AYNA,EKRAN VE KADIN
AYNA, EKRAN VE KADIN
Oda içersinde eski gardırop üzerinde bir boy aynası .Oda karanlık ve loş.Dışarısı oldukça serin bir sonbahar günü. Oda içersindeki duvar dibinde duran sehpa üzerinde elli yedi ekran TV ,altında ise bir VCD.Kadın can sıkıntısından oda içersinde gidip gelmeye başlar.Oldukça gergin olduğu her halinden belli olan kadın arada bir pencereye gidip perdeyi aralamakta ve camdan bakıp dışarıdan birilerini gözleyip tekrardan perdeyi kapar.Oda içersinde yarım bıraktığı turlarına devam eder.
Kadının yaşı ellinin üzerinde alımlı ama yüz çizgileri oluşmaya başlamış,endişeli zayıfça bir yüze sahip.Günler,hatta haftalar ve belki de aylardır bu oda içersine hapsolup,oda içersinde gidip gelmelerin kadın üzerinde olumsuz etki ve gerginlik bıraktığı kesin anlaşılmakta ve kadının tüm yaşamı bu odada geçmekteydi adeta.
Kadın bir ara koltuğa kurulup eline kumandayı alarak VCD ’yi çalıştırır.Ekranda kendi görüntüsü belirir.Koltuğa iyice kurulur.Yüzünde bir gülümseme belirir.Sağ elini yanağına götürüp okşayarak dolaştırır.Ekrandaki yüzün kendine ait bir yüz olmadığı hissine kapılır birden.Endişeye kapılır.Yüzünde bir üzüntü belirir,gözleri dolar.Seyrettiği CD on yıl öncesine ait bir filmde rol aldığı sahnelerden öteye bir şey değildi.Ani bir hareketle yerinden doğrularak VCD ’ye ilerler CD’yi yeni bir CD ile değiştirip tekrar yerine kurulmayı düşünürken birden fikir değiştirerek uzun üçlü koltuğa uzanır.Bu kez ekranda gelin ve damat.Bir düğün CD’si olduğu kesin anlaşılıyor.Bir müddet onu izledikten sonra sıkılır,CD’yi tekrar değiştirir.Bu kez ekranda biri kız biri oğlan iki çocuk belirir.Kadının yüzü sevimli bir hal alır.Kadın uzanmış olduğu koltuktan kalkıp konsoldaki ayna karşısına geçer,vücudunu inceler bir müddet.Sonra eli kalçalarına gider,okşar.Bir müddet sonra ondan da sıkılıp pencereye gider,dışarıyı seyretmeye koyulur.Sonra dönüp masada duran sigara paketinden bir sigara çıkarıp yakar.
Duvar saati gongunu vuruyor.Vakit epey geç olmuş olduğunu görünce buz dolabından dünkü yemeği ısıtıp yedikten sonra tekrar TV karşısına geçip kanalları karıştırır.İstediği bir kanal bulamayınca TV’yi kapatır ve bu kez de gidip gardırop çekmecesinden bir fotoğraf albümü çıkartıp eski günlere ait resimlere göz atar,anılarına dalıp gider.
Saatin epey geç olduğunu anlayınca yan odaya geçip uyur.
Duvar saati gongu vurunca bu kez saat öğlen on iki yi gösteriyordu.
Kadın yataktan kalktığında vücudunda derin ağrılar ve sızılar duyarak uyandı.Bir müddet yerinden doğrulamadı orasını burasını ovuşturdu.Yataktan güçbela kalkınca hemen aynanın karşısına geçti.Yüz çizgilerinin düne nazaran daha belirgin olduğunu düşündü.Sanki birkaç yıl daha yaşlanmış görünüyordu.Tuvaletini yapıp elini yüzünü yıkadıktan sonra beş on dakikalık kültür fizik hareketleri yapar.Duşunu aldıktan sonra tuvalet aynasının karşısına geçip günlük makyajını yaptıktan sonra kahvaltısına oturur.
Kadın belli ki bir zaman sonra kendine monoton bir yaşantıyı iş edinmiş,onun dışına ya çıkamıyor ya da çıkmak istemiyordu.Dünkü yaptığı şeylerin tamamının aynısını bugün de yapmaya çalışıyordu.TV izlemeye koyuldu bu saatler sürdü.Bir ara telefon çalar.Kadın heyecanla ahizeyi kulağına dayadığında yanlış numara olduğu anlaşılınca hayal kırıklığına uğrar.Kendini avutmak olsa gerek,günlük yaşamdan soyutlamak için ayna karşısına geçip rol yapmaya başlar.Sanki karşısında biri varmış gibi ustaca rol yapıyor,arada bir soyunup soyunup giyiniyordu.Durmadan azıcık yağlanmaya yüz tutmuş vücudunu ayna karşısında tekrar tekrar inceliyor ,sanki eski günlere dönme çabası içersindeydi.Göğüslerini,kalçalarını okşarken gözlerini kapatıyor kim bilir daha önce beraber olduğu erkeği hayal ediyordu.
Duvar saati gece ikiyi gösterirken odanın içerisi ağlama hıçkırıklarıyla doldu bir an.TV açık bir durumdayken birden ekranda bir erkek çocuk belirir ve :
’Anne,anne !,diye seslenir.
Kadın irkilerek yattığı yerden doğrulur ve sesin hangi taraftan geldiğini anlamaya çalışır.Sonra ekranla yüz yüze gelince kadın ,çıplak yattığının doğru bir şey olmadığının kanısına varmış olsa gerek,hemen mahremiyet yerlerini örtme gereksinimi kanısına varır.Çocuk :
’Anne!Neden yapıyorsun bunu?Beni üzmeye ne hakkın var?Bak!Babam beni nasıl dövdü (kızarmış olan avucunun içini gösterir).Hem de kızılcık sopasıyla.Görüyor musun nasıl şişti?’
Anne :
’Nasıl ?Eskisi gibi güzel buluyor musun beni?’
’Anne!Ablam beni bir hiç yüzünden dövdü.Neymiş efendim dolaptan pastasını alıp yedim diye.Söyle anne neden pastanın en büyük payı ona düşüyor?Neden bir türlü eşit bölmüyorsun pastayı?’
’Artık elbiselerimin içersinde kayboluyorum.Hayret !Başkaları durmadan kilo alırken,ben elbiselerimin içersinde eriyip gidiyorum.Tıpkı ilerleyen zaman ,içersinde eriyip giden hayatım gibi yo olup gidiyorum.
Ekrandaki çocuk ve sesi giderek kaybolur.Bu kez ekranda büyük bir kız çocuğu belirir:
’Yalçın beni sana şikayet yine şikayet etti değil mi?’
Anne az önceki tavrını sürdürür:
’Sen söyle kızım,eskisi kadar olmasa da yine güzel olduğumu söyle?’
’Anne,güzellik dediğin şey gelip geçicidir.Asıl önemli olan şeyler de var bu dünyada.Ama sen sinemada oyunculuk uğruna hayatımızı mahvettin.Bir rol versinler de ne olursa olsun anlayışı yüzünden bizlerden uzak kaldın hep.Sinema senin için bir tutkuya dönüşmüştü artık.Bu yüzden yuvamız dağılmadı mı anne?Babam bu yüzden alkolik olmadı mı anne?Sana soruyorum.Neden susuyorsun anne?O olanlardan sonra seninle birlikte olmamızın bir anlamı var mıydı söyle?
’Ama...
’Aması maması yok.Hoşça kal anne.
Bu kez baba ekranda belirir:
’Neriman,yemeğim nerde?Elbisem yine ütülenmemiş.Yarın bu vaziyette nasıl işe gideceğim.Senin umurunda mı.Varsa yoksa oyunculuk ve birde o lanet olası ayna önemli senin için.Yine ayna karşısına geçip bütün gün kendini seyredip durmadan saçını taradın değil mi?Tıpkı oğlumuz Yalçın’ın top peşinde koşarken trenin altında kaldığı gibi gün gibi.’
Kadın ağlayarak hıçkırıklara boğulur.Ani bir hareketle masanın üzerinden küllüğü kaparak olanca gücüyle aynaya fırlatır ve ayna kırılır paramparça olur.
’Peki sen neden bana destek olmadın?Alkollü araba kullanıp ölmen de benim yüzünden mi söyle?Söyle!’
Akşamın geç vakti TV’deki erkek sunucu haberleri sunarken kadın halen hıçkırıklarla ağlıyordu.
Eylül 2006