MUTLU TAKLİDİ YAPAN ÇARESİZ KADIN…
Merhaba canım, gene ben geldim. Kusura bakma bugün biraz geciktim. Bilirsin işte günlük işler, faturalar, taksitler, ödemeler… Ama biliyor musun bugün seni çok özledim, gördüğüm herkesi sana benzettim. Eve gelip sana kavuşmak için neler yaptım bilemezsin.
Ama biraz kırgınım insanlara, güya akşama kadar oturup bir fotoğrafla konuşuyormuşum ben. Seni sadece bir fotoğraftan ibaret zannediyorlar. Bilmiyorlar ki bu kâğıt parçası benim yaşamamın tek sebebi. Bir de deli diyorlarmış benim için. Varsın desinler. Son iki yıldır kullandığım ilaçları seni unutmak için kullanıyorum zannediyorlarmış. Manyaklar!!! Ben seni hiç unutabilir miyim ki???
Buranın insanları çok iyiler, bu bana deli diyenler hariç tabi. Bana çok iyi davranıyorlar. Küçük ama sevimli bir şehir burası. Akşama kadar işyerimdeki işlerle uğraşıyorum.
Buradakilere seni biraz farklı anlattım, kusura bakma. Seni benim kocam zannediyorlar, eski kocam, yani eski ve rahmetli kocam… Kızma hemen bana, çatma kaşlarını öyle. Seni öldürmüş falan değilim ama onlara bu durumu açıklamamın başka bir yolu yoktu.
Hiç kavuşamamış olduğumuzu, senin aslında yaşadığını ve aslında senin bana yasak benim sana yasak olduğumu bilseler daha mı iyiydi sanki? Hem beni dul zannettikleri için kısmetlerimle de fazla uğraşmak zorunda kalmıyorum. Biliyorum sana yeni bir hayat kuracağıma söz verdim ama olmuyor işte, başaramıyorum. Bırak da senin özleminle yalnız olayım.
Sen beni boşver tamam mı? Ben burada günlerimi seni ve seninle geçirdiğim zamanları düşünerek geçiriyorum. Ben böyle çok mutluyum. Ama tek sıkıntım var o da doğduğum yerlere seni tekrar görürüm korkusuyla gelememem. Merak etme buna da alışırım zamanla. Sen mutlu ol bu dünyada gerisi önemli değil.
Hani bir gün arabada oturuyorduk seninle, her zamanki deniz manzaramızın karşısında. Birisi görecek diye gergindim yine ben ve sen bana sarılarak beni sakinleştirmeye çalışıyordun. Biliyor musun her zaman işe yarardı senin kokunu iliklerimle hissetmek ve sana doyasıya sarılmak. Beni alır çok uzaklara götürürdü… Sadece senin ve benim olduğum uzak diyarlara…
İşte o gün demiştin ya bana “Hadi gel her şeyi herkesi bırakıp buradan çok uzaklara, kimsenin bilmediği yerlere gidelim. Sevdamızı, aşkımızı gönlümüzce yaşayalım” diye… Biliyor musun o gün kabul etmedim ama bana bunu şu an, şu saniye söylesen hiç tereddüt etmeden, hiç kimseyi umursamadan seninle gelirdim. Hem de sonunun ölüm olduğunu bile bile…
Sen sanki beni şimdi yaşıyor mu zannediyorsun? Ben her gün binlerce defa ölüyorum, sensizlik beni öldürmüyor ama süründürüyor be sevdalım. Senin yanında olup, bir defa ölsem daha iyi değil mi?
Ben artık, içim kan ağlarken, mutluluk taklidi yapmaktan çok sıkıldım…
19.06.2007
YORUMLAR
Yazınız da 'aptal aşk'ı ve bilindik yansımalarını görmemek ne güzel.. Ki,onu 'saygısız sevgi'dir söylüyorum diye, bana kızıyorlar !
Bu tür yazılardan "gına" geldi artık...Oraya gönderme yapıyorum.
Oysa saygılı ve aklıyla olanı tam sevgidir. Sevgi duvarı aşılmış sevgidir bir başka söylemle...
Delilik betimlemeniz de çok yerinde olmuş. Arasında ince bir çizgi vardır bilirsiniz; öbür yanı ki,dahilik diyorlar..
Ne diyeceksiniz işte? Derler!.. Normalin nereden başladığını bilemeden derler hem de..
Bilmeden ve bildiğini bilmeden bir de üstelik !?
Boşverin desinler,inanın züğürt tesellisi olsun diye söylemedim.
Çok hoş anlatılmış..
Elinize ve akıl / duygu emek dengesinden çıkmış yazınıza saygı..
İyi geceler dilerim.