- 1346 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
BİR KADININ HİKÂYESİ…
Gecenin bir yarısı ıssız sokaklarda yürüyordu genç kadın, henüz yirmi sekiz yaşında ürkek ve çaresiz ağlıyordu sessizce.
Yanından geçen biri sırıtarak (belliki sarhoş) “Arkadaş istermisin güzelim” dedi.
Genç kadın koşarak kaçtı oradan, gözlerinden dökülen sicim gibi yaşlarla, içinden lanetler yağdırarak düşündü yaşadığı ihaneti.
“Neden ben, neden benim başıma geldi sanki nerde hata yaptım, daha ne kadar dayanacağım” takılmış plak gibi hep aynı düşünceler sorgulamalar, nereye gittiğini bilmeden öylece yürüyordu, bu ilk çıkışı değildi gecenin bir vakti,
ilk ağlayışıda değildi.
Artık dönmeyecekti yuvam dediği eve, iyide nereye gidecekti!
yoktu”ki çalacak bir kapısı, sığınacak bir limanı.
Birden bir düdük sesiyle irkildi, bekçiydi gelen yaklaştı kendisine
“Bacım gecenin bu vakti tehlikelidir ne işin var dışarıda”
Kadın yüzü kızararak uydurdu hemen bir yalan, yaşadığı hayatıda yalan üzerine kurulu değilmiydi, onunki masum bir yalandı.
“Çocuğum ateşlendi, gidip ilaç aldım dönüyorum zaten”
Dedi ve koşarak bir daha dönmem dediği eve doğru gitti, kapıyı çalarken kendini ufalmış küçülmüş gibi hissetti.
Kapı açıldığında her ikiside tek söz etmedi.
Erkek yatak odasına, kadın çocukların odasına geçti, kıvrıldı evlatlarının yanına.
İçinden kendine kızıyordu, çaresizliğine kahrediyordu.
Kim bilir beklide yavaş yavaş ölmek buydu ve o içten içe ölüyordu…
Ceynan—23- 09- 2007-- İst
YORUMLAR
BİR KADININ HİKÂYESİ…
Gecenin bir yarısı ıssız sokaklarda yürüyordu genç kadın, henüz yirmi sekiz yaşında ürkek ve çaresiz ağlıyordu sessizce.
Yanından geçen biri sırıtarak (belliki sarhoş) “Arkadaş istermisin güzelim” dedi.
Genç kadın koşarak kaçtı oradan, gözlerinden dökülen sicim gibi yaşlarla, içinden lanetler yağdırarak düşündü yaşadığı ihaneti.
“Neden ben, neden benim başıma geldi sanki nerde hata yaptım, daha ne kadar dayanacağım” takılmış plak gibi hep aynı düşünceler sorgulamalar, nereye gittiğini bilmeden öylece yürüyordu, bu ilk çıkışı değildi gecenin bir vakti,
ilk ağlayışıda değildi.
Artık dönmeyecekti yuvam dediği eve, iyide nereye gidecekti!
yoktu”ki çalacak bir kapısı, sığınacak bir limanı.
Birden bir düdük sesiyle irkildi, bekçiydi gelen yaklaştı kendisine
“Bacım gecenin bu vakti tehlikelidir ne işin var dışarıda”
Kadın yüzü kızararak uydurdu hemen bir yalan, yaşadığı hayatıda yalan üzerine kurulu değilmiydi, onunki masum bir yalandı.
“Çocuğum ateşlendi, gidip ilaç aldım dönüyorum zaten”
Dedi ve koşarak bir daha dönmem dediği eve doğru gitti, kapıyı çalarken kendini ufalmış küçülmüş gibi hissetti.
Kapı açıldığında her ikiside tek söz etmedi.
Erkek yatak odasına, kadın çocukların odasına geçti, kıvrıldı evlatlarının yanına.
İçinden kendine kızıyordu, çaresizliğine kahrediyordu.
Kim bilir beklide yavaş yavaş ölmek buydu ve o içten içe ölüyordu…
kadının kadınlarımızın çaresizliğini bir tamam yürek sesinizle kaleme almışsınız buruk ,acı ama gerçek bu biziz belkide ,belkide hepimizde kadınlığımız yarası içimizde toplumsal bir yanılsamalar yumağında kayboluyoruz sosyal çareler üretmemek bu içimizdeki çözümsüzlükler .teşekkürler.