VESVESE
VESVESE
Adam o gün nedense pek telaşlıydı.Sabah tıraşını olmuş olduğu halde,tekrar tekrar aynanın karşısına geçiyor,alınmadık bir kıl,tüy var mı diye bakınıp duruyordu.Keza ona yaz geldiği için en çok onun atletik bedenine yakışan mavi çizgili tişörtünü giymiş ayağına da blu jeansını çekmişti.Boy aynasından kendine şöyle bir bakındı,döndü.İyiydi iyiydi.Saçlar hafif kırlaşmasına rağmen çoğu genç yetmelere taş çıkartırdı.Hem sonra o da tecrübesinden biliyordu ki şimdiki genç kızların bile şakakları kırlaşmış,olgun erkekleri tercih ettiği.Hem bu gün buluşacağı kadın öyle genç kız filan da değildi ki.Otuzun epey üstünde ama güzel mi güzel bir kadın.Nasıl dese onu ancak resimlerdeki kadar biliyordu.Kumral,mavi gözlü çok güzel bir kadın işte.Bir de kız çocuğunun olduğunu biliyordu.Fazla da bir şey bildiği yoktu adamın.Daha doğrusu adam arada bir merakını yenemeyip soruyor,kadınsa kaçamak cevaplar veriyordu.Belli ki kadın bu tür sorulardan sıkılıyordu.Adamın en çok merak ettiği ise kadının evli olup olmadığı idi.O konuda adam pek emin değildi.Dul olduğunu söylese adam belki dulluğundan daha çok faydalanır düşüncesiyle kadını daha çok ürkütmek istemiyordu.Nedense hayatından onca kadın geçmesine rağmen yıllar geçmiş,yaş kırkın epey üstüne gelmiş biri olarak duyduğu bu haz ve heyecana kendi bile inanamıyordu.Ah!İlahi tutku sen nelere kadirsin.Yer ve mekan farkına bakmazsızın tatlı esinti telaşınla yirmilik delikanlı enerjisiyle fıkır fıkır sahnedesin işte.Aktörü aynı sadece aktrisleri farklı bu kez.Ansızın cep telefonu çaldı.Hayırdır inşallah neden arasındı ki.Az önce Konak İskelesinde iki saat sonra buluşmayacaklar mıydı?Yoksa bir aksiliğin çıktığını mı söyleyecekti ona.Aman tanrım buluşmaya o kadar da kendini adapte etmişken.Cebi çıkardı baktı arayan Nalan’dı.Hayret aradan bir yıl geçmiş ilişkilerinin bittiği nerdeyse.Nerden aklına esti durup dururken aramak.Mutlak bir işi düşmüştür gene Ekrem’e.Kendinin olmasa bile kendisi gibi dul bir bayan arkadaşınındır mutlaka:
“Efendim .”
“Benim ben.Nalan.Tanımadın mı?”
“Tanıdım.Buyur?”
“Ne demek?Bir merhaba demek yok mu?”
“Nalan üzerime gelme de söyle ne istediğini.”
“Ayol ille bir şey istemem mi gerekiyor?”
“Yani.Sen kendini benden iyi tanırsın.Anlatmama gerek yok sanırım.”
“Kocam öldü ne aradın ne sordun Ekrem.Bunca yıllık arkadaşlığımıza rağmen.”
Senin istediğinde bu değil miydi?
Kadın telefonda tiz bir kahkaha kopardıktan sonra.
“Ah!Canım.Demek bu yüzden ne arayıp ne de sordun.”
“……..”
“Tam da bu kadar servete sahip olmuşken.Oğlum ne aptal şeysin sen öyle.”
“İyi işte.Paranda gözüm olmadığını anlamış oldun böylelikle.”
“Nerdesin şu anda?Ne yapıyorsun?”
“Sana ne!Seni ne ilgilendirir.”
“Ooo!Bizim beyefendi horozlandığına göre yine birini bulmuş galiba.”
“…….”
“Söyle.Yine yakıcı yeşil gözlerinle hangi kadının kanına girdin?
“Bak Nalan benden ne istediğini söyleyecek misin?Yoksa…”
“Dur!Telefonu kapama.Niçin o kadar sinirleniyorsun?”
“Aradan ne kadar zaman geçtiğinden haberin yok senin galiba?Biz bu ilişkiyi bitirmedik mi senle?”
“Yoo.”,dedi telefondaki ses.Sadece biri birimize kapris yaptık o kadar.Hala biri birimizi arzuladığımıza eminim.Hadi gel seni istiyorum.”
“Hevesini başka birine sakla.Senin zevkine hizmet edecek fino köpeği yok karşında.Hadi hoşça kal.”
Adam telefonu kapadı ve sessize aldı.Kadın birkaç kez çaldıysa bile açmadı telefonu.
Aradan on beş dakika geçti saatine baktı.Henüz bir buçuk saatten fazla vardı.Ne yapacaktı.Az düşündü.Aklına arada bir gittiği bar geldi.Gidip bir iki tek cin atar,heyecanı yatışırdı.Öyle de yaptı hani.
Az sonra Ekrem,bardan adımını atınca o günlerde Sezen Aksu’nun o popüler şarkısı onun duygularına denk düştü:
“Aaaah!Yanmışım ben!Aaaah!Sönmüşüm ben.”
Ekrem ard arda cini içince derin arzuları kabardı.Hani o da yanında olsaydı fena mı olurdu yani?
Bu arzular uğruna değil miydi ki onca kadınları mutlu edişi.Bir aşk tanrısı Eros gibi.Ya da Tom Robins’in “Pancar’ın Dansı’ndaki seks sembolü Alobar gibi.Canlıları elini, ayağını çözen,insan ve tanrıların yüreklerini,akıl ve iradelerini ellerinden alan bu güç Allah tarafından verilmişti ona ve bu görevi layıkıyla yerine getirmeye çalışıyordu Ekrem.Bir başka deyişiyle çevrenin ona taktığı Alain Delon Ekrem.Hangi ortama girerse girsin,hangi kadınla karşılaşırsa karşılaşsın mutlaka ve mutlaka biri bakmazsa biri mutlak bakardı Ekrem’in çekiciliğine.evl kadın,dul ve kız olsun hiç fark etmezdi onun için.Bir seksen boyu,siyah düzgün saçları,yeşil gözleri ve atletik vücut yapısıyla tam çoğu kadınların aradığı tipti o.O kadınları aramaz,kadınlar onu bulurdu bir şekilde.Tıpkı az önce Nalan’ın onu bulması gibi.Aklına en zorlu kim çıktı diye düşünürken birden Karşıyaka’lı Filiz geldi.Filiz de filizdi hani.Oğlunun yatılı olduğu okula gittiğinde tanımıştı onu.O gün veli toplantısı vardı.Oraya nedense gelen velilerin çoğu kadınlardı.Erkek olarak gelen üç kişilerdi.Ekrem,canı sıkkın bahçede dolaşırken birden kadınların içersinde kendi boyuna yakın uzun boylu siyah saçlı ve beyaz tenli Afrodit’ini gözüne kestirdi hemen.Kadın bir içim suydu.Tıpkı manken fiziğinde hatta çoğu mankenlerden güzel bir kadındı.Kadın,Ekrem’in ona baktığını farkedince hemen yüzünü çevirdi.Tanrım bu güzel kadını yatağına alan seven şanslı erkek kim?Diye için için kendini yedi bitirdi Ekrem.Kadın nereye adım atsa onun peşinde sözde onunla tesadüfen çarpma ya da karşılaşma pozisyonu yaratacak ama ne gezer.Kadın çok uyanık.Her şeyin farkında.Ekrem,tüm kadınların ona olan ilgisinden sıkılmış,onun peşine düşmüştü:
“Ekrem bey1”
Sesin geldiği yöne döndü baktı Okul aile birliği başkanı Serap hanımdı ona seslenen.İstemeden de olsa:
“Buyurun Serap hanım.”
“Veli arkadaşlar sizi aramızda görmek istiyorlar.”
Kusura bakmayın.Başka birini bulun.Benim uğraşacak vaktim yok.”
“Peki ben rica etsem.”
Ekrem, sesin geldiği tarafa döndü.Tam hayır diyecekken karşısında az önceki Afrodit’i görmesin mi!”,Dili tutuldu birden.Ne yapacağını şaşırdı bir an:
“Şeey!Pek tabii ki.Neden olmasın.”,bereket kendini çabuk toparladı.Bunca yıllık kazanovanın düştüğü komik duruma bak.Kadınlar eli ayağına dolaşan erkeklere katlanamazlardı bildiği kadar.
“Ama bir şartla.”
“Neymiş şartınız?”,Allahım bu kadar güzellik olmazdı yani.Ekrem bir an bu kadının etkisinden kurtulmak için vücudunun muhtelif yerlerinde kusur aradı durdu,ama gözle görülür en ufak bir kusur bulamadı Filiz’de.
“Eğer siz de bu faaliyet içersinde beni yalnız bırakmayacaksanız evet.”,Serap hanım atıldı hemen:
“Filiz hanım benim yardımcım.”
“Ah!Öyle mi?”
“Ne kadar da aptalım.”
“Rica ederim,dedi Filiz.Sizin okula pek uğramadığınız belli oluyor anlaşılan.”
“Anlaşılan ne kadar aptal biri olduğum da alnımda yazılıyordur”,diye mırıldandı Ekrem.
“Anlamadım?”,dedi Filiz.
“Yok bir şey.Haklısınız demek istedim sadece.”
“Serap hanım!”diye seslendi müdür.
“Bir saniye ayrılmayın hemen geliyorum”,diyerek onları yalnız bıraktı Serap hanım.Ekrem’in içi içine sığmıyordu.Bir an önce ne yapıp etmeli bu kadına sahip olmalıydı.Yoksa kendine lanet okuyacaktı.Ama nasıl?Ama işin en zor yanı hallolmuştu ona göre.
“Kuzum burada çay içecek bir yer vardır her halde?”
“Ah!Dalgınlığımı bağışlayın.Elbette.Olmaz mı.Buyurun size dernek odasında çay ısmarlayayım.”
Çayı getirip ikram ederken göz göze geldiler.Filiz ela gözlü çok güzel bir kadındı.İkisi de biri birine çok yakışıyordu.Ekrem dayanamadı patladı sonunda:
“Kuzum,çirkin bir tarafınız yok mu sizin?”
Kadın’ın aldığı bir yudum çay genzini yaktı.Kızardı,bozardı.Ne tuhaf bir adamdı bu böyle.Henüz tanışalı on dakika bile olmamışken.Evli bir kadına ne cüret.Ekrem devamını getirdi.
“İlk karşılaştığımızdan bu yana gözümü sizden ayıramıyorum.Çok güzelsiniz.Aklımı başımdan aldınız.”
“Özür dilerim.Kalkmak zorundayım.”
Çay bardağını masaya koyup kalkmaya davranırken Ekrem,kadının bileğine yapıştı hemen:
“Dernek mernek umurumda değil.Sırf siz varsınız diye girdim.Bundan sonra da sizin için geleceğim bilmiş olun.”
“Bırakın kolumu.Bir gören olacak yanlış anlayacak bizi.Hem ben evli bir kadınım.Utanmıyor musunuz evli bir kadına asılmaya.Biz burada sakat çocuklarımız için bir şeyler yapma gayreti içersindeyiz.Sizse….
Ekrem göz ucuyla sağını solunu kontrol ettikten sonra ani bir hareketle kadını kendine çekti dudaklarından öptü.Kadın neye uğradığını şaşırdı.Güç bela kendini Ekrem’in kollarından kurtarıp okkalı bir tokat suratına geçirdi.Oradan uzaklaştı.
Ekrem,kızaran yanağını ovaladı durdu bir müddet.Bunun hesabını vermeliydi bu kadın diye iç geçirdi.
Ekrem arkadaşının spor salonunda bunları Sarı İsmail’e anlatırken.İsmail’in kahkahaları salonu çınlatıyordu.
“Demek en sonunda dişli birine çattın?Pervin,bize iki neskafe getir,diye yanında çalışan asistanına seslendi.”
“Tabii.Hemen.İsmail Bey.Şimdi getiririm.”
Ekrem,neskafeyi getiren asistan kızla göz göze geldi.Bakıştılar.Hoş kızdı.Orta boylu beyaz tenli.Hepsi o kadar.Ama O.Unutamıyordu.Ne O’nu ne tokadını.
“Yeni mi bu kız?”
“Hı hı.”
“Öbürüne ne oldu?”
“Burayı fazla sahiplenmeye başladı.Tabii bizim hanımın gözünden de kaçmadı.Allahtan da evliliği güç bela kurtardık.”
“Sen rahat durmazsın oğlum.Benden aşağı kalır yanın mı var?”
“Yok be Ekrem.Bana kalırsa sen de evlenecek misin,yoksa sürekli beraberlik mi yapacaksın?Ne yapacaksan yap bir an önce.Bizim hovardalık yaşımız çoktan geçti.Ben bakıyorum artık elimdekini kaçırmamaya.”
“Yok be İsmail.Bulsam evlenmez miyim öyle biriyle.”
“Oğlum sen de gidip olmayacak kadınların peşinden koşarsan sittim sene bulamazsın tabii ki.”Hovardalığın da bir raconu vardır.Biz sana böyle mi öğrettik?Git evli karılara askıntı ol ulu yerde?”
“Bana bak.Dökmeyeyim kirli çarşaflarını senin ha!”
O an telefon geldi.Pervin,İsmail’e seslendi:
“İsmail Bey telefon size”
Tekrar bakıştılar.Ama bu bakışmanın Ekrem’e bir yarar sağlayamayacağı bir bakışmaydı bu hepsi o kadar.
Ekrem,bir müddet okul toplantılarından uzak durdu bilerek ama bilmeyerek.Derken,bir gün o hoş berrak ses işteyken seslendi:
“Ekrem Bey nasılsınız?”
Ekrem bu sesi tanıdı hemen.O an tüm kızgınlığı siliniverdi birden bire.Neredeyse seni seviyorum evlen benimle deyiverecekti.Kendini zor tuttu.
“Buyurun Filiz Hanım”
Çoktandır gelmiyorsunuz derneğe?”
“Nasıl geleyim Filiz Hanım.O şamarı yüzüme indirdikten sonra?”
Kadının kahkahaları telefonu çınlattı.
“Çok mu komik”
Siz özür dileyin.Ben de.Bu iş olmamış gibi davranalım.Derneğimiz sizden ve benden yarar bekliyor.
“Ama….”
“Ama maması yok.Lütfen o anı hatırlamak dahi istemiyorum,unutun gitsin.”
Derneğinizin de sizin de.Diyecekti ki.Diyemedi.Otistik çocuğu vardı nihayetinde.
“Tamam.Özür dilerim.”
“Siz de kusura bakmayın.Canınızı acıttım.”
Ekrem,o toplantıya da gitti,öbür toplantılara da.Hatta beraber yalnız kalıp dertleştikleri de oluyordu.Bir gün iş çıkışı okula uğramış,çocukları hafta sonu eve getiriyorlardı.Ekrem,Filiz’e gelmemesini onun çocukları getireceğini söylemişti.Kadın nedense hayır diyemedi.Ekrem,çocukları eve getirirken Filiz onları kapıda karşıladı.
“Çok teşekkür ederim.Size zahmet verdim.”
“Rica ederim.Biz dostuz.Dostlar arasında böyle şeylerin lafı mı olur.”
Kadın,Ekrem’in gitmesini bekledi,ama Ekrem,içeri alınmayı bekliyordu.
“Hava da bayağı sıcak.Soğuk bir suyunuz var mı?Ya da içecek bir şey?”
“Ah!Tabii.”,dedi Filiz.Ekrem de fırsat bu fırsat deyip adımını içeri attı.Kadın bu durumdan pek hoşnut kalmamıştı.Ekrem,eve dalar dalmaz sağı solu incelemeye başladı:
“Demek oturduğun yer burası.”
“Evet.Burası”.
“Evin güzelmiş senin kadar.
Kadın,mutfağa yönelip suyu getirdi.Ekrem koltuğun birine kuruluvermişti hemen.Salon çok güzel ve sade döşenmişti.Yerde İran ipek halısını gören Ekrem,avize ve şamdanların birer antika eserden oluştuğunu fark etti.Bunlar bir servet değerindeydi.Belli ki ev sahibi zevkine son derece düşkündü.Afrika’da açlıktan kemikleri sayılan insanları düşünerek şu an karşısındaki kadının sütun gibi güzelliğini unutarak ondan nefret etti.Hatta kin kustu.Çocukluğu hep parasızlık ve yoksullukla geçmişti.Okul kantininde erkek arkadaşları sırf ondan yararlanarak,yanlarına onun sayesinde kızlar gelir düşüncesiyle Ekrem’i kantine götürürler,tost,coca cola,fruko ısmarlarlardı.Ekrem de bu gidişattan hiç de şikayetçi değildi.Ne de olsa lise yılları insanda ne gurur bırakırdı ne de onur.Bunları düşündü,daldı Ekrem:
“Buyur suyun.”
“Teşekkürler.Çocuklara baksana ne kadar çabuk biri birlerine uyum sağladılar.”
“Ah!Evet.”,diyebildi sadece.Cep telefonu çıkardı saatine göz attı Ekrem anlasın diye.
“Kocan gelecek her halde?”
“Ha!Evet.Birazdan gelir.”
“Gelsin.Ne var bunda korkacak?Hem bu vesileyle tanışmış oluruz.”
“Olmaz.Yeri zemini uygun değil.”
Gel.Otur yanıma.Rahat ol.Filiz bu durumdan rahatsız olmaya başlamıştı ama belli etmemeye çalışıyordu elinden geldiğince.Oturdu ama karşısına.
Ekrem,elindeki bardağı cam sehpanın üzerine koydu.Dışarıdan güzel bir bahar esintisiyle birlikte kuş cıvıltıları dolduruyordu etrafı.Ekrem göz ucuyla çocukları kontrol etti.Oğluyla Filiz’in kızı yerde çömelmiş oyuncak bebeklerle oynuyorlardı.Ekrem yavaşça kadına sokuldu:
“Filiz.Seni seviyorum.Evlen benimle.”Mutsuz olduğunu biliyorum.Fazla zorlama kendini.
“Lütfen saçmalama”.Bırak kolumu.Çocukların gözü önünde…”
“Sen de beni istiyorsun bunu hissediyorum.”
Ekrem,Filiz’in yanına sokuldu yanaklarını ve boynunu öpmeye koklamaya başladı.Buna hiçbir kadın dayanamazdı ama Filiz direniyordu:
“Aaah!”,dedi derinden daha fazla dayanamayarak.Kocasını eve geleceği filan yoktu.Yalan söylüyordu.Orduda Kurmay yüzbaşı olan kocası tatbikata katılmış,en az bir hafta dönmeyecekti eve.Ekrem’in bundan haberi yoktu pek tabii ki.Şanslı bir günündeydi Ekrem.Filiz’in de adet sancısı yeni bitmişti,yani en az o da Ekrem kadar istekliydi bu birleşmeye.
Daha fazla direnemedi Ekrem’e kendini divan’a koyuverdi.Ekrem o an Afrika!da ki açları unutmuş,beyninde yer eden efsanevi buğulu sesiyle Sezen Aksu’nun eşsiz yorumuyla “Ah1İstanbul İstanbul olalı.Hiç görmedi böyle keder,böyle dert”le kadının üzerinde devinimlerini yavaşça artırdı.Çocuklar ah!O her şeyden habersiz masum çocuklar tüm her şeyden habersiz kendi dünyalarındaki çocuklar.
-----------------------------------------------------------------
Ekrem,saatine baktı vakit yaklaşıyordu.Hesabı ödedi ayağa kalktı.Artık Filiz’i düşündüğü yoktu.O günden sonra sık sık beraber oldular.Kocasını tayini Malatya’ya çıkınca İzmir’den taşınıverdiler.Birkaç telefondan görüşmesinden başka da hiçbir şey kalmadı anılardan başka.
Yolda adımlarını sıklaştırırken cep telefonu çaldı yine:
“Ağbi,Murat yoğun bakımda durumu çok ciddi.Neden görmeye gelmiyorsun ?Ne yaptı sana bu kadar?”
“Bir şey yaptığı filan yok.Vaktim olmadı işte.Ne var bu kadar büyütecek yani?”
“Ağbi.Anlamadın galiba.Adam ölüm döşeğinde.Ne vardı sanki son nefesinde gelip görsen.”
“Bugün olmaz.Bir yere sözüm var.Yarın belki.”
Deyip,telefonu yüzüne kapattı kız kardeşinin.Karısı öldüğünden bu yana bir kez bile evine uğramayan eniştesinden nefret ediyordu.Bu yüzden ona sonsuz kini vardı ve o bunu şu an düşünüp moralini bozmak istemiyordu.
_______________________________________________________
İki kız kardeş hastane koridorunda konuşuyorlardı:
“Ne dedi Ekrem ağbi”
“O kadınla buluşmaya gidiyor.”
“İnternetteki tanıştığı kadınla mı?”O mu söyledi.
“Hayır.Ama biliyorum.”,diyerek bacısından sigara istedi yaktı derin derin.Koridorda, yeşil maskeli,saçları ,kaşları dökük kemoterapi gören sarı benizli hastalar dolaşıp duruyordu.
“Ağbimiz hasta.Kesin bir tedaviye ihtiyacı var.”
“Doğru haklısın kardeşim.Onu kesin bir doktora ikna edip götürmemiz lazım.Bu böyle olmayacak.
“Özellikle de Feride öldükten sonra oldu bunlar.”
O sırada yanlarına bir hasta bakıcı geldi:
“Murat bey’in yakını?”
“Evet.Benim.“,Dedi yeşil gözlü olanı.Elindeki sigarayı hızla söndürdü.
“Bu ilaçların hemen alınması lazım.”
______________________________________________________
Ekrem,Konak meydanına varmış,gelecek olan İnternet arkadaşını beklemekteydi.Akşamın serinliği alkollü vücuduna iyi geliyordu.
Vapurdan telaşlı inenler karşı kaldırıma geçiyorlar,bir kısım üst geçidi kullanıyorlardı.Güzelyalı güzergahı ise otoban olmuş ard arda hızla giden arabalar insanın başını döndürüyordu.Kendisi metroyla on beş dakikada Bornova’dan Konak’a gelmişti.İşte dedi kendi kendi kendine.Araba firmaları engellemeseler Japonya’daki gibi bir kentten öbür kente rahat ve çabuk git gel.
Gelecek olan kadına verdi kendini.İnternet haricinde hiç görüşmemişlerdi.Bu daha bir başkaydı onun için.Filiz’den öte saygı duyduğu ve biri birilerini gayet rahat anlayabilecekleri bir duyguydu bu.Kadın ona her fırsatta ağbi diyordu ya.Belki çocuklarından dolayı araya bir duvar koyduğundandır.Gelsin ona tüm hissettiği duygularını açıklayacaktı.Bu Filiz gibi,Nalan gibi ya da diğerleri gibi olmayacaktı.Filiz’den sonra bir gün kadınsızlık başına vurmuş.Aldığı alkolün vermiş olduğu cesaretle de gidip eski dul komşusunun evine dayanmıştı.Arzu,banyodan henüz yeni çıkmış üstünde bornozuyla Ekrem’i karşılamıştı.Ekrem kahve içme bahanesiyle içeri daldı.Tıpkı Filiz’e yaptığı gibi.Arzu giyinmeye gidince Ekrem,Arzu’nun on yaşındaki kızını kucağına almış,eline çikolatayı tutuşturmuştu bile.
“Bu kızı babasız büyütmeye gönlün nasıl razı oluyor bilmem?”
Kadın elinde neskafeyle salona girdiğinde epey duygulandı.Geldi Ekrem’e sarıldı ve öptü.
“Hadi giyin hayatım bize gidelim.”
“Salıya nikah yaparsan gelirim.”
“Söz”.,dedi Ekrem sarhoşluğun vermiş olduğu duyguyla.Bazen sarhoşluğunu seviyordu.Bazen de olmadık işler açıyordu başına.Örneğin Arzu’ya çocuk aldırması gibi.O’da zamanla unutulup gitti.Diğerlerinin unutulup gittiği gibi.Saatine bakınırken karşıdan biri erkek,biri kadın iki kişinin kendisine doğru geldiğini gördü.Donakaldı.Tıpkı aynı sitede tanışırken bir ara onu erkek sanması gibi.Kadın ona erkek olmadığını adının hanesine yanlışlıkla erkek yazıldığını defalarca anlatmasına rağmen inanmayıp resmini görüntülemesini istemişti de öyle ikna olmuştu.İşte şimdi her şey anlaşıldı.Kadın kocasıyla gelmişti.Her şey yıkılmıştı.Artık bir daha mı…..Asla.Zaten bu sonuncu olacaktı ya….Demek nasip değilmiş.Olmayacağı varmış.Kendini toparlamaya çalışarak:
En iyisi mi.Lafı uzatmadan.Kısa bir tanışma faslından sonra nezaketen bir çay içer kalkardı.Soğuk da davranacaktı.Öyle karar verdi kendi kendine.
“Ekrem!”
“Evet.Benim.”
Kadın umulmadık bir sevinçle Ekrem’in boynuna sarıldı.
Yanındaki genç gülümseyerek onlara bakıyordu.Ekrem bir anlam veremezken,sanki kadın Ekrem’in ne hissettiğini anlar gibi yanındaki genci göstererek:
“Pardon!Tanıştırmayı unuttum.Kardeşim Hakan.”
“Ah !İstanbul İstanbul olalı.Hiç görmedi böyle keder.Ölüyorum aşkından derbeder.”şarkısı beyninde öylesine güzel ve hazin bir beste gibi çınlıyordu ki.Sanki yıllardır tanışıyorlarmış gibi sıcak ve içten bir sohbete daldılar ki.Hakan:
“Sizin biri birinize anlatacak çok şeyiniz olmalı sanırım.Bana müsaade.Üç saat sonra burada buluşmak üzere bana müsaade.”
“Çok.Hem de çok.”,dedi kadın.Aslında üç saat yetmez ya.”,Ekrem’e döndü:
“Eee!Daha daha?”
“Seni bir yere götürmek istiyorum.”
“Nereye?”
“Hastaneye”
Kadının rengi soldu hemen.Merakla?:
“Hastaneye mi?”
“Korkma hemen.Eniştem ağır hasta.Sana geleceğim diye ziyaretine gidemedim de.”
“Anlıyorum.Geçmiş olsun.İnan çok üzüldüm.”
“Ama seni götürmemin başka bir amacı var.”
“Neymiş o?”
“Şayet bir mahsuru yoksa orda seni kardeşlerimle tanıştırmak istiyorum.Seni çok merak ediyorlar.”Senin bir hayal ürünü olduğunu düşünüyorlar.Bu yüzden beni bir doktora dahi görünmemi tavsiyede bulunuyorlar.
“Daha neler.Yürü o zaman gidelim.”
Ekrem,kadının elini tutarak metroya doğru el ele ilerlediler.
Metin İmer/İzmir-11 Nisan 2007
İşlemler
Ekleyen: metin imer Kitap Yurdunda Ara
Eklendiği Tarih: 11.04.2007 Kütüphaneme Ekle
Okunma: 114 Yazdır
Yorum Sayısı: 2 Eser Sahibine Mesaj Gönder
SPONSOR LİNK
Yorumlayan: Kadir Yasan / 15.04.2007
Harika bir öykü, evet
bu zamanda çokca olan türünden
saygımla metin bey
ben beğendim..
metin imer kimdir ?
1958 Diyarbakır doğumluyum.Kamu kuruluşundan emekliyim.Evli 4 çocuk babasıyım.Yazın hayatına 1994 ten bu yana önce şiir,sırasıyla öykü,oyun,senaryo,deneme ve anı,makalenin yanı sıra 3 yerel radyoda sanat kültür programları ve az da olsa İzmir Bornova Belediyesinin Şehir Tiyatrolarında oyunculuk ve yazarlık dersleri aldım. Dokuz Eylül Dramatize Yazarlık kurslarını ve İstanbul TÜRSAK on dalda sin...
Devamı için tıklayın >>
Yazardan Son Gelenler
4 SORGU SUAL
4 VESVESE
4 İÇİMDEKİ SEN
4 BİR PAZAR GÜNÜ
4 ZAMANSIZ FLÖRTLER
4 DİLEK
Bu Kategoriye Son Eklenenler
4 LEPİSKA SAÇLIM
4 İTİRAF
4 ACI VARDIR BÖYLE
VESVESE
Adam o gün nedense pek telaşlıydı.Sabah tıraşını olmuş olduğu halde,tekrar tekrar aynanın karşısına geçiyor,alınmadık bir kıl,tüy var mı diye bakınıp duruyordu.Keza ona yaz geldiği için en çok onun atletik bedenine yakışan mavi çizgili tişörtünü giymiş ayağına da blu jeansını çekmişti.Boy aynasından kendine şöyle bir bakındı,döndü.İyiydi iyiydi.Saçlar hafif kırlaşmasına rağmen çoğu genç yetmelere taş çıkartırdı.Hem sonra o da tecrübesinden biliyordu ki şimdiki genç kızların bile şakakları kırlaşmış,olgun erkekleri tercih ettiği.Hem bu gün buluşacağı kadın öyle genç kız filan da değildi ki.Otuzun epey üstünde ama güzel mi güzel bir kadın.Nasıl dese onu ancak resimlerdeki kadar biliyordu.Kumral,mavi gözlü çok güzel bir kadın işte.Bir de kız çocuğunun olduğunu biliyordu.Fazla da bir şey bildiği yoktu adamın.Daha doğrusu adam arada bir merakını yenemeyip soruyor,kadınsa kaçamak cevaplar veriyordu.Belli ki kadın bu tür sorulardan sıkılıyordu.Adamın en çok merak ettiği ise kadının evli olup olmadığı idi.O konuda adam pek emin değildi.Dul olduğunu söylese adam belki dulluğundan daha çok faydalanır düşüncesiyle kadını daha çok ürkütmek istemiyordu.Nedense hayatından onca kadın geçmesine rağmen yıllar geçmiş,yaş kırkın epey üstüne gelmiş biri olarak duyduğu bu haz ve heyecana kendi bile inanamıyordu.Ah!İlahi tutku sen nelere kadirsin.Yer ve mekan farkına bakmazsızın tatlı esinti telaşınla yirmilik delikanlı enerjisiyle fıkır fıkır sahnedesin işte.Aktörü aynı sadece aktrisleri farklı bu kez.Ansızın cep telefonu çaldı.Hayırdır inşallah neden arasındı ki.Az önce Konak İskelesinde iki saat sonra buluşmayacaklar mıydı?Yoksa bir aksiliğin çıktığını mı söyleyecekti ona.Aman tanrım buluşmaya o kadar da kendini adapte etmişken.Cebi çıkardı baktı arayan Nalan’dı.Hayret aradan bir yıl geçmiş ilişkilerinin bittiği nerdeyse.Nerden aklına esti durup dururken aramak.Mutlak bir işi düşmüştür gene Ekrem’e.Kendinin olmasa bile kendisi gibi dul bir bayan arkadaşınındır mutlaka:
“Efendim .”
“Benim ben.Nalan.Tanımadın mı?”
“Tanıdım.Buyur?”
“Ne demek?Bir merhaba demek yok mu?”
“Nalan üzerime gelme de söyle ne istediğini.”
“Ayol ille bir şey istemem mi gerekiyor?”
“Yani.Sen kendini benden iyi tanırsın.Anlatmama gerek yok sanırım.”
“Kocam öldü ne aradın ne sordun Ekrem.Bunca yıllık arkadaşlığımıza rağmen.”
Senin istediğinde bu değil miydi?
Kadın telefonda tiz bir kahkaha kopardıktan sonra.
“Ah!Canım.Demek bu yüzden ne arayıp ne de sordun.”
“……..”
“Tam da bu kadar servete sahip olmuşken.Oğlum ne aptal şeysin sen öyle.”
“İyi işte.Paranda gözüm olmadığını anlamış oldun böylelikle.”
“Nerdesin şu anda?Ne yapıyorsun?”
“Sana ne!Seni ne ilgilendirir.”
“Ooo!Bizim beyefendi horozlandığına göre yine birini bulmuş galiba.”
“…….”
“Söyle.Yine yakıcı yeşil gözlerinle hangi kadının kanına girdin?
“Bak Nalan benden ne istediğini söyleyecek misin?Yoksa…”
“Dur!Telefonu kapama.Niçin o kadar sinirleniyorsun?”
“Aradan ne kadar zaman geçtiğinden haberin yok senin galiba?Biz bu ilişkiyi bitirmedik mi senle?”
“Yoo.”,dedi telefondaki ses.Sadece biri birimize kapris yaptık o kadar.Hala biri birimizi arzuladığımıza eminim.Hadi gel seni istiyorum.”
“Hevesini başka birine sakla.Senin zevkine hizmet edecek fino köpeği yok karşında.Hadi hoşça kal.”
Adam telefonu kapadı ve sessize aldı.Kadın birkaç kez çaldıysa bile açmadı telefonu.
Aradan on beş dakika geçti saatine baktı.Henüz bir buçuk saatten fazla vardı.Ne yapacaktı.Az düşündü.Aklına arada bir gittiği bar geldi.Gidip bir iki tek cin atar,heyecanı yatışırdı.Öyle de yaptı hani.
Az sonra Ekrem,bardan adımını atınca o günlerde Sezen Aksu’nun o popüler şarkısı onun duygularına denk düştü:
“Aaaah!Yanmışım ben!Aaaah!Sönmüşüm ben.”
Ekrem ard arda cini içince derin arzuları kabardı.Hani o da yanında olsaydı fena mı olurdu yani?
Bu arzular uğruna değil miydi ki onca kadınları mutlu edişi.Bir aşk tanrısı Eros gibi.Ya da Tom Robins’in “Pancar’ın Dansı’ndaki seks sembolü Alobar gibi.Canlıları elini, ayağını çözen,insan ve tanrıların yüreklerini,akıl ve iradelerini ellerinden alan bu güç Allah tarafından verilmişti ona ve bu görevi layıkıyla yerine getirmeye çalışıyordu Ekrem.Bir başka deyişiyle çevrenin ona taktığı Alain Delon Ekrem.Hangi ortama girerse girsin,hangi kadınla karşılaşırsa karşılaşsın mutlaka ve mutlaka biri bakmazsa biri mutlak bakardı Ekrem’in çekiciliğine.evl kadın,dul ve kız olsun hiç fark etmezdi onun için.Bir seksen boyu,siyah düzgün saçları,yeşil gözleri ve atletik vücut yapısıyla tam çoğu kadınların aradığı tipti o.O kadınları aramaz,kadınlar onu bulurdu bir şekilde.Tıpkı az önce Nalan’ın onu bulması gibi.Aklına en zorlu kim çıktı diye düşünürken birden Karşıyaka’lı Filiz geldi.Filiz de filizdi hani.Oğlunun yatılı olduğu okula gittiğinde tanımıştı onu.O gün veli toplantısı vardı.Oraya nedense gelen velilerin çoğu kadınlardı.Erkek olarak gelen üç kişilerdi.Ekrem,canı sıkkın bahçede dolaşırken birden kadınların içersinde kendi boyuna yakın uzun boylu siyah saçlı ve beyaz tenli Afrodit’ini gözüne kestirdi hemen.Kadın bir içim suydu.Tıpkı manken fiziğinde hatta çoğu mankenlerden güzel bir kadındı.Kadın,Ekrem’in ona baktığını farkedince hemen yüzünü çevirdi.Tanrım bu güzel kadını yatağına alan seven şanslı erkek kim?Diye için için kendini yedi bitirdi Ekrem.Kadın nereye adım atsa onun peşinde sözde onunla tesadüfen çarpma ya da karşılaşma pozisyonu yaratacak ama ne gezer.Kadın çok uyanık.Her şeyin farkında.Ekrem,tüm kadınların ona olan ilgisinden sıkılmış,onun peşine düşmüştü:
“Ekrem bey1”
Sesin geldiği yöne döndü baktı Okul aile birliği başkanı Serap hanımdı ona seslenen.İstemeden de olsa:
“Buyurun Serap hanım.”
“Veli arkadaşlar sizi aramızda görmek istiyorlar.”
Kusura bakmayın.Başka birini bulun.Benim uğraşacak vaktim yok.”
“Peki ben rica etsem.”
Ekrem, sesin geldiği tarafa döndü.Tam hayır diyecekken karşısında az önceki Afrodit’i görmesin mi!”,Dili tutuldu birden.Ne yapacağını şaşırdı bir an:
“Şeey!Pek tabii ki.Neden olmasın.”,bereket kendini çabuk toparladı.Bunca yıllık kazanovanın düştüğü komik duruma bak.Kadınlar eli ayağına dolaşan erkeklere katlanamazlardı bildiği kadar.
“Ama bir şartla.”
“Neymiş şartınız?”,Allahım bu kadar güzellik olmazdı yani.Ekrem bir an bu kadının etkisinden kurtulmak için vücudunun muhtelif yerlerinde kusur aradı durdu,ama gözle görülür en ufak bir kusur bulamadı Filiz’de.
“Eğer siz de bu faaliyet içersinde beni yalnız bırakmayacaksanız evet.”,Serap hanım atıldı hemen:
“Filiz hanım benim yardımcım.”
“Ah!Öyle mi?”
“Ne kadar da aptalım.”
“Rica ederim,dedi Filiz.Sizin okula pek uğramadığınız belli oluyor anlaşılan.”
“Anlaşılan ne kadar aptal biri olduğum da alnımda yazılıyordur”,diye mırıldandı Ekrem.
“Anlamadım?”,dedi Filiz.
“Yok bir şey.Haklısınız demek istedim sadece.”
“Serap hanım!”diye seslendi müdür.
“Bir saniye ayrılmayın hemen geliyorum”,diyerek onları yalnız bıraktı Serap hanım.Ekrem’in içi içine sığmıyordu.Bir an önce ne yapıp etmeli bu kadına sahip olmalıydı.Yoksa kendine lanet okuyacaktı.Ama nasıl?Ama işin en zor yanı hallolmuştu ona göre.
“Kuzum burada çay içecek bir yer vardır her halde?”
“Ah!Dalgınlığımı bağışlayın.Elbette.Olmaz mı.Buyurun size dernek odasında çay ısmarlayayım.”
Çayı getirip ikram ederken göz göze geldiler.Filiz ela gözlü çok güzel bir kadındı.İkisi de biri birine çok yakışıyordu.Ekrem dayanamadı patladı sonunda:
“Kuzum,çirkin bir tarafınız yok mu sizin?”
Kadın’ın aldığı bir yudum çay genzini yaktı.Kızardı,bozardı.Ne tuhaf bir adamdı bu böyle.Henüz tanışalı on dakika bile olmamışken.Evli bir kadına ne cüret.Ekrem devamını getirdi.
“İlk karşılaştığımızdan bu yana gözümü sizden ayıramıyorum.Çok güzelsiniz.Aklımı başımdan aldınız.”
“Özür dilerim.Kalkmak zorundayım.”
Çay bardağını masaya koyup kalkmaya davranırken Ekrem,kadının bileğine yapıştı hemen:
“Dernek mernek umurumda değil.Sırf siz varsınız diye girdim.Bundan sonra da sizin için geleceğim bilmiş olun.”
“Bırakın kolumu.Bir gören olacak yanlış anlayacak bizi.Hem ben evli bir kadınım.Utanmıyor musunuz evli bir kadına asılmaya.Biz burada sakat çocuklarımız için bir şeyler yapma gayreti içersindeyiz.Sizse….
Ekrem göz ucuyla sağını solunu kontrol ettikten sonra ani bir hareketle kadını kendine çekti dudaklarından öptü.Kadın neye uğradığını şaşırdı.Güç bela kendini Ekrem’in kollarından kurtarıp okkalı bir tokat suratına geçirdi.Oradan uzaklaştı.
Ekrem,kızaran yanağını ovaladı durdu bir müddet.Bunun hesabını vermeliydi bu kadın diye iç geçirdi.
Ekrem arkadaşının spor salonunda bunları Sarı İsmail’e anlatırken.İsmail’in kahkahaları salonu çınlatıyordu.
“Demek en sonunda dişli birine çattın?Pervin,bize iki neskafe getir,diye yanında çalışan asistanına seslendi.”
“Tabii.Hemen.İsmail Bey.Şimdi getiririm.”
Ekrem,neskafeyi getiren asistan kızla göz göze geldi.Bakıştılar.Hoş kızdı.Orta boylu beyaz tenli.Hepsi o kadar.Ama O.Unutamıyordu.Ne O’nu ne tokadını.
“Yeni mi bu kız?”
“Hı hı.”
“Öbürüne ne oldu?”
“Burayı fazla sahiplenmeye başladı.Tabii bizim hanımın gözünden de kaçmadı.Allahtan da evliliği güç bela kurtardık.”
“Sen rahat durmazsın oğlum.Benden aşağı kalır yanın mı var?”
“Yok be Ekrem.Bana kalırsa sen de evlenecek misin,yoksa sürekli beraberlik mi yapacaksın?Ne yapacaksan yap bir an önce.Bizim hovardalık yaşımız çoktan geçti.Ben bakıyorum artık elimdekini kaçırmamaya.”
“Yok be İsmail.Bulsam evlenmez miyim öyle biriyle.”
“Oğlum sen de gidip olmayacak kadınların peşinden koşarsan sittim sene bulamazsın tabii ki.”Hovardalığın da bir raconu vardır.Biz sana böyle mi öğrettik?Git evli karılara askıntı ol ulu yerde?”
“Bana bak.Dökmeyeyim kirli çarşaflarını senin ha!”
O an telefon geldi.Pervin,İsmail’e seslendi:
“İsmail Bey telefon size”
Tekrar bakıştılar.Ama bu bakışmanın Ekrem’e bir yarar sağlayamayacağı bir bakışmaydı bu hepsi o kadar.
Ekrem,bir müddet okul toplantılarından uzak durdu bilerek ama bilmeyerek.Derken,bir gün o hoş berrak ses işteyken seslendi:
“Ekrem Bey nasılsınız?”
Ekrem bu sesi tanıdı hemen.O an tüm kızgınlığı siliniverdi birden bire.Neredeyse seni seviyorum evlen benimle deyiverecekti.Kendini zor tuttu.
“Buyurun Filiz Hanım”
Çoktandır gelmiyorsunuz derneğe?”
“Nasıl geleyim Filiz Hanım.O şamarı yüzüme indirdikten sonra?”
Kadının kahkahaları telefonu çınlattı.
“Çok mu komik”
Siz özür dileyin.Ben de.Bu iş olmamış gibi davranalım.Derneğimiz sizden ve benden yarar bekliyor.
“Ama….”
“Ama maması yok.Lütfen o anı hatırlamak dahi istemiyorum,unutun gitsin.”
Derneğinizin de sizin de.Diyecekti ki.Diyemedi.Otistik çocuğu vardı nihayetinde.
“Tamam.Özür dilerim.”
“Siz de kusura bakmayın.Canınızı acıttım.”
Ekrem,o toplantıya da gitti,öbür toplantılara da.Hatta beraber yalnız kalıp dertleştikleri de oluyordu.Bir gün iş çıkışı okula uğramış,çocukları hafta sonu eve getiriyorlardı.Ekrem,Filiz’e gelmemesini onun çocukları getireceğini söylemişti.Kadın nedense hayır diyemedi.Ekrem,çocukları eve getirirken Filiz onları kapıda karşıladı.
“Çok teşekkür ederim.Size zahmet verdim.”
“Rica ederim.Biz dostuz.Dostlar arasında böyle şeylerin lafı mı olur.”
Kadın,Ekrem’in gitmesini bekledi,ama Ekrem,içeri alınmayı bekliyordu.
“Hava da bayağı sıcak.Soğuk bir suyunuz var mı?Ya da içecek bir şey?”
“Ah!Tabii.”,dedi Filiz.Ekrem de fırsat bu fırsat deyip adımını içeri attı.Kadın bu durumdan pek hoşnut kalmamıştı.Ekrem,eve dalar dalmaz sağı solu incelemeye başladı:
“Demek oturduğun yer burası.”
“Evet.Burası”.
“Evin güzelmiş senin kadar.
Kadın,mutfağa yönelip suyu getirdi.Ekrem koltuğun birine kuruluvermişti hemen.Salon çok güzel ve sade döşenmişti.Yerde İran ipek halısını gören Ekrem,avize ve şamdanların birer antika eserden oluştuğunu fark etti.Bunlar bir servet değerindeydi.Belli ki ev sahibi zevkine son derece düşkündü.Afrika’da açlıktan kemikleri sayılan insanları düşünerek şu an karşısındaki kadının sütun gibi güzelliğini unutarak ondan nefret etti.Hatta kin kustu.Çocukluğu hep parasızlık ve yoksullukla geçmişti.Okul kantininde erkek arkadaşları sırf ondan yararlanarak,yanlarına onun sayesinde kızlar gelir düşüncesiyle Ekrem’i kantine götürürler,tost,coca cola,fruko ısmarlarlardı.Ekrem de bu gidişattan hiç de şikayetçi değildi.Ne de olsa lise yılları insanda ne gurur bırakırdı ne de onur.Bunları düşündü,daldı Ekrem:
“Buyur suyun.”
“Teşekkürler.Çocuklara baksana ne kadar çabuk biri birlerine uyum sağladılar.”
“Ah!Evet.”,diyebildi sadece.Cep telefonu çıkardı saatine göz attı Ekrem anlasın diye.
“Kocan gelecek her halde?”
“Ha!Evet.Birazdan gelir.”
“Gelsin.Ne var bunda korkacak?Hem bu vesileyle tanışmış oluruz.”
“Olmaz.Yeri zemini uygun değil.”
Gel.Otur yanıma.Rahat ol.Filiz bu durumdan rahatsız olmaya başlamıştı ama belli etmemeye çalışıyordu elinden geldiğince.Oturdu ama karşısına.
Ekrem,elindeki bardağı cam sehpanın üzerine koydu.Dışarıdan güzel bir bahar esintisiyle birlikte kuş cıvıltıları dolduruyordu etrafı.Ekrem göz ucuyla çocukları kontrol etti.Oğluyla Filiz’in kızı yerde çömelmiş oyuncak bebeklerle oynuyorlardı.Ekrem yavaşça kadına sokuldu:
“Filiz.Seni seviyorum.Evlen benimle.”Mutsuz olduğunu biliyorum.Fazla zorlama kendini.
“Lütfen saçmalama”.Bırak kolumu.Çocukların gözü önünde…”
“Sen de beni istiyorsun bunu hissediyorum.”
Ekrem,Filiz’in yanına sokuldu yanaklarını ve boynunu öpmeye koklamaya başladı.Buna hiçbir kadın dayanamazdı ama Filiz direniyordu:
“Aaah!”,dedi derinden daha fazla dayanamayarak.Kocasını eve geleceği filan yoktu.Yalan söylüyordu.Orduda Kurmay yüzbaşı olan kocası tatbikata katılmış,en az bir hafta dönmeyecekti eve.Ekrem’in bundan haberi yoktu pek tabii ki.Şanslı bir günündeydi Ekrem.Filiz’in de adet sancısı yeni bitmişti,yani en az o da Ekrem kadar istekliydi bu birleşmeye.
Daha fazla direnemedi Ekrem’e kendini divan’a koyuverdi.Ekrem o an Afrika!da ki açları unutmuş,beyninde yer eden efsanevi buğulu sesiyle Sezen Aksu’nun eşsiz yorumuyla “Ah1İstanbul İstanbul olalı.Hiç görmedi böyle keder,böyle dert”le kadının üzerinde devinimlerini yavaşça artırdı.Çocuklar ah!O her şeyden habersiz masum çocuklar tüm her şeyden habersiz kendi dünyalarındaki çocuklar.
-----------------------------------------------------------------
Ekrem,saatine baktı vakit yaklaşıyordu.Hesabı ödedi ayağa kalktı.Artık Filiz’i düşündüğü yoktu.O günden sonra sık sık beraber oldular.Kocasını tayini Malatya’ya çıkınca İzmir’den taşınıverdiler.Birkaç telefondan görüşmesinden başka da hiçbir şey kalmadı anılardan başka.
Yolda adımlarını sıklaştırırken cep telefonu çaldı yine:
“Ağbi,Murat yoğun bakımda durumu çok ciddi.Neden görmeye gelmiyorsun ?Ne yaptı sana bu kadar?”
“Bir şey yaptığı filan yok.Vaktim olmadı işte.Ne var bu kadar büyütecek yani?”
“Ağbi.Anlamadın galiba.Adam ölüm döşeğinde.Ne vardı sanki son nefesinde gelip görsen.”
“Bugün olmaz.Bir yere sözüm var.Yarın belki.”
Deyip,telefonu yüzüne kapattı kız kardeşinin.Karısı öldüğünden bu yana bir kez bile evine uğramayan eniştesinden nefret ediyordu.Bu yüzden ona sonsuz kini vardı ve o bunu şu an düşünüp moralini bozmak istemiyordu.
_______________________________________________________
İki kız kardeş hastane koridorunda konuşuyorlardı:
“Ne dedi Ekrem ağbi”
“O kadınla buluşmaya gidiyor.”
“İnternetteki tanıştığı kadınla mı?”O mu söyledi.
“Hayır.Ama biliyorum.”,diyerek bacısından sigara istedi yaktı derin derin.Koridorda, yeşil maskeli,saçları ,kaşları dökük kemoterapi gören sarı benizli hastalar dolaşıp duruyordu.
“Ağbimiz hasta.Kesin bir tedaviye ihtiyacı var.”
“Doğru haklısın kardeşim.Onu kesin bir doktora ikna edip götürmemiz lazım.Bu böyle olmayacak.
“Özellikle de Feride öldükten sonra oldu bunlar.”
O sırada yanlarına bir hasta bakıcı geldi:
“Murat bey’in yakını?”
“Evet.Benim.“,Dedi yeşil gözlü olanı.Elindeki sigarayı hızla söndürdü.
“Bu ilaçların hemen alınması lazım.”
______________________________________________________
Ekrem,Konak meydanına varmış,gelecek olan İnternet arkadaşını beklemekteydi.Akşamın serinliği alkollü vücuduna iyi geliyordu.
Vapurdan telaşlı inenler karşı kaldırıma geçiyorlar,bir kısım üst geçidi kullanıyorlardı.Güzelyalı güzergahı ise otoban olmuş ard arda hızla giden arabalar insanın başını döndürüyordu.Kendisi metroyla on beş dakikada Bornova’dan Konak’a gelmişti.İşte dedi kendi kendi kendine.Araba firmaları engellemeseler Japonya’daki gibi bir kentten öbür kente rahat ve çabuk git gel.
Gelecek olan kadına verdi kendini.İnternet haricinde hiç görüşmemişlerdi.Bu daha bir başkaydı onun için.Filiz’den öte saygı duyduğu ve biri birilerini gayet rahat anlayabilecekleri bir duyguydu bu.Kadın ona her fırsatta ağbi diyordu ya.Belki çocuklarından dolayı araya bir duvar koyduğundandır.Gelsin ona tüm hissettiği duygularını açıklayacaktı.Bu Filiz gibi,Nalan gibi ya da diğerleri gibi olmayacaktı.Filiz’den sonra bir gün kadınsızlık başına vurmuş.Aldığı alkolün vermiş olduğu cesaretle de gidip eski dul komşusunun evine dayanmıştı.Arzu,banyodan henüz yeni çıkmış üstünde bornozuyla Ekrem’i karşılamıştı.Ekrem kahve içme bahanesiyle içeri daldı.Tıpkı Filiz’e yaptığı gibi.Arzu giyinmeye gidince Ekrem,Arzu’nun on yaşındaki kızını kucağına almış,eline çikolatayı tutuşturmuştu bile.
“Bu kızı babasız büyütmeye gönlün nasıl razı oluyor bilmem?”
Kadın elinde neskafeyle salona girdiğinde epey duygulandı.Geldi Ekrem’e sarıldı ve öptü.
“Hadi giyin hayatım bize gidelim.”
“Salıya nikah yaparsan gelirim.”
“Söz”.,dedi Ekrem sarhoşluğun vermiş olduğu duyguyla.Bazen sarhoşluğunu seviyordu.Bazen de olmadık işler açıyordu başına.Örneğin Arzu’ya çocuk aldırması gibi.O’da zamanla unutulup gitti.Diğerlerinin unutulup gittiği gibi.Saatine bakınırken karşıdan biri erkek,biri kadın iki kişinin kendisine doğru geldiğini gördü.Donakaldı.Tıpkı aynı sitede tanışırken bir ara onu erkek sanması gibi.Kadın ona erkek olmadığını adının hanesine yanlışlıkla erkek yazıldığını defalarca anlatmasına rağmen inanmayıp resmini görüntülemesini istemişti de öyle ikna olmuştu.İşte şimdi her şey anlaşıldı.Kadın kocasıyla gelmişti.Her şey yıkılmıştı.Artık bir daha mı…..Asla.Zaten bu sonuncu olacaktı ya….Demek nasip değilmiş.Olmayacağı varmış.Kendini toparlamaya çalışarak:
En iyisi mi.Lafı uzatmadan.Kısa bir tanışma faslından sonra nezaketen bir çay içer kalkardı.Soğuk da davranacaktı.Öyle karar verdi kendi kendine.
“Ekrem!”
“Evet.Benim.”
Kadın umulmadık bir sevinçle Ekrem’in boynuna sarıldı.
Yanındaki genç gülümseyerek onlara bakıyordu.Ekrem bir anlam veremezken,sanki kadın Ekrem’in ne hissettiğini anlar gibi yanındaki genci göstererek:
“Pardon!Tanıştırmayı unuttum.Kardeşim Hakan.”
“Ah !İstanbul İstanbul olalı.Hiç görmedi böyle keder.Ölüyorum aşkından derbeder.”şarkısı beyninde öylesine güzel ve hazin bir beste gibi çınlıyordu ki.Sanki yıllardır tanışıyorlarmış gibi sıcak ve içten bir sohbete daldılar ki.Hakan:
“Sizin biri birinize anlatacak çok şeyiniz olmalı sanırım.Bana müsaade.Üç saat sonra burada buluşmak üzere bana müsaade.”
“Çok.Hem de çok.”,dedi kadın.Aslında üç saat yetmez ya.”,Ekrem’e döndü:
“Eee!Daha daha?”
“Seni bir yere götürmek istiyorum.”
“Nereye?”
“Hastaneye”
Kadının rengi soldu hemen.Merakla?:
“Hastaneye mi?”
“Korkma hemen.Eniştem ağır hasta.Sana geleceğim diye ziyaretine gidemedim de.”
“Anlıyorum.Geçmiş olsun.İnan çok üzüldüm.”
“Ama seni götürmemin başka bir amacı var.”
“Neymiş o?”
“Şayet bir mahsuru yoksa orda seni kardeşlerimle tanıştırmak istiyorum.Seni çok merak ediyorlar.”Senin bir hayal ürünü olduğunu düşünüyorlar.Bu yüzden beni bir doktora dahi görünmemi tavsiyede bulunuyorlar.
“Daha neler.Yürü o zaman gidelim.”
Ekrem,kadının elini tutarak metroya doğru el ele ilerlediler.
Metin İmer/İzmir-11 Nisan 2007
Yazarın Kütüphanesindeki
Eserlerden Bazıları
4 İÇİMDEKİ SEN
4 VESVESE
4 VUSLAT
4 BEKLENEN AN
4 UMUDA YOLCULUK
4 ZAMANSIZ FLÖRTLER
Yazarın En Beğenilen Eserleri
4 PARANIN ÖNEMİ VAR
4 Cüneyt arkın,babam ve ben
4 Boyayalım ağbiler
4 dilimiz yozlaştırılıyor
4 KOŞUN YANGIN VAR
4 VAHŞETİN ÇAĞRISI
4 gecenin rengi
4 Hastanede
4 ayna,ekran ve kadın
4 UYKUSUZ GECELER
Okunma İstatistikleri
4 66.249.66.228 ip numaralı ziyaretçi 15.09.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 65.55.212.220 ip numaralı ziyaretçi 14.09.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 82.99.30.54 ip numaralı ziyaretçi 11.09.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 66.249.66.227 ip numaralı ziyaretçi 06.09.2007 tarihinde 2 kez okudu
4 74.6.24.224 ip numaralı ziyaretçi 03.09.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 74.6.24.224 ip numaralı ziyaretçi 28.08.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 81.214.221.126 ip numaralı ziyaretçi 25.08.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 74.6.24.224 ip numaralı ziyaretçi 24.08.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 38.99.44.98 ip numaralı ziyaretçi 20.08.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 74.6.24.224 ip numaralı ziyaretçi 18.08.2007 tarihinde 2 kez okudu
4 66.249.72.104 ip numaralı ziyaretçi 17.08.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 207.46.98.68 ip numaralı ziyaretçi 16.08.2007 tarihinde 2 kez okudu
4 74.6.24.224 ip numaralı ziyaretçi 13.08.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 74.6.69.225 ip numaralı ziyaretçi 12.08.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 74.6.24.224 ip numaralı ziyaretçi 09.08.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 74.6.69.225 ip numaralı ziyaretçi 06.08.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 74.6.24.224 ip numaralı ziyaretçi 03.08.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 66.249.72.104 ip numaralı ziyaretçi 24.07.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 74.6.24.224 ip numaralı ziyaretçi 15.07.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 74.6.71.241 ip numaralı ziyaretçi 08.07.2007 tarihinde 2 kez okudu
4 74.6.71.241 ip numaralı ziyaretçi 07.07.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 217.212.224.159 ip numaralı ziyaretçi 04.07.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 66.249.72.104 ip numaralı ziyaretçi 01.07.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 74.6.69.225 ip numaralı ziyaretçi 27.06.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 74.6.24.224 ip numaralı ziyaretçi 25.06.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 66.249.65.199 ip numaralı ziyaretçi 17.06.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 38.99.13.121 ip numaralı ziyaretçi 10.06.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 212.174.130.124 ip numaralı ziyaretçi 08.06.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 212.174.130.124 ip numaralı ziyaretçi 07.06.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 66.249.65.199 ip numaralı ziyaretçi 06.06.2007 tarihinde 5 kez okudu
4 66.249.72.68 ip numaralı ziyaretçi 23.05.2007 tarihinde 2 kez okudu
4 66.249.66.194 ip numaralı ziyaretçi 18.05.2007 tarihinde 3 kez okudu
4 88.227.60.227 ip numaralı ziyaretçi 16.05.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 66.249.66.137 ip numaralı ziyaretçi 14.05.2007 tarihinde 2 kez okudu
4 212.175.143.254 ip numaralı ziyaretçi 09.05.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 66.249.66.137 ip numaralı ziyaretçi 08.05.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 65.55.212.219 ip numaralı ziyaretçi 07.05.2007 tarihinde 4 kez okudu
4 85.104.38.69 ip numaralı ziyaretçi 06.05.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 88.243.52.28 ip numaralı ziyaretçi 04.05.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 212.175.131.50 ip numaralı ziyaretçi 03.05.2007 tarihinde 3 kez okudu
4 66.249.72.68 ip numaralı ziyaretçi 02.05.2007 tarihinde 2 kez okudu
4 85.101.181.165 ip numaralı ziyaretçi 01.05.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 88.251.247.251 ip numaralı ziyaretçi 30.04.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 66.249.66.166 ip numaralı ziyaretçi 29.04.2007 tarihinde 2 kez okudu
4 66.249.66.166 ip numaralı ziyaretçi 28.04.2007 tarihinde 3 kez okudu
4 74.6.71.241 ip numaralı ziyaretçi 26.04.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 88.227.97.13 ip numaralı ziyaretçi 25.04.2007 tarihinde 2 kez okudu
4 88.241.67.205 ip numaralı ziyaretçi 24.04.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 88.246.107.45 ip numaralı ziyaretçi 23.04.2007 tarihinde 3 kez okudu
4 66.249.66.166 ip numaralı ziyaretçi 22.04.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 88.228.191.184 ip numaralı ziyaretçi 20.04.2007 tarihinde 3 kez okudu
4 88.226.144.178 ip numaralı ziyaretçi 19.04.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 85.101.239.25 ip numaralı ziyaretçi 17.04.2007 tarihinde 5 kez okudu
4 egitimci38 rumuzlu üye 16.04.2007 tarihinde 3 kez okudu
4 karbulutu rumuzlu üye 15.04.2007 tarihinde 2 kez okudu
4 Selen rumuzlu üye 15.04.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 kratos rumuzlu üye 14.04.2007 tarihinde 2 kez okudu
4 kratos rumuzlu üye 13.04.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 güneş rumuzlu üye 12.04.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 Selen rumuzlu üye 12.04.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 88.244.201.129 ip numaralı ziyaretçi 12.04.2007 tarihinde 1 kez okudu
4 bleventog rumuzlu üye 11.04.2007 tarihinde 4 kez okudu
4 kratos rumuzlu üye 11.04.2007 tarihinde 9 kez okudu
Tüm Hakları Saklıdır. Edebice.Com; Şiir & Edebiyat & Kültür ve Sanat Sitesi - Tasarım/Kodlama: WebOfset.Net
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.