- 873 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
GEÇ KALDIN ONBAŞIM/YÖRÜK VELİ
12 Eylül ün sancılı,sokağa çıka yasağı uygulandığı günlerinde,
İstanbul sokaklarında sabahlara dek,480 gün,5760 saat devriye
gezmiştik.Kartal,Pendik,Gülsuyu,Samandıra,Dolayoba,Kaynarca
Sultanbeyli,Yakaca,Kurtköy sokaklarını karış,karış gezmiş,santim
santim ölçmüştük adeta...Bombalı pankart indirmiş,hırsız kovala-
mış,sigara-içki kaçakcılara yakalamıştık.Zaman,zaman ölümün
soğuk nefesini ensemizde hissetmiş,serseri kurşunlarına hedef
olmuştuk...
Yörük VELİ,Az konuşmayı seven,belkide koşuşacak fazla birşeyi
olmayan,daha on beşinde evlendirilmiş,üç çocuklu,özü sözü bir
saf,katkısız bir anadolu çocuğuydu.Gönlü zengindi,fazla büyük düş-
leri yoktu.Gece,gündüz askerliğini bitirip,köyüne,dağlara dönme dü-
şü kuruyordu.
-Bitmez onbaşım bitmez bizim bu askerliğimiz.Sıktı,boğdu,öldüre-
cek beni bu şehir.Gözümde tütüyor TOROSLAR.Anamı,babamı,ço-
cukları,keçileri özledim.Ahh anasını satayım şimdi dağlarda,doğay-
la baş başa olmak vardı.Şaşıyorum bu insanlara bu şehirde nasıl
yaşıyorlar,nasıl mutlu oluyorlar diye...
Aklı,fikri köyünde dağlarındaydı YÖRÜK VELİ NİN...Şehri ilk defa
askere gelirken görmüş,siyah kara lastik ayakkabıdan başka ayak-
kabı giymemiş,sinema,tiyatro ile tanışmamış,ilk okul üçüncü sınıftan
ayrılmış,okumayı zar,zor becerebilen birinin ne gibi düşleri olabilirdi-
ki..?
Onun bitmez dediği askerliğimiz bitmiş ve gözyaşları içerisinde
ayrılmıştık.
Yıllar yılları kovaladı,her bayramlarda,yılbaşlarında ona göndermiş
olduğum onlarca mektup ve kart hep yanıtsız kalmıştı.Köylerinde tele-
fon yoktuki,arayıp halini sorayım? Yapacağım tek şey ona mektup
göndermekti,bende onu yapıyordum.
Tam 25 yıl sonra ondan bir mektup aldım.Mektubu aldığımda olduk
ca sevinmiştim amma okuyunca keşke böyle bir mektup almasaydım
diye kendi kendime söylenmiştim...
-Onbaşım...Bilmem beni hatırlıyabilecekmisin benim ben Yörük Veli.
Asker arkadaşın YÖRÜK VELİ...Biliyorum eşşeklik ettim,senin mektup-
larına,kartlarına cevap yazamadım ammabizim köyde postahane yok
be onbaşım...Kağıdı,kalemi bil bulmak mesele...Sana bu mektubu has-
tahaneden ANAMUR dan yazıyorum.Hastayım dostum çok hastayım.
Seni son bir kez göreyim dedim.Bu kanser beni yedi bitirdi,eritti onba-
şım...Mümkünse hemen çabuk yanıma gel.Geç kalma çabul gel onba-
şım...Seni dünya gözüyle son bir kez göreyim...
Bozuk türkçesi ile yazdığı mektubu kısmen böyleydi.Elimde mektupla
kalakaldım.Gözlerim uzaklara dalıp gitti.Anılar gözlerimde daha dün gibi
canlanmaya başladı....Düğünler ve ölümler o denli çoğalmıştıki,15 gün
yörük veli nin köyüne gidemedim.
Tam 15 gün sonra 12 saatlik otobüs,bir saatlik yayan yorucu bir yol-
culuktan sonra köyüne ulaşabildim.Köyde ilk rastladığım bir köylüye,
-Yürük Veli nin evi neresi hemşerim...dedim.
Köylü bir müddet şaşkın gözlerle,yorgun suratıma baktıktan sonra,
-Hangi Yörük veli hemşerim.Bizim köyde üç tane Yörük Veli vardı.
VARDI...İşte bu kelime yüreğime CIZZZ diye düştü.Kardeşim,As-
ker arkadaşım YÖRÜK VELİ yoksa ölmüşmüydü?
-Dervişlerin YÖRÜK VELİ hemşerim.Hani hastahanede yatanı...
Diyebildim...Adam bir müddet gözleriyle beni süzdükten sonra,
-Geç kaldın hemşerim...Dervişlerin YÖRÜK VELİ geçen hafta öldü.
Başın sağolsun...
Yetişememiştim YÖRÜK VELİ yi görmeye yetişememiştim.Geç
kalmıştım.Köyün mezarlığına gittim.Bildiğim bütün dualrı onun için oku-
dum...Mezarlıktan ayrılıyordum ki,arkamdan bir ses işittim,
-Geç kaldın onbaşım geç kaldın.Oysa seni görmeyi ne kadarda çok
istiyordum.Hakkının helal et...
Duyduklarıma,kulaklarıma inanamadım...Dönüp arkama baktım,kim-
secikler yoktu.Tekrar mezarın başına varıp bir,iki saat daha kaldım.Yine
bildiğim bütün duaları tekrar,tekrar okudum,
-Affet beni VELİ affet dostum.Bu sefer eşşeklik bende oldu,geç kal-
dım...Gelemedim...
Dedikten sonra,mezarlıktan uzaklaşıyordum ki,arkamdan yine aynı
ses,
- GEÇ KALDIN ONBAŞIM GEÇ KALDIN
YORUMLAR
Üzücü bitti bu öyküde diğer okuduğum gibi.hayat böyle işte.İnsanın en iyi dostu ,en büyük düşmanı zaman.Geri döndüremiyoruz zamanı ,hatalarımızı telafi edebilmek için.Geri döndüremiyoruz zamanı geç kaldıklarımıza vaktinde varabilmek için.Akıcı bir dil ,tebrik ederim.Bir kaç yazım hatası vardı başlarda,klavyeden kaynaklı.Onun dışında çok çok iyiydi.
:((
Tüylerim diken diken şimdi...
Sizin yerinize ben dona kaldı mezar başında, ben ağladım gedldğim yoldan dönerken ...
ÇOk etkilendim...
Ustaca ve akıcı bir anlatımla aktarmışsınız yöküyü. Hele de yaşanmış oluşu da daha da içime işledi...
Kaleminiz daim olsun...
Sevgiler ÖZ' de...