye gidip içmeye ikna etti. Gittiler, içtikçe içti. Sarhoş oldu. Eve gittiğinde karısı ile kavga ettiler. Herşey çok kötüydü. Kafayı vurup yattı.

Günler geçtikçe hayatı iyice kötüleşmeye başladı. Artık kumarda oynuyordu. Her gece içki içiyordu.Adı ayyaş Saffet’e çıktı. Karısıyla ciddi kavgalar ediyordu. Kredi kartı borcunu ödeyemiyordu. BUnlar arasında iyi olan tek şey oğlu Caner’in liseyi İstanbulda burslu okumasıydı.

Bir gün evde içerken kapı çaldı. Saffet kalkıp açtı. İki polis ve bir adam kapıda duruyorlardı. Korktuğu şey başına geldi . Eve haciz gelmişti. Televizyon , kanepe , buzdolabı ne varsa topladılar. Karısı evi terk etti. Bir daha dönmeyeceğini söyledi. Bu onun son sözleriydi belki de. Ertesi gün öldüğü haberi gelmişti. İntihar etmişti.Artık evde yanlızdı.Oğlu Caner ise hiç birşey bilmiyordu.

Yıllar geçti. Alıcaklıları peşindeydi Saffet’in.Tefecilere bir sürü borcu vardı. Bulsalar belki onu öldürüceklerdi. Kirayı ödeyemez hale geldi. Evden atılabilirdi Oğlu Canerle ise 9 yıldır görüşmüyordu. Yaşadığını bile bilmiyordu. Artık yaşamanın bir anlamı yoktu. Gidip karşıda ki yüksek inşaata çıkıp intahar edecekti. Yaşasa ne fark edecekti ki. Bunları düşünürken kapı çaldı . Gidip açtı. Karşısında üstü başı düzgün bir genç vardı. Belli ki zengindi. Sanki bir yerlerden tanıyordu onu. Genç, baba diyip sarıldı ona. Evet bu Canerdi. Gözlerine inanamadı.
Uzun süre konuştular. Saffet oğluna herşeyi anlattı.Caner ise doktor olmuştu. İstanbulda bir villası vardı. Ayda onbeşbin YTL kadar maaş alıyodu Caner artık herşeyin düzeleceğini söyledi. Gidip babasının tüm borçlarını kapadı. Ona bir ev aldı. Alkol tedavisine götürdü babasını. Saffet artık alkolü bıraktı. Borcu da yoktu. Evi vardı.

Oğluna bir daha at yarışı ve kumar oynamıyıcağına söz verdi. Yani evinde oğluyla beraber mutlu bir yaşam sürdü
-SON-