- 686 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YALAK
Yağdan,terden,boktan kayış gibi olmuş hayvanların Ağa’nın keyfi iznine müteakip sulandığı,çatlayan atların,öküzlerin yol kenarında sıklıkla görüldüğü Yalak bayırı,Gölgen gölü kıyısından bakıldığında boynu bükük bir atı andırır.Gölgen’in kıyısında mahzun sessizliği bozan kurbağalar,söğüt ağaçlarının gölgesinin çekildiği yerde ortadan kaybolur;gölde balık tutan çocukların ilgisini üzerlerine toplar.
Onbeş yaşlarında naif,sersem görünüşlü Murat tuttuğu son balığı da poşete koydu. Babası sıkı sıkı tembihlemişti:
“Hayvanları yalağa götüreceksin,Ağa denen dangalak oradaysa gerisin geriye yürü.”
Ağa, yalak bayırında, bu dağları ben yarattım edasıyla,değneğini iki eliyle tutup ensesine vurmuş halde sağa sola emirler yağdırıyordu:
“Ne işin var burda,ne laf anlamaz adamsın ,mendebur!” diye çıkıştı. Murat,yağlı,sivilceli,terli alnını sildi. Gözlerini yerden kaldırıp Ağa’ya dikti:
“Ağa,Ağa’lığını bil. Senin yüzünden nice hayvanımız telef oldu. Bu su senin babanın malı mı ki karışıp durursun.”
Ağa beklemediği bu cevap karşısında neye uğradığını şaşırmıştı. Ağa ne derse o olurdu. Köylüler sadece “he” derdi “Ağa ne derse “he” deyin. “He de geç”. “He diyeceksin tamam mı oğlum he”
Köylüler Murat’ın bu başkaldırışı karşısında Ağa’nın ne yapacağını meraklı gözlerle izliyordu ki, Ağa değnekle Murat’ın kafasına vurdu;
“Defol,it oğlu,bidaha görmeyeyim su yok,geberin.”
..........
Köylüler, Gölgen’de söğütlerin gölgesinde balık tutar. Hanımlar el işi örür. Köpekler hırlaşır,kuşlar cıvıldar;balıklar oynaşır. Kurbağalar gölgeden gölgeye çekilir. Bir sessizlik olur ki,akabinde,sessizliği bozan fısıdaşmalar etrafı sarar;
-Şükür ki su derdimiz kalmamıştır artık.
-Deli at gibiydi,bir şaha kalkışı vardı ki göreydiniz ağalar.
-Yalakta herkesin gözü önünde boğdu gavuru!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.