Ufak bir oyun
Tırnaklarım ve ben ufak bir oyun oynuyoruz aramızda. Üzerindeki ojeleri yiyerek mi ?,
daha hızlı tüketirim yoksa elimle sökerek mi?
Ben yemekten yanayım ama oda can acıtıyor işte.
Hep canım acıdığında bende tırmalarımın canını acıtıyorum.
Yarım yamalak bırakıyorum onları ortada.
Sonrada elimi saklıyorum kendimden ve çevremden
Minibüste para uzatırken , bir cafe de sigara içerken ya da klavyede yazı yazarken.
Kendi ellerimden utanıyorum. Kendi sinirimden dolayı.
Nasıl ki bazen kendi sevgimizden utanırız gururumuzdan dolayı,
Ya da kendi işimizden sıkılırız yeteneksizliklerimizden dolayı.
Aynı onun gibi
Kendimizi yiyip bitiren ömürle beraber hayat uzun uzadıya geçerken,
geride sadece yarım yamalak tırnaklarımız kalıyor.
Tırnaklarımızla kazıp geldiğimiz hayatımızda
YORUMLAR
geride sadece yarım yamalak, tırnaklarımız kalıyor.
Tırnaklarımızla kazıp geldiğimiz hayatımızda.
bu hayat hep aşk için olsa gerek ya da sevgi...
finali güzel betimlemişsiniz.
bazen tırnaklarda kalmayabiliyor birileri söküp giderken ömrünüzde.
tırnagınızdaki ojeyle sizi birleştirdim ya da özdeştirdim.
siz ojeyi kopartırken hayat buna iteliyordu ve aslında hiç o ojeleri koparmadınız dişinizle...
hep birileri kopardı ve siz sadece vesile oldunuz hayata...
anlatım kelimelerin kısa ve dolu oluşu yazınızı okunur kılıyor.
bu da yormuyor okuyanları.
yureginize ve kaleminize saglık.
saygıyla...