ELDEKİ KALP
ELDEKİ KALP
-“ Acilen, A kanadındaki 4.koğuşa 12 numaralı odaya güvenlik gönderilsin.”
Akıl hastanesinde duyulan bu anons görevlileri birden endişelendirdi. Birkaç güvenlik görevlisi ve hasta bakıcı hemen anonsta söylenilen yere doğru hızlıca koşmaya başladılar. Koğuşlardaki hastalar ne olduğundan habersizce etraflarına bakınıyorlardı. 4.koğuşun soğuk duvarlarıyla kaplı koridoruna geldiklerinde 12 numaralı odadan önünde kan birikintisinin oluştuğunu gördüler. Kapıyı açtıklarında görevlilerin gözleri birden büyümüştü. Şok geçirmiş gibi gözüküyorlardı. Burada kalan iki akıl hastasından birisi yerde kanlar içinde yatıyordu. Diğer akıl hastası kişi ise ölen hastanın başucunda üstü başı kan içinde duruyordu. Elleri kanla dolmuştu. Görevlilerden bazıları bu görüntüye dayanamayarak dışarıya çıktı. Hastabakıcılardan biri de kusmaya başlamıştı. Hasta bir şeyler sayıklamaya başladı.
- “ Kurtaramadım onu. Kurtaramadım onu. Kurtaramadım onu...” sürekli olarak bu cümleyi tekrarlıyordu.
Görevlilerden biri yerde ölen hastanın vücuduna bakıyordu. Göğüs bölgesi kanlar içinde deşilmişti. Gözleri canlı olan hastanın eline doğru bakarak haykırdı;
- “ Aman Allah’ım. Ne var o hastanın elinde öyle “ dedi bayılacak bir haldeydi.
Hastanın elinde, yerde yatan hastanın kalbi duruyordu… Hasta hiç susmayarak aynı şeyi tekrarlıyordu.
- “ Kurtaramadım onu. Kurtaramadım onu. Kurtaramadım onu...”
Ertesi gün, görevliler hasta kayıt defterine dünkü durumu ve bundan sonra yapılması gerekilen şeyleri kayıt defterine işlediler.
“Hastanın adı: Sinan Toprak.
Dünkü cinayet suçundan dolayı ruh ve sinir hastanemizin cezalı koğuşuna sevk edilmesi için gerekli işlemlerin başlamışı bilginize sunulur. Orada göreceği tedavi ile diğer hastalara karşı herhangi bir müdahale etmesi söz konusu olmayacaktır. Aşırı dozda sakinleştiriciler verilerek tekli hücrede yaşamının sürdürmesi için elimizden gelen yapılacaktır. Yetkililere duyurulur. Bu yazı hastanemizin her kanadına dağıtılacaktır.”
Cinayet olayından dolayı hasta aşırı dozda yatıştırıcı verilerek tekli hücreye kapatıldı. Her gün yüksek dozda sakinleştirici verilerek tekli hücresinde yaşamını sürdürmesi sağlanacaktı…
- 1 Sene Öncesi –
- “ Hemen ameliyat masasına almalıyız. Kan basıncı çok düşmekte. Göğüs kısmı aşırı hasar görmüş durumda. Acilen 3 numaralı ameliyat haneyi hazırlayın. Bu olayı Doktor Sinan’ a nasıl söyleyeceğiz. “
-“ Bu kadın Doktor Sinan Toprak’ın karısı di mi? Çok kötü bir şekilde kaza geçirmiş. Hemen kendisini çağırın. 3 numaralı ameliyathaneye gelsin “
Kanlar içinde sedye içerisinde yatan kadına hemen acil müdahale yapılıyordu. Kadın, hastanedeki göğüs cerrahı kocasına gelirken trafik kazası geçirmişti. Göğüs bölgesi ve baş kısmı ciddi zarar görmüştü. 3 numaralı ameliyathaneye gelindiğinde cerrahlar hazır bekliyordu. Karısını sedyede gören Doktor Sinan gözlerinden süzülen yaşlar arasında karısını ameliyat etmek için hazır bekliyordu. Acısını içine attığı bedeninin süzülmüş halinden rahatlıkla hissedilebiliyordu. Büyük bir soğukkanlılıkla ağır yaralı karısının bedenini tekrar hayata getirmek için elinden geleni yapıyordu. Kendi canını kurtarmak için bu kadar uğraşmazdı belki de. Göğüs bölgesine ön tampon yapıldıktan sonra, iç damarlar dikilmeye başlandı. Doktor Sinan, itina ile çalışıyor, gözlerinden süzülen yaşları asistanlarına sildiriyordu. Diğer cerrahlar ise üst kısımlarda görevlerini yapıyorlardı. Nabız neredeyse alınamıyordu. Yüksek şekilde kan kaybı vardı. Kocasının elleri karısının kalbindeydi. İçeriden masaj yaparak duran nabız atışlarını tekrar yerine getirmek için uğraşıyordu. Birkaç dakika sonra korkunç bir sessizlik meydana geldi. Ameliyathanede sadece cihazların sesi duyuluyordu. Doktor Sinan’ın karısı ellerinde can vermişti. Yüreği kocasının elindeydi…
- Akıl Hastanesi- 4.Koğuş 12 Numara- Cinayet Günü Öncesi –
4. Koğuş’un en dibindeki 12 numaralı koğuşun sakinleri her zamanki ilaç tedavilerini aldıktan sonra odalarında istirahate çekilmişlerdi. Doktor Sinan’ın oda arkadaşı yılların birikimini almış yaşlı biriydi. Hem bedenen hem de ruhen sıkıntı yaşıyordu. Bu ilaç tedavileri yüzünden gittikçe kötüye gittiğini düşünüyor, kendini gerçekten kötü hissediyordu. Yataklarına uzanıp ertesi sabahı boş umutlarla beklerlerken, yaşlı adam birden titremeye başladı. Ayaklarını kontrolsüzce sallıyor, ellerini göğsüne götürüyordu. Doktor Sinan, bomboş gözlerle ruh şeklinde, yatağından kalkarak yaşlı adamın durumunu gördü. Kafasında şimşekler çakıyordu, geçmiş doktorluk günlerini hatırladı. Yaşlı adam kalp krizi geçiriyordu. Surat ifadesini değiştirmeden iki elini birbirine yapıştırarak, yaşlı adamın göğsüne kalp masajı yapmaya başladı. Aralıklarla masaj yapıyor daha sonra yaşlı adamın göğsüne yatıp kalbini kontrol ediyordu. Bir süre sonra adamın ayaklarında oluşan sallamalar durdu. Vücudu buz gibi kesildi. Nefes almaları artık duyulmuyordu. Bunu gören Doktor Sinan, çekmecesindeki sivri uçlu kalemi ile, yaşlı adamın göğüs kısmının yanına sapladı. Göğüs etrafında ince hatla çizerek üst deriyi çıkardı. Gömlek ile akan kanı bastırıyordu. Daha da derinlere inerek altdaki deriyi de çıkardı. Göğsüne artık gelmişti. Eliyle masaja başladı. Sürekli olarak masaj yapıyordu ama yaşlı adamda tepki yoktu. Hayatının varlığından habersizce ruhu bedeninden ayrılmıştı. Doktor Sinan’ın elinde adamın kalbi durmaktaydı…
Odaları kontrole gelen hastabakıcı 12 numaralı odaya geldiğinde kanlı olayı gördü. Cinayet olduğunu sanarak anons yaptırdı.
-“ Acilen, A kanadındaki 4.koğuşa 12 numaralı odaya güvenlik gönderilsin.”
İsmail Öztaş