- 1472 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Anneler Her Zaman Sever
Sıcak bir Yaz günü apar topar evinden çıktı genç adam, sinirliydi, asabiydi birazda, havanın sıcaklığı da buna tuz biber eker olmuştu.
Evde annesine; ben artık evlenmek istiyorum dedi. Annesi sert çıktı, küçük düşürdü, ne hakla istiyordu evlenmeyi, ne işi vardı, ne parası, ne yarını, hiçbir şeyin yoktu senin, elin kızını ne ile doyuracaksın.
Kızdı annesine. Kapıyı sertçe vurup dışarı attı kendini. Haklı mıydı annesi, durup durup bu soruyu soruyordu kendisine, evlenmeyi istemek yanlış bir davranış mıydı, otuz iki yaşıma geldim, en doğal hakkım bu, Yarın bir gün iş de bulurum, çalışırım, evime bakarım, kimsenin yüzünü kara çıkarmam, ama annesi öyle söylemiyordu, şöyle söyleseydi yine de bir umut parlardı içinde, çalış, para koyalım kenara, borç harç alır ordan burdan, yaparız senin düğününü, ama hiçbir şey istediği gibi olmadı, kimi görüp beğendiyse annesinin sert tavırları ile karşılaştı, annesi kızları beğenmediğinden mi, yoksa oğlunu evlendirmek istemeyişinden mi böyle yapıyordu.
Anlamış değildi. Her geçen gün, genç adamın aleyhine işliyordu, kendini içkiye verdi, akşamları geç saatlerde eve uğrar oldu, bazen gitmiyordu bile, lanet olsun o eve, o kadına diyordu, arkadaşları sert çıkıyordu, yapma etme, annendir, cennet annelerinin ayakları altındadır unutma, boş laf bunlar deyip geçiştiriyordu.
Neden annesi böyle yapıyordu, anlayamıyordu, Babam olsaydı, derin bir özlem duydu babasına, on yıl olmuştu babasını kaybedeli, askerden yeni gelmişti, iki gün sonra babasını kaybetti, acı üstüne acı, hayat derin bir kederin içine hapsetmişti onu, şimdi bir tek isteği vardı hayattan, bir kadın, bir hayat arkadaşı istiyordu, çoçuk özlemi mi acaba bu benimkisi diye sordu kendine, düşündü, komşunun çocuklarını anımsadı, ne kadar da şirindiler hepsi, öyle çoçuklarım olsun istiyorum işte, evim olsun, eşim olsun. Olmuyordu, hayat mutlu olmasına izin vermiyordu onun, annesi, ah bu anne kelimesi bile tuhaf geliyordu artık ona, anne anne demek istemiyordu artık o kadına, bazen neden anneme gizli bir kinim var, annem o benim diyordu, ama annesinin bu evlilik kararına karşı tavrı, herşeyi değiştiriyordu, sevmiyordu annesini, sevmediği için de hayret ediyordu kendine, ne tuhaf şey diyordu, annemi sevmiyorum, herkes tapar annesine, hediyeler alır, çiçekler götürür, ben yüzünü dahi görmek istemiyor, sesini bile duymak istemiyorum, bazen öldüğünü düşünüyor, derin düşüncelere dalıyordu, ölümü düşünmek pişmanlığı getiriyordu yanında, yanlış mı yapıyorum acaba diye sordu sorguladı kendini, sonuçta annem, iyi de olsa, kötü de olsa, benim kötülüğümü istemez, vardır bir bildiği, o yüzden evlendirmek istemiyordur beni, böyle düşünüyor, annesine olan sevgisi tekrar büyüyordu içinde, ama yalnız kaldığında o gizli kin tekrar ortaya çıkıyordu, hastalık gibiydi ve git gide büyüyordu insanın içinde, odasına kapandı, sigara üstüne sigara içti, gece geç vakit dışarı çıktı, annesi çoktan uyumuştu, gittiğini duydu ama, kalkıcaktı, vazgeçti, kızar diye düşündü, tekrar yorganına sarıldı, uyumaya başladı, bir ara uykunun arasında nefesi kesilir gibi oldu, nefes alamadı, gözünü açtı hafif kalkacak gibi oldu, kalkamadı, kalbi durmuştu, sessizce çekip gitmişti hayattan, üç gün sonra eve gelmişti genç adam, evin kapıları kilitli, mahalle derin bir sessizliğin içine gömülmüştü, yan komşuya gitti, sorup soruşturdu, neden kilitliydi kapı, neden kimse konuşmuyordu, annesi nerdeydi, nereye gitmişti, hiç evden çıkmayan kadın, nasıl olur da çekip giderdi haber vermeden, yoksa öldü mü. Kadın sustu, cevap vermedi, Anneniz sizlere ömür evladım, üç gün önce, gece uykusunda kalp krizi geçirmiş, başın sağolsun evladım, genç adam oracıkta yere çöktü, ağladı, ağladı, saatlerce ağladı, gözyaşları dinmek bilmedi, meyhaneye gitti, içti içti, unutmak istedi kinini, annesine olan sevgisini özledi, akşam eve geldiğinde çok sessiz göründü ona ev, bir mezardan farksızdı artık, annesinin odasına gitti, yatağına oturdu, çekmecelerini açtı, resimlerine baktı, ikinci çekmecede büyük bir zarf buldu, üzerinde kocaman bir oğluma sevgilerimle yazıyordu, zarfın içini açtı, para, bilezik, yüzük herşey vardı, bir de kağıt vardı, açtı kağıdı, Canım oğlum, bunları senin için biriktirdim, bir köşeye bıraktım, yarın bir gün evlenecek, çoluk çoçuğa karışacaksın, bunları dar gününde kullanırsın, sen istiyordun hep ama, ben paranın azlığından dolayı sana karşı çıkıyordum, şimdi herşey hazır, umarım dilediğin insanı bulursun, Seni her zaman Seven annen...