on yıllık yaşı var..
’bak sana gözyaşımı hediye ediyorum’..
(son)
son gündü..elimde o unutulmaz yıllıklardan kalan yorumları ve arkadaşımdan çok pahalı da olsa satın alabildiğim resmi(ve bir de son güne saklanmış verilen sözler-birini en fazla ne kadar sevebilirsin-zaman olarak değil)..ve dört yılımızın geçtiği o kapıdan ilke kez beraber çıkıyorduk,bu zamanın hatırına ’tanıdığım en iyi kız’ bana istediğim fırsatı önüme sunmuştu,yılların ’hayır’ı bir günlüğüne misafir olmuştu yüreğime..uzun yol boyunca konuşmadık,sahile gelene kadar zaten yoktu sesim..bir teknede balık ekmek yerken bile gözleri bir günlüğüne üzerimde hayatımın en tatlı rüysaı gibiydi..üzerimde en sevdiğim kıyafetim,yanımsa en sevgilisi,dudaklarımda deniz haşırtısı,kulaklarımda dalga uğultusu-hangi cennet bana bunu verebilirdi ki..veda dakiları başladı..süregelen hayatımda en uzun ’an’ ları yaşadığımı başka bilmem..ardından denizin sahille birleşen nadir bulunan(aslında bence eşsiz) hep hayalini kurduğum yere gittik-ve hala hiç konuşmamıştık..onsan alacağım bir kez daha ’hayır’ cevabını duymamak için di-korkumdan dı belki bilmem sadece izledim ve yüreğime kazıdım malesef..belli belirsiz bakışlarıyla geçti günümüz ve onu bırakıyordum işte az sonra evine,ne saatler ne de dakikalar vardı artık-yalnızca bir kaç nefes uzaklık..ve son bir çırpınışla söyleyiverdim..’özür dilerim-seni çok seviyorum’ ama her zamanki gibi onun cevabı daha acıklı ce daha alacaklıydı-benden kalbimi,yüreğimi almıştı..(cevabı yukarıda)..