- 1129 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
WOYGER SENARYO 5
SAKİNE: Rüsteeemmm, ah yiğidim! Rüstemmm mmm agh! Keşke sen ölmeseydin de ben öleydim aaaahhh!
dedi, yer yer çamurlanmış zemin e sırt üstü serildi.
Kameraların dikkatini çekmişti. Bir anda onlarca insan başına üşüştü. Sağlık görevlileri kalabalığı yararak güç bela Sakine hanımın bulunduğu yere geldiler ve gerekli müdahaleyi yaptılar. Tüm dünya TV leri olayı canlı yayınlamaktaydı. Ne de olsa dünyadan uzaya doğru herkesin gördüğü bir kaybolma ilk defa olmuştu. Sakine hanım da bu olayın ilk mağdur eşi idi ve dünyanın bir çok ülkesinde TV leri
başında olan insanlar Sakine hanımın haykırarak bayıldığı anı saniyesi saniyesine görmüş bu acılı kadına çok üzülmüşlerdi.
XXX KONUŞMALAR YAZILACAK
Başbakan bu değerli vatan evladının kaybından ötürü duygusal bir konuşma yapmış ve bu aile için ne gerekiyorsa yapılacağını söylemiş ti
XXX İNGİLİZCE KONUŞMALAR VE SİMÜLTANE ÇEVİRİ
Nasa’nın bir görevlisi konuşma kürsüsündeki yerini almış ancak Sakine hanım ambulans ile hastahaneye kaldırıldığından hem başbakanın hem de Nasa’nın görevlisinin konuşmalarını dinleyememişti.
Nasa nın görevlisi bu olayla ilgili bir kusurlarının olmadığını, dolaylı olarak o esnada Voyager uzay araçlarının da bu kızıl ışık demetince yok edilmiş olduğunu, buna rağmen bu kayıptan ötürü Sakine hanıma yüz bin dolar tazminat ödeyeceklerini duyuruyordu.
Dünyanın birçok ülkesinde vaat edilen yardımın azlığına korkunç tepkiler başladı.Televizyon istasyonlarının telefonları kilitlendi ve TV ler aracılığı ile bu acılı kadın için izleyiciler yardım kampanyaları başlatılmasını istiyorlardı.
DIŞ MEKAN:GÜNDÜZ
TEMSİLİ CENAZE NAMAZI
XXX
Son konuşmacı konuşmasını bitirirken herkesi Tuzla camisindeki temsili namaza davet etti. Günlerden Cuma idi ve neredeyse namaz vaktiydi. İçi boş tabut omuzlara alınıp hazır bulunan imamın duaları eşliğinde camiye doğru yoluna devam ediyordu kameraların çok fazla
olması ve başbakanın da en öndeki gurupta yürüyor olması semt sakinlerinin dikkatini çekti. Kimisinin meraktan, kiminin de bilerek katılması ile cemaat çığ gibi büyüdü yollar sokaklar adım atacak yer kalmayacak şekilde doldu.
Camiye varıldığında itiş kakış içinde boş tabut musalla taşına konuldu. CAMİDE İMAMIN KONUŞMA SI YAZILACAK
Koruma amaçlı ve çekim amaçlı bir çok helikopter havada dönüp duruyordu. Ulusal kanalların canlı yayınları ile bir çok insan evinin balkonuna çıkmış göz yaşları içinde kalabalığı seyrederken camide Cuma namazlarını kılan cemaat içeride mahsur kalmıştı.
DEĞİŞİK BASIN KURULUŞLARININ MUHABİRLERİNİN GÖRÜNTÜLERİ
(TV SPİKERLERİ) KONUŞMALARI YAZILACAK
İÇ MEKAN:GÜNDÜZ
Sakine hanım hastanedeki yatağında kendine geldi. Başında kendisini bekleyen hemşire “Nasılsınız?” diye sorduğunda aslında iyi hissetmesine rağmen;
SAKİNE: Hiç iyi değilim hemşire hanım, hiç. Artık ölsem de ne fark eder anacım?
dedi ağlamaklı bir tonda.
HEMŞİRE:Şu an itibari ile herhangi bir sağlık sorununuz yok sakine hanım yaşadığınız olay tabiki sizi bir miktar sarsmış olmalı böyle tepki vermeniz gayet normal
SAKİNE:He tabi sana göre hava hoş hava demişken uzay mı ne orada kaybolan benim canım kocamdı anam bir şeyim olmaz olur mu? Ağhh ben öldümm
Canım çıksaydı daha iyiydi…
HEMŞİRE:Sizi çok iyi anlıyorum ama ölenle ölünmez ki
SAKİNE:Tabi tabii…ben ölmüşüm ağlayanım yok anacım
HEMŞİRE:Sakine hanım ben birazdan taburcu işlemlerinizi başlatacağım ambulans ile sizi evinize biz bırakacağız.
SAKİNE:Ama benim hiç param yokki bu masrafları nasıl karşılarım öööö
Ağlar gibi yaparak göz ucu ile hemşireye bakıyor
HEMŞİRE:Siz hiç merak etmeyin hanımefendi ücretinizi sağlık bakanlığı üstlendi.bu konuda başbakanımızın talimatı var
DIŞ MEKAN:GECE:AMBULANSIN SİRENLER ÇALARAK YOLLARDAKİ GÖRÜNTÜLERİ
Sakine hanımın tedavisi bitmişti. Onu evine getiren ambulans çığlık çığlığa bağıran insanlar ve inanılmaz bir kalabalığın içinden zor da olsa evinin bahçesinin önüne geldi ve durdu. Mahalleli hep bir ağızdan “Sakine! Sakine!” diye tempo tutuyorlardı. Usulca ambulanstan sedye ile indirildi ancak kalabalıktan bir türlü eve ulaşılamıyordu.
xxx
Mahallelinin sedyede geçmiş olsun yarışı
Karakterler:HASİBE , NAZİFE ,ADALET , SÜMBÜL NİNE ,KEL CEVDET vs
MAHALLE KAHVEHANESİ
İÇ MEKAN:Kağıt oynayan tipler gazete okuyanlar at yarışı kuponu dolduranlar vs
Kel Cevdet tersanedeki törenden ve temsili cenaze namazına katıldıktan sonra mahalleye gelmiş sonra olayı kahvehanede bulunanlar ile birlikte TV’lerden yapılan yayınları pür dikkat izlemiş, olayın getirisinin ciddiyetini anlamış ve planını yapmıştı. Mahallenin işsiz gençlerini örgütlemeye başladı ve Sakine geldiğinde TV çekimlerini engellemeleri için onlara kameraların önünü kapatmalarını bu iş için onlara daha sonra iyi para vereceğini söylemişti. Sakine nin gelmesi ile gençler harekete geçmiş ve çekime imkan vermiyorlardı.
GENÇLER İLE YAYIN KURULUŞLARININ KARŞILIKLI ATIŞMALARI YAZILACAK
Kalabalığın arasında bir çok gazeteci ve TV kameramanı vardı ve hastaneden beri onu takip etmişlerdi bir yandan da mahalleyi ve evi bilen TV ler canlı yayın için pozisyonlarını almışlardı ama bir türlü istedikleri kareleri yakalayamıyorlardı.
Ulusal ve yabancı basın kuruluşları Sakine hanım ile röportaj yapmak için adeta biri birileriyle yarışmaktaydılar zira bu olay nedeniyle reytingler her ülkede tavana vurmuştu ama bir şekilde mahalleli tarafından önleri kesiliyordu.
Mahallenin bitirimlerinden kel Cevdet yardım ediyormuş havası uyandırarak bu alakayı ranta çevirme harekatına başlamıştı.
KEL CEVDET (Davudi bir ses tonuyla): Bi dakka ağalar beyler, bi dakka! Hop dedik, bi dakka! Alllooo!
O hengamede bir anlık bir sessizlik oldu.Bu bitirim ağzı konuşma Kalabalığın dikkatini çekmeyi başarmış tüm bakışlar ona dönmüştü.
KEL CEVDET: Öyle hemen dalmak yok ülen! Ayrıca her hizmetin bir bedeli var icabı halinde.Gördüğümüz lüzum üzerine
….
KEL CEVDET: Bedavaya röportaj filan hikayeleri eskidi. Yok ööle üç köfte beş kuruşa!
….
KEL CEVDET: Röportaj ve çekim numaraları bundan sonra kayıt altına alınacak vergi kutsaldır sayın efendiler ve muhterem hanfendiler!
…..
KEL CEVDET: Amatör kayıt dönemi kapanmış olup reyting metremiz çalışmaya başlamıştır. Öyle değil mi Sakine abla?
Sedyenin üzerinde mahsur kalmış Sakine ye dönerek göz kırptı ve onay vermesi için başıyla işaret ederken, eliyle para işareti yapıyordu.
KEL CEVDET: Fakir fukaraya yardım fonundan bir damlacık da Sakine bacımızın nah bu gördüğünüz fakirhanesinin çatısına damlasın.
……..
KEL CEVDET: İcabı halinde birr damlacı su hayat memat kurrrtarrır,su deyip te geçmeyelim baylar bayanlar, merdivenden kayanlar. Hatta kayamayanlar da kulak versin. Ben Sakine Çekingen hanımefendinin basın danışmanı kel Cevdet! İtirazı olan varsa el kaldırsın icabında.
Sağ omzunu ileri çıkartıp bitirim pozlarında elindeki tespihi çevirerek
Şaşkın şaşkın ona bakan kalabalığın şaşkınlığına aldırmadan konuşmasını sürdürdü.
KEL CEVDET: Oylama tamamlanmış olup oy birliği sağlanmıştır. Bacımıza hayırrrlı ossun.
Bir yandan konuşurken diğer yandan tepkileri anlamak için gözleri etrafı fır dönüyordu. Mahallelinin tebessüm ile baktığını gördükten sonra konuşmasını sürdürdü. Gençler durumu anlamış ve basının fotoğraf çekmesini bile engellemişti. Kameralar da hiç kayıt alamamıştı.
KEL CEVDET: Heyt! Pamuk eller ceplere basın dünyamızın nadide insanları! Parayı bastıran haberin kralını, bastıramayan Maltepe’nin havasını alır! Annaşıldı mı, bir daha tekrar etme zahmetine gireyim mi?yoksa basın dünyamızın siz sayın bir o kadarda değerli üyelerinin konuyu anlamamış olma babından bir sıkıntıları varmı
……..
Aman be! Anlamayanlar bi zahmet anlayanlardan durumun nezaketini etraflıca öğrensin. Ayrrrıcana sürççülü lisan ettikse de affola, beri gele! İcabında her yol Mersin.Ayıcana Tarsus adana istikametine yol ayrımı şu taraftan…
dedi.Durum anlaşılmıştı. Yabancı TV ler iki üç bin dolar civarında teklifte bulunuyorlardı ancak Sakine de durumu kavramıştı Cevdet’i kolundan tuttu ve kendine doğru eğilmesini istedi. Kulağına
SAKİNE: Afferim lan Kel! Şiir gibi konuşuyorsun imanıma. TV’ler beş, gazeteler üç bin dolar olsun. Yoksa sermayesini kurtarmaz de, e mi? Sonra seni de görürüz benim aslan yürekli kardeşim.
Diye fısıldadı.
KEL CEVDET: Ayıp ettin be, Sakine bacım. Nicole kidmanım Kendim için tek kuruş istiyorsam namerdim. Maksat yardımımız olsun. Sen de bize Rüstem ağabeyimizin kutsal bir emanetisin.
Dedi ve fiyatı açıklamak üzere kalabalığa doğru seslendi.
KEL CEVDET:Yerli ya da yabancı televizyoncu ağabeyleri ve de ablaları şu sağ tarafıma, aynı şekilde gazetecileri de sol tarafıma davet ediyorum!
Sakine nin belirlediği fiyat hepsine bildirildiğinde içlerinden bir kısmı dönüp Sakine ye baktı
SAKİNE: Kendim için istiyorsam namerdim. A ha şu karnımda gördüğünüz sabi sübyanın süt parası için bir yardım!doğmamış bebeme yetim kalmış oğluma acıyın.
Diyerek yattığı sedyede adeta düz bir duvar gibi duran karnını şişirerek hamile gibi yapmıştı.
Tüm basın kuruluşunun muhabirleri cep telefonlarına sarıldı. Merkezleri ile irtibata geçen yayın kuruluşlarının çoğu onay almış ve toplantı kel Cevdet in başkanlığında evin salonunda kurulan bir masanın arkasında Sakine, Kel Cevdet, Hasibe önünde basın görevlileri olacak şekilde dört seans tekrarlanmıştı ve ancak talebe cevap verilebilmişti bu arada. Sakine hanım yüz otuz bin dolar civarı paraya kavuşmuştu. Yüzünde gülücükler açmış bozuk olan morali yerine gelmiş hatta Rüstem’i bile unutmuştu. Kısık bir ses tonuyla hayıflanıyordu kendi kendine
SAKİNE İÇİNDEN DÜŞÜNÜYOR
SAKİNE: Allahsız Kel Cevdet! Kendim için tek kuruş istiyorsam namerdim dediydi. Yirmi beş bin doları “Abla, bize de bir sakal at” deyip iki arada bir derede götürdü çaktırmadan cebine attıkları da cabası.
SAKİNE: Amaaan, boş ver! Be sakine Ohhh! olmasaydı ben bunu akıl edemezdim neyse hakkımı helal ettim kel Cevdet ohhh Yan gel, yat kız Sakine. Köşelerden köşe oldun.
SAKİNE: Ah canım Rüstem im! Sümsüktün, filandın ama ölün bile para edermiş de ben değerini bilememişim. Ah yavrum! Uzay mı neresiyse artık orası, acaba oralar soğuk olur mu?
dedi kendi kendine.sonra yanında duran kadınlaran birini kendine doğru çekerek
SAKİNE: kız uzay denilen yer soğuk mu yoksa sıcakmı olur
Kadının hiçbir şey anlamamış ifadesi karşısında
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.