- 1334 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KİRALIK CEP TELEFONU
Bu gün çarşıda gezerken takıldı gözüm.Bir ilan.Bü- yük puntolarla yazılmış,hem de bilgisayarda.Bir berber dükkanının camına özenle bantlanmış.Kırmızı renk se- çilmiş daha al benisi olsun diye.Kiralık ev,araba, dük- kan, fabrika...Bunlara alışmıştık da,bu da yeni çıktı tek- nolojiyle birlikte. Her zaman tıraş olduğum berbere git- mekten vaz geçtim bu ilanı görünce.Hem tıraş olur,hem de bu ilanın aslı astarı nedir, onu öğrenirim diye düşün- düm. Bir şey öğrenmek, istihbarat edinmek için ,mutla- ka bir berber dükkanına gir derdi sevgili Öner bey. Öner bey benim Pendik’teki müdürüm.Çok iyi bir ban- kacı kendisi.Yanlış yaptığına tanık olmadım beş yıl bir- likte çalıştığımız dönemde . Sağlamcı. Her yapacağı iş- ten önce sonuçlarını görmeye özen gösterirdi.Eğer kim- seye bir zarar gelmeyeceğine inanmışsa olur verirdi. Kırk yılda bir de Anadolu insanının deli dolu yaşam tarzını benimseyip:
-Yav Osman’ım şu Ersin amca kredi istiyor. Günün- de ödemez biliyorum ama,bizim de şu İstanbul’da yaşa- manın sıtresini atacak kadar ,birine laf söyleme lüksü -müz olur hiç olmazsa.Ha ne dersin?derdi gülerek.
O kararında da yanılmadığını görmüşümdür. Ber- berden alır çünkü istihbaratı. Hiç yanılmayabilir insan, berberlerden aldığı istihbaratı iyi değerlendirirse ona göre. Pendik’te vitrininde minnacık yazılarla "Her cins mal ve eşya alınır ve satılır."yazısı bulunan ,ancak içe- ride bazen hiç bir mal ve eşya bulunmayan, bazen da tavana kadar peynir tenekeleri ile dolu olup, ertesi gün
bir teneke bile peynir kalmadığı, yerine çuvallar dolusu pirinç yığılmış bir tüccar için istihbarat amaçlı karşıda -ki berberde tıraş oluyordum.Bana:
-S..... et pezevengi!O tefeciye çek karnesi verilmez oğlum.Esnafa yüksek faizle para verir. Ödeyemeyince de dükkanında ne varsa alır getirir, burada yok pahasına
satar pezevenk,dedi.
Şimdi de kiralık cep telefonu hikayesinin asılını
öğrenmek amaçlı berberdeyim işte. Burada jandarma eğitim tugayının askerleri, hafta sonu sivil kıyafetlerle çıkıyor çarşı iznine. Bizim zamanımızda asker üstüne başına dikkat eder, tertemiz kıyafetle çıkardı izne.Şimdi herhalde resmi elbiseyle teröre hedef olmasın diye, sivil giysi ile çıkarıyorlar çarşı iznine.Sivil giysili olmalarına rağmen , kısa kesilmiş saçlı gençleri hafta ortası göre-
meyen halk, onların asker olduğunu biliyor. Bilmiyo- rum...Askerlerin sivil giysili çarşı iznine çıkmalarının nedeni, belki de teröre hedef verme çekincesi değildir. Bu tamamen benim düşüncem.Askerler de, ucuz olma -sından yarar sağlama amaçlı olarak, genelde arka so -kaklardaki berberi,bakkalı,lokantayı,kahvehaneyi seçi-yorlar.Berberde hem tıraş oluyorlar, hem de ceplerin- deki kartı takıp ailesiyle telefon görüşmesi yapıyorlar- mış.Arka sokaklara askeri inzibatlar bile uğramıyor- muş.Bu yüzden sivil giysili askerler rahat hareket ede- biliyorlarmış.Berber bu arada" hizmette sınır yok "sılo- ganıyla hizmet veriyor askerlere.Kontür satışı da ya -pıyor. Askere cep telefonu taşımak yasakmış. Fakat telefon kartını küçük bir şey olduğundan , cüzdan içinde taşıyabiliyorlarmış . Berberden cep telefonunu kiralayıp,kartını da takınca iş kalıyor kontür yükleme- ye.Berberde, hizmette sınır tanımıyor.Kontürü de yük- leyince başlıyor eşleriyle ,ya da sevgilileriyle duygulu konuşmalar.
Çünkü bu kışlada eğitim bitince, dağıtım olacakları yer büyük olasılıkla güneydoğu bölgesi olacakmış.Hep- si çakı gibi .Burada aldıkları eğitim sonrası yürüyüşleri bile değişmiş. Gidecekleri yerde hain bir saldırı, ya da bir mayına basma endişesinden eser yok yüzlerinde ama, yine özlüyor insan ailesini, sevgilisini, karısını. Çoğu ilk kez ayrılmış sevdiklerinden askerlik için. Tıp -kı bizim köyden Köpekçilerin Cavit gibi.Bir gün kah -vehanede çocukları toplamış başına anlatıyor:
-Çocuklar askere gidiyorum.Hayatımda tireni ilk kez görüyorum.Bizim zamanımızda askere giden gençlerin üzerindeki yeni elbiseler çıkartılır; nerede eski püskü giysiler varsa, bir ay öncesinden onlar giydirilirdi.Bir ay üzerimizdeki döküntülerle gezerdik. Asker elbiseleri yakışsın diye.Sonra üzerimizdeki giysileri hiç çıkarma -dan , asker ocağına duhul olurduk.Bize yeni giysiler verilince onları giyer, eskileri çöpe atardık.Çarşı iznine de asker elbiselerimizle çıkar,memleket iznimize de on- larla gelirdik.Tankçılar keplerini kulağının üstüne iyice
indirirler, havalarını atarlardı herkese. Mübarek elbise iyi eğitim almış ,yirmi yaşındaki gence öyle bir yakışır ki...Neyse istasyona uğurlamaya götürdüler eş dost. Ortalık iyice kararmıştı ki sıra sıra , ışıl ışıl evler girdi istasyona.Trenmiş gelen.Bizim ondört numara lamba halt işlesin yanında.O kadar aydınlık ...Belki bin tane lüks lambasının ışığına bedel bir aydınlık. Trenin içi askere gidenlerle dolu.Beni uğurlayanlar içinde uyanık geçinen bir tek kişi var.Çerkez Ekrem...Babam sürekli yalvarıyor ona:
-Bak Ekrem...Sen becerirsin şu işi.Anası çok özeni-yor.Üç beş kuruş verelim de makiniste,uzun uzun çalsın düdüğünü tren hareket ederken.
Ekrem’de :
-Sen merak etme dayı, diye devamlı söyleniyordu.
Ve sonunda tiren hareket ederken makinist öyle bir dü-dük çaldı ki , yirmidört ay anamın ağlaması gitmedi gö- zümün önünden.
Köpekçilerin Cavit öyle bir heyecanlanırdı ki çocuklara askerlik anılarını anlatırken,sanki o günleri günleri ye-
niden yaşardı.Çocuklar ağızları bir karış açık dinlerler -di.Ve ertesi gün akşamı dar ederlerdi kahvehanede Ca- vit’in masasında yer bulabilmek için.Ertesi akşam masa kurulur ve Cavit anlatmaya devam ederdi:
-Çocuklar şimdi şu kahvehanedekilere sorsanız;çoğu "Bana askerlik pek koymadı "diye yanıt verir size.Ya- an. Askere gitmeden önce, köyden ne kadar asker varsa köy meydanında toplanılır,duası yapılır.Dikkat edin du-
adan sonra el öpen askerlere. Bir bakın ne göreceksiniz. Çoğu o haleti ruhiye içinde ,kız kardeşinin bile elini öp- meye kalkar. Kız kardeşi itiraz etmezse ,öper de.Bana koymadı diye palavra atanlara sakın kanmayın siz.
Köpekçilerin Cavit’in anıları hiç bitmez. Dinleyeni de çoktur. Dinleyenlerin yaşı yirmi olunca, onlar aske- re giderler .Arkadan yetişenler katılır bu seferde dinle -yici kitlesine.
Benim evim eğitim tugayına yakın .Gece silah ses -lerine o kadar alışığım ki.Başka bir olay meydana gelse bile "Gece eğitimi var herhalde " deyip aldırış etmiyo -rum.Bazen sabah ekmek almak için yola çıktığımda, gece eğitiminden dönüşlerine tanık oluyorum koman -do eğitimi alan jandarmaların.Yağmur olanca şiddetiyle yağıyor geceden beri.Uzun pelerinlerinin altında ıslan- maktan korudukları silah ,cephane ,sırt çantası ile bi -zim askerlik yaptığımız dönemde görmediğim rulo ha- linde, herhalde yatarken yatak yerine kullandıkları bir eşya taşıyorlar sırtlarında.Yüzlerinde hiç bir yorgunluk belirtisi yok.Hatta yürüyüş kolunda, yanlarında yürü -yen komutanlarının görmez tarafından, bana el sallıyor- lar.Belli ki dağıtımları yakın.Ben de el sallıyorum onla- ra.Kim bilir akşam haber bültenlerinin hangisinde, şe -hit oldukları altyazıyla geçecek gözlerimin önünden. Onların hepsi benim oğlum ,benim kardeşim.Bayrağa sarılı şehit tabutlarını daha fazla görmek istemiyorum. Vatanları için ölecekler birer birer. Oysa yaşamalarını sağlarsak hep birlikte,onların vatan için daha çok yapa- cakları var.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.