Aşk-ın Adı Sen
Aşk-ın Adı Sen
Hüzün yellerini apel acele savuran gözümü kuma boyayan yegâne biz kasırgamıdır
Aşk-ı Muhabbet...
Elini tuttuğumda içimi yangın alevine çeviren, elleri uzaklaştığında yüreğimi buzdan bir dağ kesen acımtırak hissin adımıydı ’’ AŞK ’’
Gözlerimden süzülen mavi bir edamıydı. Sarıp sarmalayan yoksa bir sarmaşık mı ’’ AŞK ’’ Kelimelerime yeni anlam katan ve yine noktalama işaretini ilk defa kullandıran acımıydı?
Aşk-ı Mutluluk Neydi.
Ve
Ben Aşk-ın hangi rengiyleydim...
Ben Aşk-ın devrik cümlelerin tümcelerinde boğulup gitmiştim.
Saklı kentimdin sen.
Bense o kentin içinde yok olmaya yüz tutmuş bir harabe.
İlk başlarda;
- Ses oldun
Sonra
- Sus oldun
Ve Sonra
- Yok oldun...
Kanayan bir yaraydın sen. Küf kırmızına bürünmüş kabuk bağlayamayan. İçinde bir ben yoktum. Geçmişin kiri ve gözyaşları vardı o parmak basılası yarada. Şimdi o kayıp kentte küf kırmızısı renge bulanmış yok olmayı bekliyorum
’’Kayıp Zamanlarda...’’
Aşk-ın adı sen
Bekle demiştim,
Bekledin
Seni sarmaya geldim...
Şimdi vakitler senli benli eflatun bakışlım
Küf kırmızı karanlığımda
Yıllara turuncu tebessümlerle bakma zamanı...
Yüreğime Hoş geldin...
Sevdim sevgili seni, eflatun bakışlarını ve bildim sevgili seninle sevginin kıymetini ve önemini…
İyi ki geldin sevgilim yüreğime hoşnutluk getirdin.
£spera
Yoksun Zamanlar...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.