KARINCA KARARINCA
Bir varmış bir yokmuş.
Evvel zaman içinde
kalbur saman içinde
Pireler berber iken develer tellal iken
Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken
Babam düştü beşikten
Alnını yardı eşikten
Anam aldi meşeyi babam aldı maşayi
Bana da gösterdiler kapıdaki köşeyi.
Günlerden bir gün kışlardan bir kış
Dere kenarında yaşayan bir kaplumbağa
Paldır küldür varmış karınca kapısına
karınca kardeş hele bir kapıyı aç da bak
Yemekten verirmisin bana bir tabak.
Karıncabaşı :ne demek kardeş demiş
Ve ona bir kap yemek getirmiş
Ertesi gün de kaplumbağa yine karınca kapısında.
Karınca yine ona yemek verme telaşında.
karınca içerden dönmüş ve demiş;
Al bugun de bunları karınca kararınca .
Kaplumbaga az gitmiş uz gitmiş
Dere tepe düz gitmiş
Bir de bakmış ki bir arpa boyu yol kattetmiş.
Bu arsız kaplumbaga
Tekrar dayanmiş karıncanın kapısına .
Karınca kapıyı açmış
Yuzunun rengi de öylece kaçmiş.
Allem etmiş kalem etmiş.
Kaplumbagaya verek bir şeyinin kalmadıgını söylemiş.
İnanmıyorsan içeri buyur demiş.
Bakmış kı içerde sofralar kurulmuş pek hoş
Yalnız tabaklar yarı yarıya boş
Dönmüş karınca başına
-Eger vermezsen bana bir kaç arpa
-Alırım agzıma onlarca karınca
Karınca başı bunu duyunca
İçinde kopmuş müthiş bir fırtına.
Tuzaga düşürecem der
ben bu canavar kaplumbagayı;
Çagırmış o anda tam yüz karıncayı;
Yuz’ünün de ağzında iğne ve ipliceği.
Al demiş kaplumbağacık
Sana kurban bu yüz karıncacık.
Kaplumbağa karıncaları toplamış avucuna,
İştahla götürmüş bunları ağzına
Terzi karıncalar almış iğne ve iplicegi
Dikmiş kaplumbağa ağzının her yerini.
O günden bugune kaplumbağaların ağzı,
Kiş boyunca hep kalırmış kapalı.
Bu masalımız bunu böyle söyler
Siz yine de dogrusunu araştırıp bulun der..